14. "Yanık İzleri ve Düşüşler"

1.7K 1K 737
                                    

Güzel çiçeklerim, merhaba. Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Güzel okumalar, bölümü inşallah seversiniz. Oy ve yorumu eksik etmesek mi ki? Lütfen, hatalarımı söylemekten çekinmeyin. Seviyorum, sizi.♡

✒

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.



Bir yangına çırılçıplak atladığınızda acıyı hissetmeniz dakikaları alırmış, fakat korkunuz o yangından kurtulsanız da sizi yakar; buz fıçısına atılsanız da içiniz hiçbir zaman sönmezmiş.

Yanık izleri.

Yarası içine sığmayan, avuçlarına her düştüğünde taş batan ve külotlu çorapları her düştüğünde yırtılan çocukların parmak uçları yanıksa içinde sönmez bir yangın vardır.

Yanık izleri ve düşüşler.

İçimde bir yangın vardı, yakacak bir şey kalmadığında etrafı isleri kaplıyor, kalbimin odalarında yaşayan o küçük çocuklar zehirleniyordu. Soba üstünde kestaneler pişmiyor, güğüm fokur fokur kaynamıyor ve boyama kitapları sobayı tutuşturmak için yakılıyordu.

Parmak uçları yanık bir kadın hiç yürüyemezmiş, dizleri de bu yüzden yaralıymış ya zaten.

Parmak uçları yanık bir kadın yürümese de olurmuş, dizleri yaralı olsa da gülümsermiş, öğretti bana bunu. Adı Asef, küçücük bir oğlan ama kocaman bir gölgesi var. Uzansam gülüşüne dokunur güzelleşirim ama ellerim titrek, gülüşünde yanık izleri dolaşır, yapamam; korkarım.

Derin bir nefes alarak gözlerine bakmaya devam ettiğimde dudaklarını birbirine bastırdı ve ellerimize baktı.

Serçe parmaklarımızın arasındaki ten farkı, aynı zamanda çokta uyumluydu.

Onun ellerini yaralar, benim ellerimi ağrılar bağlamıştı. İkimizi uyuma sürükleyen tek farklılık bu olabilirdi belki de.

"Demiştin ya, 'ellerini derde bürüyen insanlarken, başka birisinden neden şifa bekliyorsun?' diye," bize garip bakışlar atarak geçen yaşlı bir adamın yürüyüşünün sesini bastıran sesiyle beraber ona baktım.

"Evet?"

"Yanıldın, yanılmış olman; çok hoşuma gitti." Dedi. Az önce dolan gözlerinin kenarlarında hiçbir damla yoktu. Kaşlarımı çattım, ne yani; bu kadar kısa sürede bulmuş muydu birisini?

"Yanılmam, yanılamam."

"Yanıldın, ve hep yanılacaksın." Ayrılan parmaklarımızla beraber, ona daha garip bakmaya başladım.

"Lafı dolandırmasan?" Dudağını sol tarafına doğru hafif gerdi, sahte bir gülüş sundu bana. "Ellerimi derde bürüyenin insanlar olduğunu söyledin. Evet, haklısın. Ve ben de, derde bürünen ellerimdeki derdi paylaşacağım birisini buldum."

ELEM: ÖLÜM YEŞİLİ Where stories live. Discover now