14. bölüm

37 13 6
                                    

Doktorum yeşil gözlerini, gözlerime dikti.

Bana yardım edemiyordu. Farkında değil miydi?

Bana yardım edemezdi. O evreyi geçmiştim.

"Nasıl hissediyorsun?" Dedi.

"İyi hissediyorum" dedim.

Dik duracaktım. İyileşebilirdim. Herkes yapabilirdi.

Ama sanki doğru olan bu değilmiş gibi de geliyordu bazen. Belki iyileşmemeliydim. Vazgeçmeliydim.

Bir tarafım da diyor ki, o zaman nasıl yaşamaya devam edeceksin? Savaş.

Rüzgar neredeydi? Tarçın neredeydi?

Neden gelmiyorlardı?

Aylar oldu. Neredesiniz?

Neredelerdi? Utanıyorlar mıydı benden?

Anlattıklarımdan? Yaşadıklarımdan? Hasta oluşumdan? Yaptıklarımdan?

Her şeyi düşündüm. Her şeyi. Bu geçen zaman, tüm ömrümden uzun geliyordu. Onların yokluğu, zamanı ağır çekime almıştı.

Tek gördüğüm hastanenin duvarlarıydı. Hastane bahçesi ve bu doktor.

Telefonum elimden alınmıştı.

"Kitaplarımı istiyorum. Rüzgar' ı. Tarçın' ı. Gitmek istiyorum." Dedim.

Kadın "henüz değil. Hazır değilsin." Dedi.

"Hazırım! İyiyim ben . Onları görmeliyim. Asıl bu hastane beni daha kötü yapıyor." Dedim.

"Hangi kitapları istiyorsun? Halledeceğim" dedi.

"Gideceğim! " diyerek öfkeyle ayağa kalktım.

Cebimdeki kırık camı çıkarıp, doktorun yüzüne tuttum.

"Bunu yapmak istemiyorum. Beni zorlama" dedim.

Öyleydi. Zarar vermek istemiyordum ona. Yardım etmeye çalışıyordu.

Sanırım..

"Sakin ol" dedi. "Bu sen değilsin Evin" dedi. Devamında ;

" Sandığından daha iradelisin. Kontrol istediğin her zaman sende. Çok güçlüsün. Çoğu insana göre, kendi öfkenden bile güçlüsün" dedi.

Gözlerimi kaçırdım. "Kes sesini! Beni bırakacaksınız! Gideceğim!" öyle bağırıyordum ki..

"Evin.. " dedi ve bir adım üzerime geldi.

"Yeter!" dedim. Camı göğsüne sapladım.

O yere yığılırken, arkamı döndüm.

Arkama bakmamalıydım.

Rüzgar' a gitmeliydim.

Arkamı döndüm. Koşmaya başladım. Koşabildiğim kadar koşacaktım. Durdurulana dek. Gücüm bitene kadar.

Ve koştum. Koridorları geçtim.

Önüme bir güvenlik çıktığında, yüzüne yumruğumu geçirdim. Dizimi defalarca hassas noktalarına geçirdim.

Bunu Rüzgar öğretmişti.

"Karşındakinin gücü önemsiz. Tekniğin iyiyse onu mahvedersin" demişti.
.

Nasıl oldu bilmem. Ama iyileştim. Aradan aylar geçti ve daha iyiyim.

Zar zor mezun oldum. 1 sene devamsızlıktan kalarak.

Aklıma takılan bazı şeyler vardı. Rüzgar' la soyadımızın aynı olması gibi. Fakat akraba değilmişiz. Sadece tesadüfmüş. Sistemde öyle görünüyor. Bu tuhaf. Kan bağımızda çıkmadı.

Yarın mezuniyet vardı... balo vardı. Elbisem hazırdı.

Annem sandığım kişi de hapiste. İkiside hapiste. Birçok sebepten. Mesela o kadın yasal olmayarak beni yanına almıştı. O yüzden o da içerde.

Sonuç olarak psikolojik rahatsızlıklarımı atlattım. İyileştim.

Depresyon, dismorfobi, anksiyete, panik atak... hepsini! Hepsini yendim.

İlaçlardan çok bana yararı olan, farklı şeylerdi.

.

Sonunda 2. Bölüm de olan olayları anlayacaksınız.

Zaman atlaması olmayacak artık hikaye de.

22 kasım da Evin' in nasıl o hale geldiğini öğrenmek üzeresiniz..

Bir sonraki bölüme kadar bekleyin.

Evin' in göğsünde ki yarayı kimin yaptığını da öğreneceksiniz.

(21 kasım da o yara yoktu.)

Karışık geldiyse, 2. Bölümü tekrar okuyabilirsiniz♡

He bir de, bir sonraki bölüm 2. Bölümün farklı bir anlatımıyla olacak.

Sonraki bölümde ne demek istediğimi anlarsınız.

Yani 2. Bölümde ki şeyler yaşanacak, eklemeler yapacağım sadece.

Bir şeyler ortaya çıkacak.

Bakacağım...

1. Bölümde ki Rüzgar' la olan konuşması da olacak.

O kişi Rüzgar dı evet. (1. Bölümde ki) (evin in konuştuğu kişi.)

Bu kadar açıkladım ama anlamayan varsa, sonra ki bölümü okuyunca anlayacak.

.

Evin +18 (Tamamlandı)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang