26.BÖLÜM "HUZUR KOKUSU"

1.2K 118 25
                                    

Lütfen oy verip yorum yapmayı unutmayın.

Tiktok: degisikruyalar
Instagram: degisikruyalar
Twitter: degisikruyalar

Sınır geçilmeden yeni bölüm atmayacağım<3

Sınır geçilmeden yeni bölüm atmayacağım<3

Ups! Ten obraz nie jest zgodny z naszymi wytycznymi. Aby kontynuować, spróbuj go usunąć lub użyć innego.

HUZUR KOKUSU

Yaş 16

Çocuklar yetişkinlerden çok daha farklı bakarlar dünyaya. Onlar için hiçbir şey siyah ya da beyaz değildir, grileri vardır küçük çocukların ya da küçük olmayanların. İnsanlar bazı şeyleri siyah ya da beyaz olarak adlandırmaya hayatın sillesini yedikleri ilk an başlar ve grileri yok sayarlar. Hata hatadır, sebebe değil sonuca bakarlar ya da masum masumdur, öncesine bakmazlar.

Yazgı Alabora hayatın sillesini kanından olan ve canından saydığı insanlardan yemiş biri olarak grilerini yok etmişti, hataları görevlerle görmezden gelir, vatanı için karakterinden ödün verirdi ama Yazgı bu kadın değildi. Yıllar içinde sadece birkaç santim daha uzayacağı boya ve asla kısacık kestirmeyi düşünmediği uzun kahverengi saçlara sahip kız çocuğu aslında çocuk olmayı bırakmış ama yetişkinliğe de henüz erişememişti. Lise ikinci sınıf olan Yazgı, ne geçmiş zamanda tanıdığı arkadaşlarından ayrılmış ne de ortamını değiştirmişti. Anaokulundan itibaren babasının seçtiği oldukça başarılı bir kolejde eğitim gören Yazgı, kimi insana göre oldukça şanslı sayılabilirdi ama ne yazıkki her şey para değildi ve kolejde okumak Yazgı'nın umrunda değildi.

Yazgı istediği zaman piyano çalsa yeterdi ve bu maalesef devlet okullarında pek mümkün olmadığı için ortamından oldukça nefret ettiği kolejden ayrılmıyordu. Ortaokulun hemen yanında bulunan lise binasının içindeki müzik odası ortaokuldaki müzik odasından çok daha güzel olduğu için oldukça mutlu olan Yazgı evdeki yalnızlık sebebiyle her zamanki gibi okuldan sonra saatlerce piyano çalıyordu ama bu sefer bu müzik odasında yalnız değildi. Ondan çok daha uzun olan ve bir üst dönemden olduğunu bildiği genç oğlan da liseye başladığından beri çoğu zaman kendisine eşlik ediyordu ama birlikte saatler geçirmelerine rağmen bu iki genç neredeyse hiç konuşmuyor, sohbet etmiyordu.

Saatler birbirini kovalarken Yazgı da kendisine eşlik eden genç oğlanda okuldan sonra etüte kalanların çıkış saatinin geldiğini biliyordu ama bu iki çocuğun biraz daha okulda kalmaya izni vardı. Kemanını kenara bırakıp odadan çıkan genç oğlan kantine gitmiş ve otomattan kendine su aldıktan sonra tekrar müzik odasına ilerlemeye başlamıştı ama önümüze takılan engeller hayatımızın her anında bizi bulabileceği gibi genç oğlanı da akşam üzeri okuduğu okul binasının içinde bulmuştu.

"Ooo," dedi genç oğlanın önünde duran üç çocuktan en kalıplısı alaycı bir şekilde "kimleri görüyorum burada, okulmuzun gayi Ezel."

"Kes sesini." dedi Ezel çatık kaşlarıyla karşısındaki çocuğa bakarken, okuldaki erkeklere göre feminen bir yapısı olduğu doğruydu ama ses tonu her ne kadar etrafındaki çoğu yaşıt hemcinsine göre ince sayılsada asla bir erkeğe göre ince bir sese sahip olduğu söylenemezdi, ayrıca bu ses şarkı söylerken herkesi büyülerdi.

YAZGI Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz