12.Bölüm'Ses'

416 25 4
                                    




...

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

...

Sesim titrerken konuştum.

"Kumru,beni de anlamaya çalış, kendi hayatımı mahvetmişken seninkini de aynı duruma düşürmeye niyetim yok."

Arkasını dönüp sinirle odadan çıktı ve kapıyı çarptı. Hayatımda olan tek tük insanlar da gidiyordu. Haklılardı...

...

İnsanlar toparlanmak istediklerinde ne yaparlardı? Nereye giderlerdi? Yapılabilecek en iyi şey neydi? Kaybettiklerini nasıl unuturlardı?

Bunların hiçbirinin cevabını bilmeden çıkmıştım yola ve ne yapacağım hakkında hiçbir fikrim de yoktu...

Tek bildiğim tüm bunları geride bırakmak istediğim ve yeni bir hayat kurmaktı. Bunu nasıl yapacağımı da bilmiyordum ama Araf'ın söylediği "Bundan sonra hiçbir yerde iş bulamayacaksın." cümlesinden sonra kurmak istediğim yeni hayatın ne kadar normal olacağı konusunda kendimle tartışır haldeydim...

Peki Kumru'yu arkamda öylece bırakıp gitmeme ne demeliydi? Beni en çok destekleyen o iken, bu şekilde terk etmem benim ne kadar aciz olduğumu gösteriyordu. Ama eğer kurmak istediğim yeni hayatıma onu dahil edersem benim yanımda onun da yanacağı düşüncesi aklımı ele geçirmişken buna izin veremezdim...

Belki de öyle mutlu olacaktı ama onun yerine karar vermem çılgına çevirecekti... Neyse ki gittiğimden şu an için haberi yoktu...

Araf'ın hayatını yaşayacağından ve benim gidişimden memnun olacağını biliyordum... Onu özleyecektim ve bunun neden olduğunu bilmiyordum... Belki de vicdan azabıydı bu... Elini kullanamıyor oluşu ve tüm hayatının eline bağlı olmasının verdiği çaresizlik... O da haklıydı... Ona laf edemezdim ama bu kadar aşağılayıcı ve üzücü konuşacağını düşünmemiştim...

Tamam,ondan kaçan bendim. Aramızdaki sorunları düzeltmek için savaşansa oydu... Sebebini bilmediğim bir şekilde deniyordu işte... Ben ne yaptım? Kaçtım,bir korkak gibi... Tam şu anda yaptığım gibi...

Düşüncelerimi bölen şey hostesin sorusu oldu:

"Çay mı alırdınız yoksa kahve mi?"

Tebessüm etmeye çalışırken cevapladım:

"Kahve,lütfen."

O da gülümsedi ve eline aldığı karton bardağa kahveyi doldurduktan sonra bana uzattı:

"Afiyet olsun efendim."

Kalp HastasıWhere stories live. Discover now