29

8.9K 1.1K 801
                                    

Selamm nabersiniz

Yeni ficimi gördünüz mü🧚🏻‍♀️
omegaverse, belki çeker ilginizi

REKLAMIMIZI DA YAPTIĞIMIZA GÖRE ARTIK BÖLÜME GEÇEBİLİRİZ

İyi okumalar♡

...

Albay'sız geçirdiği ikinci günün sabahında, onun koltuğunda uyanmıştı Taehyung. Gözleri ağlamaktan şişmiş, yüzü hep asıktı bu iki günde. Jimin'in arada sırada buraya gelip ona imalar yaparak güldürmeye çalışması bile işe yaramıyordu, istediği kişi gelene kadar modu düzelmeyecek gibiydi. Tabii böyle davranmasının hiç sağlıklı olmadığını da biliyordu, kendine ve çevresindekilere faydalı olabilmek için en kısa sürede toparlanmalı ve eski Taehyung'a dönmeye çalışmalıydı. Hem, Albay da onu böyle bir halde görmek istiyor olmalıydı ki kendi gitmeden önce Jimin'i almıştı askeriyeye, bu gerçekten o kadar ince bir davranıştı ki yine ve yine ağlayası geliyordu düşünüp. Özlemişti.

Günlük yazamıyor oluşu ise ayrı bir dertti üstelik, artık içini rahat rahat dökebilecek bir yer yoktu. Ne yazık ki her şey yüreğine ve aklının derinliklerine gömülü kalmış, çaresizce çıkmayı bekliyordu. En azından Albay varken onunla en basit konularda bile sohbet etmek, beraber yemek yemek, okudukları kitaplardan bahsetmek, hiçbir şey yapmamak bile oyalıyordu kafasını. Elinde tek bir fotoğrafı yoktu özlediğinde bakabilecek, evde de aramaya çalışmamıştı çünkü birisi ona güvenip anahtarını vermişken etrafı kurcalayamazdı. Belki sadece görünür yerlere hiç dokunmadan aradığı şey var mı diye bakınabilirdi ama, Albay buna kızmaz diye düşünüyordu.

Bugün pazar günü olduğundan revire gitmeyecek, sadece acil ihtiyaç anında aranacaktı o yüzden bol bol zaman geçirebilirdi Albay'ın kokusunun sindiği bu çatı altında. Gerçekten her yer onum gibi kokuyordu, hele ki gittiği günün akşamı banyonun kokusu bambaşkaydı. Yola çıkmadan hemen önce yıkanmış olmalıydı ki gece eve girdiğinde onun kokusu karşılamıştı Taehyung'u, ve halinden öylesine memnundu ki bir ihtimal kalıcı olsun diye niyetlenerek kapıyı bile kapatmıştı. Tabii nafile, geceye kalmamıştı bile kokudan hiçbir eser.

Yerinden kalkıp küçük salonda turlamaya başladı. Hiçbir yere dokunmuyor, gözleriyle her tarafı ezberlercesine inceliyordu yavaş yavaş. Güney'de tek başına yaşadığı evi düşününce burası ona epey minimalist gelmişti fakat yadırgamak şöyle dursun kendini tam da şu an bulunduğu yere ait hissettiriyordu, gülümsedi haline. Gülümsedi çünkü her ne kadar aşka inanan biri dahi olsa tutup da ajanlık yaptığı ülkenin askerine kalbini vereceğini tahmin edemezdi. Hoş, sadece kalbini demek doğru olmazdı elbet, Taehyung'un güncel durumu göz önüne alınınca kalbiyle birlikte tüm ruhunu onda bıraktığı açıkça anlaşılabiliyordu.

Zaten alan küçük olduğundan göz turu kısa sürmüş ve herhangi bir çocukluk fotoğrafı bulamamanın hüznüyle bu sefer de Albay'ın odasına doğru adımlamıştı. Sırf gitmeden önce odasında kalabileceğini söylediği için böyle rahat davranıyordu yoksa asla kimsenin özel alanına girmeye niyetli biri değildi. Eğer yatağında yatmama izin veriyorsa odasına girmemde bir sıkıntı görmüyordur diye düşünüyordu küçük kitaplığın önünden geçerken. Bir tane büyük kitaplık salonda ve bir tane küçük kitaplık da odasındaydı, her ne kadar neden ayrı olduklarına anlam verememiş olsa da üzerinde çok düşünmemişti. Muhtemelen en sevdiği ya da hükumetten saklaması gereken kitapları kendi yanına almış olabilirdi.

Sapık gibi hissetmek istemediği için bir kapağı açık olan gardırobu yanından geçerken kapatmış ve aynı şekilde yarım açık bir çekmeceyi daha düzeltmişti. Yapsa gerçekten de hazır ev boşken her şeyi yapardı ama ilk zamanlardaki dayanılmaz merakı kalmamıştı, çünkü aşkına saygı duymayı öğreniyordu. Eskiden olsa şimdiye çoktan her yeri karıştırmış ve acaba daha gizemli şeyler bulur muyum düşüncesiyle yoldan çıkmıştı ancak onu durduran şey kalbiydi. Duygusal anlamda pek açıklığa kavuşmasa da bir şekilde Albay'dan karşı hoşlantı sinyalleri alıyordu ve ileride ilişkileri geliştiği zaman her şeyi anlatmasını istiyordu kurcalayıp izinsiz öğrenmek yerine.

near here |taekook✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin