honey

5 0 0
                                    

Balkon konuşmamızdan sonra 2 hafta geçmişti ve Harry beni gördüğü her yerde yanıma gelip benimle konuşmaya çalışıyordu. Ben mi? İlişkimizin benim ne kadar gerizekalı olduğumu ve tabii ki de ondan kaçtığımı anlayamayacak kadar geliştiğini sanıyordum. Oflayarak kalemi fırlattım ve kafamı geriye atıp sigaramdan bir nefes çektim. Geri üflerken kafamdaki soru işaretlerini de atmak istedim. Sanki o dumanla her şey, hepsi gidecek gibi.
Tabii ki olmadı. Onun yerine,yeni soru işaretleri ekleyen bir olay gerçekleşti.
Şöyle anlatayım
Dumanı geri üflerken kafenin önünden kahkahalarla gülüşüp geçen çifte baktım. Ama yarasalarla yarışan kulaklarım,kızın hoş kahkahasının arasında böyle at kişnemesiyle fok balığı arasında çok tanıdık bir kahkaha sesi duyduğunda durdum.
"TANRIM CORDELIA!" sesin nerden geldiği hiperaktif bir şekilde şaşkın yüzüyle masama atlayan Harry'le kesinleşmişti.
"Tanrım Harry,provadan 5 dakika önce çıktım nasıl köşedeki kafede olabilirim çok şaşırtıcı öyle değil mi?"  ben sinir bozucu bir şekilde sırıtırken gözlerini devirdi ve yanındaki kıza dönüp beni tanıttı
"Hayatım bu Cordelia. Başrolü birlikte oynuyoruz."  kadın geniş gülümsemesiyle bana döndü
"Çok sevindim! Harry genelde çok...tuhaf tiplerle oynamıştı. Senin gibi biriyle olduğunu görmek güzel."
HAYATIM?
Ben hala cümledeki hayatım kelimesine takılmışken ikisi de benden bir cevap beklercesine bakıyorlardı.
"Aaa evet,evet! Teşekkürler. Ama benim gitmem gerek. Yol. Uzun. Metro. Kalabalık." suratlarına far görmüş tavşan gibi bakarken bir yandan da çantama eşyalarımı atıp ayağa kalktım.
"Tamam. Yol. Sen. Gitmek." Harry gülerek taklidimi yaptığında kız güldü ve Harry'nin koluna daha çok girdi. Gözümün koluna kaymasıyla bir anda elimde bir sıcaklık hissettim.
Siktir
Harry, Bayan Hayatım ve ben, aynı anda elimde büzüşmüş duran karton bardağa ve her tarafı kahve olmuş elime baktık. Harry hemen bardağı elimden alıp masadaki peçetelikle elimi kurulamaya çalıştı
"Çantanda krem var mı? Tanrım Cordelia nasıl böyle bir şey yapabildin? Şey gibisin, şey... Hulk." Tanrım ve Cordelia...
ODAKLAN
"Yani büyük kocaman yeşil çirkin bir şeyim?" şok gözlerle bana baktı
"B-be-be-n öy-"
"Bbbb ne! Bırak,ılıktı zaten!" peçeteyi elinden alıp koşar adım onlardan uzaklaştığımda daha fazla kalıp saçmalamadığıma sevinmiştim.
Sanki hiç saçmalamamış gibi...
***
"Size söylüyorum,kızla kahkahalarla gülüşüp birbirlerine hayatım diyorlardı." yatağımda ters bir şekilde yatmış sardığım mali tutturerek Blair ve Pepper'a bugun olanları anlatıyordum.
"Sonra?" Blair zorlukla çubuk şekerini çekiştirip çiğnedi
"Sonra... ben kalkarken kız Harry'nin koluna daha sıkı girdi ve ben sinirlenip... sinirlenip bardağı kırdım? Hayır büktüm? Neyse işte sonra da kahve elime döküldü. Sonra Harry bana yardım etmeye çalışınca ona bağırıp KAÇTIM!" kafamı yastığa gömüp bağırmaya başladığımda Pepper elimden sarmayı alıp içine çekerken saçlarımı okşadı
"Ben bazen gerçekten bu yaşa kadar nasıl geldiğini merak ediyorum." burnumu çekerek kafamı yastıktan kaldırdım
"Ve bana ne dedi biliyor musunuz? HULK" daha gurultulu aglamaya baslayıp kafamı daha çok yastığa gömdüm. Blair ayağa kalktı ve saçımı çekerek kafamı kaldırdı. Gözlerine baktığımda kendini gülmemek için zor tuttuğunu gördüm. O kahkahayı patlattığında üçümüz de deli gibi gülmeye başlamıştık
"Sonra- sonra onu azarladım inanabiliyor musunuz?" kahkahalarım arasında zorlukla çıkardığım kelimelerle daha çok haykırırken abim kapıyı açtı
"Harry geldi." ve aşağıdan Calum'un sesi yükseldi
"+1 DE GETİRMİİİŞ"

HOMEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin