Hoşgeldin Mucizem

174 119 231
                                    

Hikayeme bakanlar lütfen oy kullanmayı unutmayın⭐
Keyifli Okumalar!💐

Öylece pencerenin kenarına kolumu yaslamış dışardaki kişiyi izliyordum.
Demir'i...

Elinde ki silahla bir oraya gidiyor bir buraya gidiyordu. Çok içmiş olduğu her halinden belliydi. Ben endişeler içinde kıvranırken Arın, Komiser Ali'yi aramış konuşuyordu.

"Evet.. burada.. çok içmiş.. tamam.. konum atıyorum.. iyi geceler" diyerek telefonu kapatmış, telefonuyla ilgileniyordu.
Arın'a bakmayı bırakıp tekrardan dışarı bakmaya başladım. Demir oradan oraya savrulup düşüyordu. Ayakta zor duruyor, bir yere tutunmadan duramıyordu.
Sürekli "Akgül.. Akgül.. Akgül.." diyerek sayıklıyordu.
Sahiden bu kadar takıntı haline getirecek derecesine kadar çok mu sevmişti beni? İyi de nasıl? Bir yakınlaşma yok. Özel bir vakit geçirme yok. Sadece denk geldiğimiz kadarı ve bir kere cafede buluştuğumuz kadarı ile tanıyor biliyordu beni. Ötesi yoktu. Fazlası yok. Kafamdaki düşüncelerden sıyırılıp kapının açılış sesine odaklandım.

 Arın'ın yanına koşup "ben de geliyorum" diyerek çıktım odadan. Oda da kalsaydım beni odaya kilitler camdan izlememi sağlardı ve ben bunu istemiyordum. Arın'a bir zarar verebilirdi. Korkuyordum.
"Akgül oda da kal"
"Hayır bende geliyorum" inatlaşmanın zamanı değildi evet ama gitmek istiyordum.
"Odaya çık!" diyerek emrettiğinde işaret parmağımı ona doğru sallayarak "bana emir verme" dedim.
Üstüne gitmem işe yaramış olacak ki bir şey demeden önden gitti. Onunla birlikte arka bahçeye dolaşarak Demir'in yanına gittik. Kimseden ses çıkmıyordu. Demir bizi fark etmemişti bile.

"Demir" diyerek yanına doğru gidiyordum ki Arın bileğimi kavrayarak beni arkasına aldı.
Gözleri her şeyi anlatıyordu bir şey demesine gerek kalmıyordu.
Demir bana bakarak Arın'ı umursamadan konuşmaya başladı.
"Kimsesiz bir çocuktum ben" diyerek öksürerek boğazını temizleyip konuşmasına devam etti "senin o kocan olacak adam bilir. Kimsesizdim. Sokaklarda yatıp kalkıyordum." dağılmış saçlarına baktım uzun uzun. Yırtılmış üstü başına. Ayakta duramayışına Haline acıyordum.

"Bir gün bir çete tarafından her şeyim çalınmak üzereyken geldi Arın. Daha çocuğuz 6 7 yaşlarındayız o çetenin elinden çekip aldı beni" diyerek Arın'a baktı dolu gözleriyle.
Benimde gözlerim dolmuştu ağlamamak için havaya doğru bakıp gözlerimi kırpıştırdım.

"Birlikte büyüdük aynı okula gittik aynı liseye gittik hem arkadaşım hem sıra arkadaşımdı. Kardeşimdi" dediği an bir yumru oturdu boğazıma.
"Sonra işte seni araştırdığımız zaman benimde haberim vardı. Elinde bir fotoğrafla geldi o gün aşık olmuştum sana tıpkı onun gibi" diyerek işaret parmağıyla Arın'ı işaret etti.

"Ama söyleyemedim çünkü o sana aşık olduğunu söylemişti çoktan. Belki onu değil de beni seversin diye bekledim ama sen onu seçtin. Arın'ı. Beni değil. Sonrasını biliyorsun bu haldeyiz. Defalarca düşündüm Akgül. Beni o çetenin elinden alan adama ihanet ettim diye çok düşündüm. Birlikte büyüdük dedim kendi kendime. Ama olmadı. Aşkım daha çok ağır bastı Akgül" diyerek elindeki silahı kafasına dayadı.

"Demir yapma dur" diyerek ona doğru gitmeye çalışsam da başaramadım. Arın bana öfkeli gözlerle bakıp daha da sıkı tuttu bileğimi.
"Madem onun oldun. Onunsun artık. Benim yaşamamın bir anlamı yok" diyerek tetiği çekti ilk önce. Gözyaşlarıma hakim olamıyordum.
"Seversin" dedim hıçkırıklarımın arasından.
"Başka birini sevebilirsin. Bak Aslı seni seviyor ondan bir çocuğun olu-" dediğim sırada lafımı kesti.
"O benim değil nişanlısının çocuğu. Biz hiç birlikte olmadık o günden sonra ama o nişanlısıyla birlikte oldu beni sevdiğini söylerken. Ben senden başkasını sevemem Akgül" polislerin siren sesleri dolduruyordu gecenin sessizliğini. Sessizlik gitmişti şimdi.

KÖTÜ KRAL (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now