GÜLÜMSE; POLİS | Yarı Texting

43

Keyifli Okumalar🍃

Medya~ Asmin
———

İştahla yediğim pastamla birlikte, kola şişesini kafama dikerken bakışlarım yemek yapan Ali'yle kesişti.

"Yavaş yesene Asmin." Diyerek mırıldanırken gözlerimi devirdim.

"Çok açım derken şaka yapmıyordum." Deyip boşalan kola şişesini Ali'nin kıçına doğru isabet alıp fırlattım. Kola şişesi hedefe 12'den isabet ederken gülüp ayaklandım. Ali'nin şaşkın bakışları beni bulurken arkasına geçip kollarımı beline sardım.

"Ne dersin he, benden de polis olur mu? Baksana attığımı vuruyorum sevgilim." Diyerek kıkırdarken, elimle kıçına vurup güldüm.

Kafasını iki yana sallayıp elindeki bıçağı bırakarak bana döndü. Koca ellerini yanaklarıma koyup, yüzümü derinlemesine incelerken kafasını sallayıp güldü.

"Olur tabi neden olmasın." Diye mırıldanırken, yüzümü yüzüne yaklaştırıp alnımı öptü. Geri çekileceğini düşünürken elmacık kemiklerimin her ikisine birer öpücük bırakıp dudağıma yöneldi.

"Çok, çok güzelsin bebeğim." İçine kaçan sesiyle konuşurken, üst dudağımı kavrayıp emdi. İstemsizce gözlerim kapanırken, anın heyecanıyla düşüp bayılmayayım diye kollarımı boynuna sarıp, ellerimle saçlarını çekiştirdim.

Sırtımı tezgaha çevirirken, belimi soğuk mermere yasladı. Dudaklarımız sertçe birbirine çarparken, aralık dudaklarımdan içeriye giren diliyle aynı anda inledik. Ağzımın içinde dolaşan dili kasıklarımda ağır bir sızı oluştururken, kendini bana yasladı. Tüm kıvrımlarını vücudumda hissettim o an. Bedenim alev alev yanarken hızlanan nefeslerimiz birbirimizin yüzüne esiyordu.

Bacaklarımı kavrayıp belimi tezgahtan ayırırken kasıklarımı, kasıklarına daha sert bastırdı. İnleme seslerimiz mutfakta yankılanırken, Ediz'in ağlama sesi de tüm evde yankılanmaya başladı. Hızla kendimi gelirken, geri çekildim. Ali küfürler mırıldanırken, omuzlarından itip kendimden uzaklaştırdım.

"Vazgeçtim ben çocuk falan istemiyorum!" Diyerek sinirle konuşurken, bu haline gülüp yatak odasına koşturdum. Yatakta ağlayan Ediz'le az önce yaşanan şeyin heyecanını bir kenara bırakırken, kucağıma aldım.

"Ne mızmız bir şeysin sen be!" Ediz'e söylene söylene içeri giren Ali'yle kafamı iki yana salladım. "İki dakka rahat vermiyorsun yengenle bana." Yanımıza gelip, kollarını belime sararken sırtımı göğsüne yasladı. "Ananın seni buraya neden bıraktığı belli oldu." Diyerek söylendi.

Başımın üzerini üst üste öperken, sesli bir nefes aldı. Ediz kucağımda çoktandır susmuş, Ali'nin söylemlerini sanki anlıyormuş gibi dikkatle dinleyip gülüyordu.

"Birde gülüyor, şuna baksana." Huysuzca konuşan Ali'ye ters bir bakış atıp Ediz'e gülerek baktım.

"Sen bu dayına bakma aşkım. O kendi kendine konuşuyor." Diyerek Ediz'e destek çıktım. Kucağımdaki bebek daha çok neşelenirken, dayanamayarak yanağını öptüm.

"Bana bile bir kere 'aşkım' demedin Asmin. Şu uyuza neden diyorsun böyle şeyler? Sonra şımarıyor baksana!" Ali ciddiyetle konuşurken gülmeden edemedim.

"Ya senin bu dayın ne kıskanç, ne kuduruk bir şey böyle bebeğim." Diyerek beni dikkatle dinleyen Ediz'e söylendim.
"Sen büyüyünce buna benzeme tamam mı?" Ediz etrafa gülücükler saçarken iç çekerek gülümsedim. Ne tatlı bir şeydi bu!

"Neyim varmış benim?" Diyerek mızmızlanan arkamdaki koca bebeğe göz ucuyla bakıp güldüm. Ediz elini birden tişörtümün yakalarına atıp aşağı indirirken, Ali sinirle elimdeki bebeği alıp havaya kaldırdı.