YILBAŞI ÖZEL BÖLÜM

Start from the beginning
                                    

"Şömineyi yakarım, camın arkasından izlersin." dedi.

"Bunu niye en başta söylemiyorsun? Dondum burada." dedim ve kolları arasından çıkarak eve doğru hızlı bir şekilde yürümeye başladığımda arkamdan "Yavaş yürü, düşeceksin. Yerler kayıyor." diye seslendi .

Sanki bir sakarlık yapmayı onun söylemesini bekliyormuş gibi ayağım kaydığında ellerim panikle etrafımda tutunacak bir şeyler aradı ama belime sarılan kollar düşmeme engel olduğunda derin bir nefes aldım.

Yamaç azarlar bir tonda "Beş yaşındaki çocuklar gibi koşmayı bırak." dedi ve beni kolunun altına alarak kendi başıma yürümeme engel oldu.

Evin içerisinde girdiğimizde bizi karşılayan sıcaklık ile yüzümde bir gülümseme oluşmuştu.

Montlarımızı ve botlarımızı çıkardıktan sonra panduflarımı giydim ve askıya asılı olan Yamaç'ın hırkasını üzerime geçirdim.

Yaman abiler ile birlikte dağ evine gelmiştik.

Yılbaşına bir hafta vardı ve bir haftalık kısa süren bir kış tatili yapmaya karar vermiştik. Şüphesiz buna en çok çocuklar sevinmişti çünkü istedikleri kadar kar oynayabiliyorlardı.

Tabi ki Yamaç, hasta olurum diye on dakika falan kar oynamama izin veriyordu ve ona sinir oluyordum. Gerçi sonra gönlümü alıyordu.

Salona geldiğim zaman etraf sessiz olduğu için herkesin uyuduğunu anlamak zor değildi zaten saatte oldukça erkendi. Uyanmış olmalarına daha çok şaşırdım.

Gece yarısı uyanmıştım ve geri de uyuyamamıştım. Biraz kendi başıma oyalansam da canım sıkılmıştı ve Yamaç'ı uyandırmıştım. Gün doğumunu izlemek içinde ısrarlarım sonucunda bahçeye çıkmıştık.

Yamaç elini karnıma yasladığında yüzünde bir gülümseme belirmişti , "Acıktınız mı?" diye sordu.

"Yok ama susadık." diyerek mutfağa yöneldiğimde peşimden geldiğini biliyordum.

Tezgahın üzerindeki bardağım ile su içtikten sonra bardağımı yerine koydum. Yamaç mutfağın kapısını kapatırken ne yaptığını anlamaya çalışıyordum.

Yanıma geldiğinde beni kollarımın altından tutarak kaldırdı ve tezgahın üzerine oturttu. Bedeni bacaklarımın arasına yerleştiğinde bakışlarım kapalı olan mutfak kapısına kaydı.

Telaşlı çıkan sesimle "Bir gelen olacak." dedim.

"Çocuklar uyuyor. Abimler de uyansa bile kapı kapalı diye içeri girmezler. Bende kapı kapalı olsa içeri girmem." dedi.

Omzuna vurduktan sonra "Oha Yamaç yani! Bir de oldu olacak kapıya meşgulüz diye kağıt falan assaydın."dedim.

Gülerek "Bir dahakine asarım." dedi.

Gözlerimi devirdiğim zaman ellerini kazağımın içerisine sokarak göğüslerime ulaşmış ve avuçlayarak sıkmıştı. Dudaklarımın arasından çıkan kısık sesli inlemeye engel olamamıştım.

"Bunlar daha da güzelleşti. Hamilelik sana yaradı." dedi.

"Hamile kalmadan önce de bayılıyordun." dediğimde güldü ve alınlarımızı birleştirerek "Benim sana bayılmadığım bir an yok." dedi.

Yumuşak dudaklarını kazağımın açıkta bıraktığı boynumda hissettiğimde ellerimi omuzlarına yerleştirerek , "Yapma, durmamız gerek."dedim

Boynumu emmeye başladığı zaman inlememek için dudaklarımı sıkıca birbirine bastırdım.

Onunla ne kadar çok vakit geçirirsem geçireyim aramızdaki her tensel çekimde sanki ilk defaymış gibi heyecanlanıyordum.

YENİDEN | TAMAMLANDI |Where stories live. Discover now