13. Bölüm - Kabus

108 26 38
                                    


SALVOR



Salvor kampın kenarında duruyordu; arkasında rengârenk çadırlar, önünde ise zümrüt ve yakut renkli orman vardı. Güneş uzaktaki dağların ardına gömülüyor, dünyayı gölgeye boğuyordu. Arkasında hizmetkârlar ateşin başında sohbet edip gülüşüyorlardı.

Nora'nın nerede olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu.

Onu gün boyunca Zawri'nin eteklerine doğru yürürken görmüştü ama birkaç gün önce müze arşivlerinde başarısızlıkla sonuçlanan özür dileme girişiminden beri birbirlerinden kaçıyorlardı.

Genç kızın kızgın ve kırgın olduğunu biliyordu. Gergin halinden bu anlaşılıyordu ve Salvor bundan pişmanlık duyuyordu. Ama özrünü dile getirecek doğru kelimeleri bulamamıştı ve Marriset'le ne yapmaya çalıştığını da açıklayamıyordu.

Hele de Nora'nın bir asi olabileceğine dair ilk kanıtı bulmuşken.

Nora'yı arşivde bulduğunda çok şaşırmıştı. O an, sadece kendi varlığının bile yeterli bir sebep olduğunu düşünmüştü ama sonra Nora kasıtlı olarak yer değiştirerek Salvor'un raftaki bir şeyi görmesini engellemişti. Bu yüzden, kız uzaklaştığında, peşinden gitmek için yanıp tutuşsa da kendini kalmaya zorlamıştı.

"İncinmek için umursamam gerekir."

Bu sözler günler sonra bile hâlâ kulaklarında çınlıyordu. Ama rafı incelemek için yaklaştığında bu acı gölgede kalmıştı.

Boğazı kurumuştu.

İmparatorluk mühürleri. Onlara bakıyordu, bundan emindi. Ve bunu kabul etmekten nefret ediyordu, çünkü isyancıların ilgisini çekecek türden bir şeydi bu. Tıpkı Diriliş'in Jayveh'ten her kalenin planlarını ezberlemesini istemesi gibi, Nora'dan da sahte raporlar, mesajlar ve imparatorluğa zarar verebilecek ve hayatları mahvedebilecek diğer komplolar için kullanılabilecek mühürleri çalmasını isteyebilirlerdi.

Dün gece Ford'a verdiği raporda bunu paylaşmamıştı, nedenini bilmiyordu.

Azizler aşkına, bu bir yalandı. Kimseye söylememişti çünkü doğru olmasını istemiyordu. Nora'nın Diriliş'in bir parçası olmasını istemiyordu.

Bütün gün bu kamp alanına doğru yürürken bazı şeyleri kafasında evirip çevirmişti. Belki Nora da Jayveh gibi bir tür tehdit altında katılmıştı? Ama bu pek mantıklı değildi. Jayveh'in amcası, Xerra'nın kralı, isyancılara yardım etmezse küçük kardeşlerini tehdit eden korkunç bir adamdı. Nora ise hem amcasına hem de Kral Torin'e düşkündü. Ona şantaj yapacak kimse yoktu.

Olsaydı bile Jayveh'in yaptığı gibi bunu ortaya çıkarmanın bir yolunu bulabilirdi.

Yani, hayır, şantaj olası görünmüyordu.

Salvor o anda Jayveh'i şüpheli olmaktan çıkardığını fark etti. Jayveh'in kendisini çifte ajan olmadığına ikna edip etmediğinden ya da dikkatinin dağılıp dağılmadığından hala emin değildi.

Marriset'e gelince, onun sadece güce aç olduğuna ikna olmuştu. Açgözlülüğü organize bir isyanla ilişkilendirilemeyecek kadar kişiseldi. Ayrıca, kadının hırsının hedefi imparatorluğu yıkmak değil, her şeyi ve herkesi kendi çıkarları için kullanmaktı.

Bu aslında oldukça iç karartıcı bir düşünceydi. Nora'yı bir hiç uğruna incittiği anlamına geliyordu.

Öte yandan, Salvor sadece var olarak bile Nora'yı incitiyordu. Aralarındaki ilk çatlak Marriset'le yakalandığında değil, onun kim olduğunu hatırladığı andan itibaren ortaya çıkmıştı: General Rennweld, Cellat.

Aşk ve İsyanWhere stories live. Discover now