"MELÂL RUHŞİNA AKARSU"

Start from the beginning
                                    

"Kafasız kız, her boku ben mi öğreteceğim sana?" diye bağırdı, mutfakta elleri soğuktan kıpkırmızı olan annesi gözlerini kapadı. Çaresizdi. Bağırsa kim duyardı sesini? Her gün dövüldükçe yardım dilendiği komşularından hangisi gelirdi? Hiçbiri gelmezdi ki. "Sadece siyah renk verdin, babacığım." dedi küçük kız, başını kaldırdı ve babasına baktı ürkekçe. "Annem gökkuşağı çok renkli, dedi. Sadece siyah renkle nasıl çizeceğim?"

"Annen her boku biliyor mu? Ben eşek başı mıyım bu evde?" Küçük kız kaşlarını çattı. "Eşek başı ne? Sen babasın, eşek değilsin ki." dedi. Babası yanındaki sarma tütünü dudakları arasına alıp gözlerini kısarak Melâl'e baktı. "Sigarayı içene kadar gökkuşağını çizmezsen akşamleyin dışarıda yatırırım seni." diye cevapladı.

Kibriti tutuşturup sigarayı yaktığında az önce söylediği söze Melâl cevap vermedi.

Babasının yüzünü izledi, dün pazarda gördüğü arkadaşının babası bile kendi babasından daha iyi davranmıştı ona. Başını okşamıştı, babası tarafından yarayla dolan saçını başkasının babası okşamıştı.

Sessizce önüne döndü ve elindeki siyah boya kalemine baktı. Gökkuşağı çizmeyi bilmiyordu, nasıl çizecekti?

"Çizersem akşam sıcakta yatacağım," dedi kendi kendine. Dışarıda soğukta uyumak onu korkutmuştu, çok sevdiği siyah kedi soğuktan donarak ölmüşken o da ölemezdi, annesi üzülürdü ölürse. "Annemin kızıyım ben, yaparım ki." diye devam etti.

Siyah kalemi sol eliyle sıkıp gözyaşıyla ıslanan kâğıdı karalamaya başladı.

Odanın krem renkteki kapısı açılınca gülümsedi, annesi gelmişti. Kokusunu alması bile ona yetiyordu. "Melâl'im," dedi annesi. "Boncuk kızım, pastana başka bir şey de koyayım mı?" Koyacak bir şey yoktu aslında ama kızının gönlü kalmasın diye soruyordu.

"Bok koy, bok yeyin." diye araya girdi babası. Küçük kızın kalbi acıdı. Gözleri doldu ama ağlamamalıydı. Annesi, Melâl ağlarsa daha çok dayak yiyordu. "Polat," dedi, "Bu günü bari zehir etme, kurbanın olayım." diye tamamladı.

"Senin dilini keserim, it. Hangi gününü zehir etmişim ben?" dedi. Melâl, kalemi hareket ettirmeyi kesti. "Sizin kafanıza sıçayım ben. Değerimi bilmiyorsunuz. Ama bekleyin, üç güne adımı ana ana yalvarıp benden medet umacaksınız." Elindeki sigarayı cümlesini tamamladıktan sonra yerdeki kül tablasına fırlattı. Sigara henüz sönmemişti.

"Polat," dedi annesi, "Bunu yapacak mısın?"

Melâl yüzünü avcunun içine yerleştirip sessizce gökkuşağını çizmeye devam ederken babası güldü. Babası onlara hiç gerçekten gülmezdi, ya küfür etmek için gülerdi ya da aşağılamak için. "Sezen," dedi babası, "Üç kuruş dahi verseler yine satardım sizi." diye devam etti.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Dec 23, 2022 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

ELEM: ÖLÜM YEŞİLİ Where stories live. Discover now