߷Otuzdokuz߷

38 11 0
                                    

“...Aşırı baskın insan tipi; sizinle konuşmak hoşuna gittiği için her dediğinize muhalefet eder,

GEREKSİZ ELEŞTİRİ, GİZLİ HAYRANLIKTIR.”

~Ruhi çenet~(tanıyanlar??? (bennnn))
.....

Sevde bir anda gözlerini açıp geri sıçradı. Duymuş muydu ki acaba? Kendisinin haberi yoktu ama, kendisinin, Cafer'in üzüldüğü şeyi bilse asla etmeyeceği bir duâ etmişti. Utançla iki elini yüzüne kapattı. Cafer'i gördüğünde yanakları kıpkırmızı oldu. Yerin dibine girebilirdi sanki, bu, bu çok utanç vericiydi!

Cafer baştan sona süzdü. Sevde ne yapıyordu burada, yoksa kendisini mi izliyordu? Bu tebessüm etmesine neden oldu. Lakin Sevde ellerini yüzüne kapatmıştı? Bunu da anlayamadı. Kıyafeti de gülmesine neden oldu.

"Yanlız pijamayla çarşafın uyumu harikaymış(!)"

Sevde utançla karışık öfke hissetti. Elini yüzünden çekdi. Ellerini beline koydu. "Çok teessüf ederim Cafer bey! Sizin yeşil halı ve turuncu çiçekli beyaz perdenizin uyumu benim kıyafetimin uyumu yanında ne ki canım(!) Allah Allah, ben sizinle yarışa bilir miyim hiç, rica ediyorum yani!"

Sevde'nin yüzünde peçesi yoktu. Bu yüzden şu an onun sinirlendiğinde ortaya çıkan güzel yüzünü daha rahat görebiliyordu. Ayrıca Sevde biraz utanmış mıydı? Bunu sezmişti sanki. Anlaşılan, utandığında sinirlenmiş gübi yaparak ciddi görünmeye çalışıyor, gizliyordu utandığını. "Perde mi?" diye düşündü. Annesi göndermişdi yeni taşındığında, güzel birtane alacakdı ama unutuyordu. Yine de Sevde ile eğlenmeyi tercih etti: "Yok be gülüm, bence de hiç yarışmaya kalkma benimle..! Benim turuncuyla, yeşil ve ayrıca siyah arasında yakaladığım mükemmel uyum dünyada birtanedir(!)" dediğinde yandan yandan sırıttı, tek kaşını kaldırıp indirdi.

Sevde'nin yüzü ekşidi birden. 'Ne!' diye düşündü, birde beğeniyor muydu! Eğer öyleyse, Cafer'in kesinlikle berbat ötesi bir zevki vardı! "Yaa! Mükemmel uyum demek?"

Birden bire güldü. "Şaka şaka! Eve ilk geçtiğimde Annem göndermişdi, her seferinde unutmasam güzel birtane alacam."

Hiö te eğlendirici bir şaka değildi. Ayrıca, insan böyle birşeyi unutur muydu? Çok saçmaydı Sevde'ye göre, her gün o perdeye doğru açmıyor muydu gözlerini? Cafer her nekadar o odanın kendi odası olduğunu söylememiş olsa da Sevde anlamışdı.

"Burada güzelim, sen birşey mi isteyecekdin? Neden burada duruyordun? Odana gitsene.”

Kaşlarını çattı Sevde. Ah! O şakadan sonra bir de 'güzelim' demediği eksik kalmışdı zaten(!) Şu an saçlarını çekişdirmemek için kendini zor tutuyordu. Ama neyseydi, konu bu değildi. Şu an ona gerçeği söylemesi gerekiyordu, gece yarılarına kadar karın gurultusundan uyuyamayabilirdi. Derin nefes aldı, verdi. Yoldayken tok olduğunu söyleyerek Cafer'in teklifini reddetmişti, bu yüzden inanılmaz utanıyordu ama belli etmemek için ciddi görünmeye çalıştı yine: "Açlıktan uyuyamadım."

Cafer gülümsedi; "Biliyordum."

* * *

At kuyruğu bağlanmış uzun saçları dağınıktı, kahkülleri tokanın içinden kayarak gözlerinin önüne doğru akmıştı. Pijamalı ve bu doğal haliyle oldukça güzeldi. Bir yandan esneyerek, bir yandan gözlerini ovarak odanın kapısını açdı. Tam adımı atacağı sırada hatırladığı şeyle beraber hafif çığlık atıp geri sıçradı. Çarşafını giymeyi ihmal etmedi. O bakışlardan hoşlanmıyordu çünkü. O iki çift gözün sahibine gıcık oluyor, ona inat olsun diye böyle yapıyordu! Sonra odadan çıkdı. Çok güzel kokular geliyordu. Merdivenlerden indi. Kendini prenses gibi hissetmişdi fakat, bu hisse yabancı değildi. Hiçbir zaman kendisi kahvaltı hazırlamamışdı.

ℝ𝕒𝕪𝕚𝕙𝕒  Where stories live. Discover now