24

84.9K 4.8K 2.6K
                                    

Keyifli Okumalar🍃

Medya~ Ali
---

"Laleli bir içeriye gir, laleli iki ormandaki tilki! Laleli üç atlama-" Nil'in ayağının ipe takılmasıyla, Arda'yla saymayı durduk.

"Lan hadi bir kere daha çevirin. Son." Nil'in söylenmesiyle omuzlarımı silktim.

"Yok vallaha benden bu kadar, açım ben." Diyerek pes edermiş gibi ellerimi kaldırdım.

Bugün altın günü için bütün kadınlar bizim evde toplanıyorlardı ve bizimkilerin annesinide bizdeydi. Hep beraber okuldan sonra bizim eve geçmiştik direk. Annemler içerde sohbet muhabbet ederken biz burada ip sallayıp Nil'i atlatıyorduk.

"Sıra bende kanka. Ben boşuna mı salladım ipi." Diyen Arda'ya 'yeter' derecesinde baktım. Geldiğimizden beri aç karnımla ip sallıyordum. Tugay'sa koca servis tabağını kendine hazırlamış bir köşede oturmuş, onu yiyordu.

"Son bak. Bir daha sallamam." Gülerek kafasını salladı. Nil'e tuttuğu ipin ucunu verdi. Sallamaya başladığımızda o mâlum tekerlemeyi söylemeye başladık.

"Laleli bir içeriye gir. Laleli iki ormandaki tilki. Laleli üç atlaması güç. Laleli dört eteğini ört...."

Ne güzel ben başta 1,2,3 diye sayıyordum, Nil'le, Arda tutuşmuştu böyle sayalım diye.

Arda'nın çabuk yanması için ve şu sabahtan beri doyuramadığım karnımı doyurmak için, ipi hızla çevirmeye başladım.

Hızlanmamla Arda'da hızlanırken, Nil'in bana ayak uyduramamasıyla beraberinde bizimkinin ayağı ipe dolanıp aniden koca vücudu yeri boyladı.

Yüz üstü düşerken acıyla inledi. Hızla ipi bırakıp yanına koştuk.

"İyi misin lan?!" Diye endişeyle konuştum. Ben bir koluna, Nil bir koluna girip kaldırmaya çalıştık.
Kendini toplayıp, dizlerinin üzerine çömeldi. Elini başına attı.

"Başımı sert çarptım." Elimle, başındaki elini indirdim ne olduğuna bakmak için. Şişmeye başlamıştı alnının kenarı.
Pişmanlık duyarak sıkıntıyla iç çektim. "Bilerek yaptın dimi lan köpek?!" Diye sordu Arda. Kafamı yan yatırıp cıkladım.

"Saçmalama be. Niye bilerek yapayım? Az oyunu zorlaştırayımda seni deneyeyim dedim. Bakim atlayabiliyor musun?" Ama yok yani hemen düştün. Senden bir şey olmaz kardeşim." Diyerek sırtına peşpeşe vurdum. Gözlerini devirerek kafama sertçe vurdu. Bus eğer acıyla ben elimi kafama götürdüm.

"Gerizekalı, yemin ederim gerizekalı bu kız!" Ayağa hızla kalkarak üzerini silkeledi.

"Ne vuruyon oğlum? Sanki itmişizde düşmüş dingil! Daha yolda yürümesini bilmiyor, gelmiş burada ip atlıyor! Neyine lan senin ip atlamak?!" Diye sitem ettim.

"Kes kes." Diye peşpeşe konuşup ilerleyerek eve girdi. Bende yerden kalkarak peşlerinden gittim. Nil, bahçedeki Tugay'ın karşındaki masaya geçerken bende, Tugay'ın yanında ayakta dikilerek, tabağındaki sarmayı parmaklarımla kavrayarak ağzıma attım.

"O güzel olmuş he, anan mı yapmış?" Ağzımdaki lokmayla konuştum. Tugay kafasını sallarken, bir taraftanda Nil sarmadan bir tane alıp ağzına attı.

"Ne yiyorsunuz kızım benim tabağımdan?! Kalkın hazırlayın kendinize bir tabak!" Omuz silkip yağlı elimi çaktırmadan Tugay'ın sırtına sürdüm.

"Aman sende ne abarttın. Alt tarafı iki sarma yedik he." Diye konuştum. Gözlerini devirip kısırını kaşıklarken yanlarından ayrıldım.
Gidip şimdi şu aç karnımı birazda doyurayım değil mi?

GÜLÜMSE; POLİS | Yarı TextingWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu