19. bölüm

38 11 12
                                    

Karşımda ki kadına baktım. Düzeltiyorum. Anneme baktım.

Aramızda sadece parmaklıklar vardı.

Annemde geçmişimdendi. Onu kabullenmeli miydim? Seçeneğim var mıydı peki?

O çok... Asil duruyordu. Elinde ki siyah çantayla. Vücudunu saran elbisesiyle. Duruşuyla. Bu kadın mı bırakıp gitmişti beni? Kötü biri gibi durmuyordu, oysaki.

Gibi.

Kötüydü ama. Hangi anne çocuğundan vazgeçer.

Dakikalar önce "zorundaydım" demişti.

Bu kadar mı?

Cevap veremedim. Ama "bu kadar mı?" Da diyemedim.

Hâlâ inceliyordum onu.

En sonunda "defol git" diye konuştum.

Bağırmamıştım.

Ama kadın, hayır annem, irkilmiş, kaşlarını çatmıştı.

Ses tonum onu şaşırtmıştı.

Rüzgar o an bana "lütfen" der gibi baktı.

Mavi gözlerine, her zaman ki gibi, çok fazla şey sığdırmıştı. Belki tüm okyanusları ve gökyüzünü sığdırmıştı, gözlerine.

Duygularını sığdırmıştı, maviliklerine. Derin suların güzelliği vardı gözlerinde. O her şeyiyle kusursuzdu, işte.

O da beni güzel sevmişti, biliyordum. Seviyordu beni. Hissettirebiliyordu.

"Sana yardım edebilir." Dedi Rüzgar.

"Bir hakim. Güçlü bir hakim." Diye ekledi.

"Ondan gelecek yardım da hayırsızdır. Hem sen yapma bari, Rüzgar!" Dedim.

"O bir yabancı! Çok uzun zamandır yok. Doğumumdan bu yana, varlığını hissetmedim." Dedim.

"Sadece... seni buradan çıkarabilir." Dedi Rüzgar.

"Avukatlığa düşecek mesleği." Dedi Rüzgar, umutla.

"Senin için yapacak. En az cezayı al diye." Dedi.

Kadın suskundu.

Yüzü yok gibiydi, konuşmaya.

"Gerçekten bunu benim için yapar mısın?" Dedim yalancı bir oyunculukla. Dudak büzdüm.

"Ne kadar fedakarsın (!)" Dedim ellerimi birleştirerek.

Dudak büzdüm.

"Sana ihtiyacım yok! Şimdi siktir git." Dedim tüm acımasızlığımla.

Devam ettim, çok doluydum... susmak istemiyordum.

"Seni affedeceğimi falan mı sanıyorsun, sonra? Anne kızcılık mı oynayacağız? Senin gidişin, annesiz kalışım, hayatımı cehenneme çevirdi. Bana sahip çıksaydın! Eğer çıksaydın, Berşa tüm o iğrenç şeyleri bana yapamazdı. Ruh ve sinir hastalıklarında tedavi görmezdim.  Çocuk olurdum! Bende çocuk olurdum! Tıpkı diğerleri gibi." Dedim. Artık ağlıyordum.

Anlamayacağını bile bile, kendimi açıklamaya çalışmıştım.

"Yardım etmek isteyende kabahat!" Dedi. Kızmıştı.

Onun siniri bana işlemezdi.

"Yüzsüz! Dua et, parmaklıklar var!" Dedim.

Rüzgar halimi ve bakışlarımı görünce, kadının kolundan tuttu.

Evet kadın. Anne değildi o.

"Tamam sizi yüzleştirmek bir hataydı. Çenenin böyle olduğunu bilmiyordum." Dedi Rüzgar.

Evin +18 (Tamamlandı)Where stories live. Discover now