Karar

186 159 245
                                    

Hikayeme bakanlar lütfen oy kullanmayı unutmayın⭐
Keyifli Okumalar!💐

Hayatta her istediğinizi yapamıyorsunuz.
Acınız dinse bile, hatırlatacak bir şey dahi olsa acınız yeniden yeşeriyor aynı yerinden. Bir insan her defasında aynı yerden vurulur mu? Vurulurmuş..

Alptuğ da beni aynı yerden vurmuştu defalarca. Her gece ölmüştüm, her gün kalbimin sızısıyla uyanıyordum.
İşte o gün söz vermiştim kendime "Bir daha asla kimseye aşık olmayacaksın, kimse için ağlamayacaksın Akgül Aktaç" demiştim.
O sözü tutmak için çok çabaladım ama sonunda başarmıştım. Şimdi ise yeniden ağlıyordum hem de Alptuğ için. Saatin kaç olduğunu bilmiyordum, kaç saattir koltukta öyle hareketsizce duruyordum bilmiyorum. Telefonumun çalışıyla kendime gelip kimin aradığına baktım, Arın arıyordu.

"Alo" deyip karşı taraftan sesin gelmesini bekledim.
"Nasılsın" dediğinde "kötüyüm" diyemedim.
Sesimin titremesini engelleyip "iyiyim sen nasılsın" dedim sakince.
"İyiyim sağol, İstanbul'a geldim de ben onu haber vermek için aramıştım" ben bunu tamamen unutmuştum.
Hiç arayıp sormamıştım ne yaptın diye.
"İyi yapmışsın, sağ salim gitmişsin sevindim" deyip bir sigara yaktım,
"sağol teşekkür ederim daha fazla rahatsızlık vermeyeyim iyi geceler bal göz" dediğinde istemsizce gülümsedim
"iyi geceler çakır göz" deyip kapattık telefonu, ama telefon halâ kulağımdaydı ve gülümsüyordum anlayamamıştım.

Kendime geldiğimde telefonu kulağımdan çekip sehpanın üzerine koydum. Bir sigara daha yakıp balkona çıktım temiz hava alabilmek için. Dışarıda ki hava bile ciğerlerime işkence gibi geliyordu. İçeriden telefonumun yeniden çaldığını duydum, "bugün de telefon trafiği yaşayacağım galiba" diyerek salona yürüdüm ağır adımlarla.

Telefona baktığımda numara yabancıydı, kararsız kalmıştım ama yine de açtım
"Efendim" dedim gayet sakin bir sesle, çünkü yaşadıklarımdan sonra korkmak benimde hakkımdı ama sakin konuşmuştum.
Beni arayan her kimse Arın'ın düşmanı olacağı aklıma geliyordu.
"Alo ben Demir, Demir Korhan, Akgül Aktaç ile mi görüşüyorum" dediğinde ağzım açık kalmıştı.
Bu Arın'ın arkadaşı olan Demir'di.
"Evet benim siz kimsiniz?" dedim tanıdığımı anlamasın diye.
"Arın'ın arkadaşı ben Akgül, müsait miydin?" ne yapmaya çalıştığını anlayamamıştım.
Hem numaramı nereden bulmuştu ki?

"Evet bir şey mi vardı?" dedim sert bir şekilde, kızdığımı anlaması gerekiyordu.
"Kızma hemen" deyip bir saniye kadar bekledi ve konuşmaya devam etti "Geçen kimliğini düşürmüşsün, fark edince arkanızdan geldim ama çoktan gitmiştiniz, bende araştırıp numaranı buldum, kimliğini vermek için" dediğinde inanmayıp hemen çantama koştum, çantanın her bir gözüne baktım ama kimliğimi bulamamıştım, o gün karakoldan çıkınca elimdeydi, çantama attım sanıyordum meğerse düşürmüşüm. Ne kadar süre kimliksiz dolaşırdım Allah bilir.
"Sağol teşekkür ederim, Arından haber ulaştırabilirdin" dedim gayet soğukkanlılıkla, haklıydım ona ulaşıp kimliği öyle verebilirdi
"Arın gideceğim demişti o yüzden aramadım, aslında arayıp numaranı alabilirdim ama bin türlü bahane uydururdu, benim arkadaşım biraz delidir de" deyip gülümsedi.
"Deli olduğunu biliyorum evet" deyip gülümsedim, sonradan fark ettim ne dediğimi, elimi ağzıma götürüp, gözlerimi kaçırdım, sanki beni görüyormuş gibi.
"Neyse bir kahve ısmarlasam, hem kimliğini de almış olursun ne dersin?" diye bir teklif sunduğunda bunun ne gibi tehlikeli olacağını düşünmeye başladım.
Arın'ın en yakın arkadaşıydı sonuçta, onunda düşmanları vardı belki, belki aynıydı düşmanları? Bilememiştim.. Yok desem oda ayıp olurdu.
"Peki" dedim istemsizce.
"Tamam o zaman, yarım saate konum atarım sana" dediğinde sesindeki gülümsemeyi hissetmiştim.
"Tamam" dediğimde kapattık telefonu.

KÖTÜ KRAL (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin