11. Bölüm - Konsey

115 32 10
                                    



SALVOR


Salvor tabağındaki yemeği karıştırdı ama aç değildi. Darrin'le konuşmak başını ağrıtmaya başlamıştı. Adam sıkıcı, sığ ve kibirliydi. Her şey hakkında yorum yapmak zorunda hissediyor, odadaki herkesten daha çok şey bildiğini göstermek istiyordu. Marriset için üzülebilirdi ama birbirlerine çok uygun görünüyorlardı.

Salvor'un asıl istediği Nora'yla daha fazla zaman geçirmekti.

Mirange'a geldiğinde artık bir karısı olacağını biliyordu. Yine de ona karşı bir şeyler hissedeceğini hayal bile etmemişti. Her şey düşünüldüğünde, bu ihtiyacı olmayan bir karmaşaydı. Odaklanması gerekiyordu. Işığın Nora'nın ateşli saçlarına vurmasına ya da gülümsemesinin deniz yeşili gözlerini ısıtmasına değil.

Yaklaşan ayak sesleri dışarıdaki koridoru inletiyordu.

İlk ayağa kalkanlar Salvor ve Ivan'dı, Argent ve diğerleri de onların bir adım gerisindeydi.

Bir hizmetçi koşarak odaya girdi, yüzü kızarmış, gözleri çılgına dönmüş, nefes nefese kalmıştı. " Leydiler-zehirli-çay odası!"

Yarım saniyelik bir anlaşılmazlık oldu, sonra Salvor koşmaya başladı. İki büklüm olmuş ve daha fazlasını söylemek için çırpınan hizmetçinin etrafından dolandı.

Salvor'un daha fazlasını duymasına gerek yoktu.

Nora zehirlenmişti.

Yeterince hızlı koşamıyordu.

Koridordan aşağıya fırladı, Ivan peşindeydi, diğerleri de hemen arkasındaydı. Salvor koşarken avuçları silah tutmak için yanıp tutuşuyordu. Oysa bir kılıcın zehre karşı yapabileceği hiçbir şey yoktu.

Damarlarındaki kan, aşırı adrenalinden dolayı alev alev yanıyordu. Üzerinde durabileceği zihinsel bir köprü bulmaya çalıştı -içini çalkalayan duygulardan soyutlanmak için- ama sakinleştirici egzersiz başarısız oldu. Eğer Nora ölmüşse...

Çay odası yemek odasının bir kat altındaydı, Salvor merdivenlere ulaştığında trabzana tutundu ve birkaç basamak birden aşağı sallandı. Sert bir iniş yaptı ve neredeyse tökezliyordu ama merdivenin geri kalanını sıçrayarak inmeyi başardı.

Çok uzun bir süre sonra -sadece birkaç dakika geçmiş olmasına rağmen- kadınların oturma odasına ulaştı.

Odada rahipler ve hizmetkârların yanı sıra bir hekim ve çırakları da vardı. Baş Rahip Zacharias bir grup muhafızın yanında duruyordu ve onlarla hızlı hızlı konuşurken yüz ifadesi sertleşmişti.

Kadınların hepsi kanepelere ve yere uzanmışlardı. Salvor'un gözleri Nora'yı bulana kadar her şeyi inceledi.

Nora halı kaplı zeminde yatıyordu ve hizmetçisi -Ahmi- dudaklarına bastırdığı küçük bir fincandan su içmesi için onu ikna ederken başını destekliyordu. Nora'nın elleri iki yanında titriyor ve yutkunmakta zorlanıyordu. Kızarmış gözlerinden usulca yaşlar süzülüyordu.

Yaşıyordu. Yaşadığı rahatlama onu neredeyse dizlerinin üzerine çökertecekti.

Ivan onun etrafından dolanarak baş rahibe doğru yürüdü. Diğer adamlar eşlerini ararken Argent da onun yanından geçip Jayveh'i bulmaya odaklandı. Salvor'un görebildiği kadarıyla bütün kadınlar hâlâ nefes alıyordu.

Az önce birinin onları öldürmeye çalıştığını düşünürsek, bu küçük bir teselliydi.

Salvor Nora'nın yanına gitti ve onun yanındaki halının üzerine çömeldi.

Aşk ve İsyanTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon