3.BÖLÜM "BOĞAZDA DÜĞÜMLENEN NEFES"

3.3K 235 60
                                    

Lütfen oy verip yorum yapmayı unutmayın.

Tiktok: degisikruyalar
Instagram: degisikruyalar

Tiktok: degisikruyalarInstagram: degisikruyalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


BOĞAZDA DÜĞÜMLENEN NEFES

Yıllar önce, aldığım her nefesin bir bir boğazıma dizildiği uzun bir dönemden geçmiştim. Yanımda kimse yoktu, hiç kimse. Yalnızlığımla sarmalanmış, yalnızlığımla hayata tutunmuştum. Aslan yanımda değildi, aslında Aslan hiç bir zaman benim yanımda olmamıştı. Fiziken yanımda olduğu günlerin aksine ruhu hiç bir zaman ruhumun kıyısından geçmemiş bir adamdı.

Kapattığım gözlerimi Talat'ın ağızından şaşkınlıkla çıkan cümlenin etkisiyle açtım.

Yutkunamadım.

Nefeslerimin boğazıma dizildiği bir anla daha karşı karşıya kaldım. Aslan'ın ölümü bende gözle görülür bir etki bırakmamıştı, onun ölümü benim kimsenin görmediği, bilmediği ruhumu etkilemişti.

Ruhum kanıyor duyuyor musun?

Aslan, aldığım nefeslerin boğazıma dizildiği hiç bir anda yanımda olmayacağını bana yaşayarak öğretmişti ama bir gün aldığım nefesleri boğazıma dizenin Aslan olacağını hiç bir zaman tahmin etmemiştim.

Bacaklarım güçsüzleşti ve sendelendim. Hiç bir şeye tutunmaya çalışmadım ama büyük bir avuç koluma sarıldı ve yere düşmemi engelledi. Elin sahibine baktığımda Barın'la göz göze geldim.

"Neden tutuyorsun beni, bırak düşeyim?" diye acıyla fısıldadım.

"İzin vermem," derken sesi keskindi "çünkü düşersen kaldıramam, sadece düşmene engel olabilirim."

Dolu gözlerimin arasından gülümsedim, ben hep gülümserdim.

Kolumu elinden kurtarıp büyük ekrana doğru bir adım attım.

"Onu öldüreceğim." sözcükler dudaklarımdan benden izinsiz çıktı. Kalbimden geçen her söz gözlerimden okunuyordu, biliyorum. "Onu öldürmekten beter hâle getireceğim." derken sesim daha yüksek çıktı. Hiç kimseden tek kelime çıkmazken. "Aptal." diye mırıldandım, sözlerim çoktan toprağa karışmış Aslan'aydı. "Sana mı kaldı? Bu adamın peşine düşmek sana mı kaldı?" dedikten sonra gözlerimi kapattım ve iki avuç içimi de yüzüme bastırdım.

"Bu adam sıradan, normal bir piyanist değil miydi abi?" diyen ve diğerlerinin sessizliğini bozan kişi Kenan'dı. Cidden şuan tek sorun bu muydu? Aslında onlar için büyük bir sorundu çünkü devlet için tehlikeli bir adamın varlığı ile karşı karşıya gelmişlerdi.

"Nefret ediyorum." derken kendi kendime konuşuyordum. "Senden nefret ediyorum Murat Bağcı, Aslan'dan da nefret ediyorum hepinizden nefret ediyorum." derken sesim çığlıktan hallice çıktı. Ruhumun çığlığı bilgisayarlarla dolu odanın duvarları arasında yankılandı.

YAZGI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin