9

124K 5.6K 2.8K
                                    

Keyifli Okumalar🍃

Sonradan yazılmış Bilgi❗
❕Şimdi ben bu kitabı yayımlarken okunma sayısı azdı ve okunmayacağını düşünüp, yarım bırakmamak adına olayları hızlandırıp final veririm diye düşündüm. Ama okunma arttı ve bu bölüm ve bundan sonraki  'bir' bölümde birazcık olaylar hızlı ilerledi. Ama sonraki bölümlerde toparladım. Eğer yorum yapacaksanız bu kısmı iyice okuyup öyle yorumlarınızı yapın. Kırıcı yorumlar yapmaya gerek yok.
Şimdiden teşekkürler♡

---

Aynanın karşına geçerek saçlarımı aşağıda gelişi güzel bağladım.
Gözlerim üzerimdeki pijamaları buldu. Simsonlu pijama.
Ah ne güzel amınakoyim!

Şimdi üzerimi değiştirsem, onun için giyindiğimi falan düşünecek enayi

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Şimdi üzerimi değiştirsem, onun için giyindiğimi falan düşünecek enayi.
O yüzden karşına doğal çıkmak daha iyi şimdi.

Anlamsız gelen heyecanla odamda sağa sola turlamaya başladım.
Abi beni merak etmişti ya!
Beni beni.

Ya varya kesssin beni görmek istedi bu. Bahane üretiyor, bahane.
Bilirim ben bu hareketleri.

Etrafımda mal mal dönüp dururken, çalan telefonla birlikte hızla yatağa doğru koştum.
Arıyordu!

Derin bir nefes alarak, aramayı cevapladım.

"Kapıdayım, bekliyorum." Elim heyecanla, içerde at koşturan kalbime giderken derin bir nefes aldım.

"Tamam. Geliyorum." Diyerek telefonu kapadım.
Ellerim heyecandan titrerken, kendime son kez çeki düzen vererek telefonu alıp, yavaşça kapımı açtım.

Şimdi bizimkiler duyarsa bide, onlarla uğramazdım.
Merdivenlerden parmak ucumda, ses yapmamaya özen göstererek indim.

Dış kapının köşesindeki askılıktan anahtarı alırken, bir yandan da kapıyı yavaşça açtım.
Ayaklarına geçirdiğim, abimin olan siyah adidas terlikleri giyerek açtığım kapıdan çıktım. Kapıyı tam kapatmayarak aralık bıraktım.

"Ay heyecan meyecan bastı lan beni." Kendi kendime mırıldanırken, karşıya bakmamla, son model lüks siyah arabasına yastlanmış onu görmemle bir an içeri kaçmak geldi içimden.

Kafasını anlık bana çevirdiğinde, yerin dibine girmek istedim utancımdan.
Ben utanmazdım ki amınakoyim!

Yaslandığı yerden kalkarak, yüzüne vuran sokak lambasından gülümsediğini gördüm.

Hâlâ ne diye bekliyordum ki kapıda?!

Hiç istifimi bozmadan salına salına yürüyerek, bahçe kapısından çıktım.
Yanına vardığım an, zorlukla gülümsememle, kollarımdan tutup beni sinesine çekti bir şey demeden.

Götüm başım ayrı titrerken, gevşekçe sardım kollarımı beline.
Abi noluyoruz ya!
Bir eli saçlarımı buldu, geriye doğru okşadı.

Başımın tepesine hissedilmeyecek derecede bir öpücük kondurdu.
Lan heyecandan bir şey de diyemiyordum ki!

"Titriyorsun." Diyerek konuştu sonunda.
Sonunda konuştuğuna mı sevineyim, heyecandan titrediğimi ayıktığına mı utanayım bilemezken gözlerimi kıstım.

"He, üşüdüm ya." Diyerek bir yalan attım.
Sözlerime karşılık daha da sardı beni, mümkünü varmışcasına.
Kollarımı belinde tutrurdum.

"Hava esiyor zaten niye böyle çıktın dışarıya? Hasta olacaksın." Üzerimdeki ince kısa kolluyu kastediyordu.
Ama enayi bilmiyordu ki heyecandan titrediğimi.
İyi ya, bilmesinede gerek yoktu.

Çıplak kollarımı okşadı.
Bir nevi ısıtmaya çalışıyordu beni. Kafamı göğsünden kaldırdım.

Benimle birlikte oda kafasını başımın üzerinden kaldırırken yüzüme baktı tebessümle.
O an realde daha yakışıklı olduğunu farkettim.

Cidden fazla yakışıklıydı bu adam!

Burnuma bir fiske vurdu, parmağıyla.
Sonra sardığı kollarını bıraktı. Vallaha boşluğa düşmedim değil şimdi.

Üzerindeki siyah, deri cekete gitti eli. Bir hareketiyle çıkartarak kollumdan tuttu.
Tuttuğu kolumu ceketin kolundan geçirirken, hareketiyle gülümsedim.
Romantik herif seni!

Kısa sürede ceketi vücuduma geçirdi. Boyum kısa olduğundan eğilerek, ceketin fermuarından tutup sonuna kadar çekti.
Erkeksi parfümü esip burnuma doldu.

Ceketin altında kalan siyah salık saçlarımı tek hareketiyle kaldırıp omuzlarıma bıraktı.

Kolları omuzlarımı buldu. Sıcak bir gülümseme yolladı.
İçim eridi o an.
Bende karşılık olarak omzuna vurdum.

"Eyvallah ya." Alayla gülerek, omzumdaki bir kolunu tuttum.
Derin bir iç çekti.

"Ne demek." Diyerek sırıttı. Allah'ım çarpılacağım yemin ederim şimdi.
Çok hoş gülüyor enayi!

Birden aklına bir şey gelmiş olacak ki kaşlarını hızla çatarak ellerini omuzlarımdan indirip arabasının ön koltuğunu açarak içinden bir poşet çıkarttı.

Poşeti bana uzatarak güldü.

"Ne bu?" Diye sorduğum sırada aldım elindeki poşeti.

Bu kadarda aç gözlülük olmaz amk.
Bir, gerek yok falan der insan.

O kadar düşünüp almış şimdi adam.
Almasam ayıp olur şimdi.

"Eve gidince bakarsın." Ellerini göğsünde birleştirerek arabaya yastlandı.
Merak ediyormuş gibi olmamak için, omuzlarımı silkeledim.

"Gerek yoktu. Sağol yinede." Diyerek konuştum.
Bakışları suratımın her noktasında gezdirerek, dudak büküp kafasını sağa sola salladı.

"Elim boş gelmeyeyim dedim." Agaa ne kadarda düşünceli lan.
Ay bi değişik oldum amına.

"Hee. Sağol tekrardan." Diyerek gülümsedim.
Sıcak bastı beni bi.

"Sende." Diyerek toparladı kendini. Yastlandığı yerden kalkarak üzerini silkeledi.
Artık gitme vaktim gelmişti yani.
Şimdi abimin canı falan sıkılır aniden odaya basma şeysi gelir melir.
Gece gece göze batmayalım.

"Şey, iyi o zaman. Ben gideyim artık. Bizimkiler yokluğumu farketmesin şimdi." Anlayışla kafa salladığı sırada kocaman güldü.

"Nasıl istersen." İçimden o an ne geldiyse onu yapmaya karar verip, kollarımı beline sardım sıkıca.
Başta ne yaptığımı anlamasada sonradan karşılık verdi.

"Teşekkür ederim. Gelmen mutlu etti beni Ali." Sözlerimin ardından kollarımı belinden çektim.

"Hep gelirim." Alayla gülerek koluna vurdum.

"Beklerim." Diye karşılık verdim. " Ee oldu o zaman gideyim ben." Kafasını salladıktan sonra arkamı dönerek el salladım.

"İyi geceler." Diye seslendi. "Sanada." Diyerek koştura koştura eve girdim. Kapıyı kapatarak derin bir nefes aldım.
Güzeldi, çok güzel.

---
Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin❄

GÜLÜMSE; POLİS | Yarı TextingWhere stories live. Discover now