İnci Doğrusöz,bir tıp öğrencisi ve stajyer asistan...
Ya da bir mafya... Kirli işler çeviren...
Araf Karan,dünyaca ünlü beyin cerrahı...
Sadece bir cerrah mıydı?
"Biz birbirinin hayatına nasıl etki edeceğini bilmeyen iki insandan ibaretken, her şeyi...
Sinirle koridorda yürürken olanları düşünüyordum. Söylediklerinden sonra bir de yaptıkları kafamı karıştırmıştı. Olayların üzerinden iki gün geçmişti ama ben hala sinirimi koruyordum. Ameliyatını yapıp ardından gitmişti. Buşra hocanın kontrol edebileceğini söylemiş,hastasını kontrole bile gelmemişti. Onu giderken de görmemiştim.
Bugün bu haftanın son staj günüydü. Yarın ne dersim ne de stajım vardı. Ayaklarımı uzatıp Araf KARAN'ı düşünmeyecek,uzun süredir başlamak isteyip de bir türlü başlayamadığım diziye başlayacaktım. Ha tabi bugünü sorunsuz bir şekilde atlatabilirsem...
Araf KARAN, gittikten sonra arkasında büyük bir karışıklık bırakmıştı. Ameliyat için gönderilen 8 tane yardımcı doktor ve stajyerlerden sadece ikisini seçmiş,geri kalanını daha içeri girmeden kovmuştu. Tabi seçilenlerden biri o kızıldı. Diğeri de stajını yeni tamamlamış kızdı.
Kovulanlar hastanede büyük yankı uyandırmış, hocalardan büyük azar yemişlerdi ki buna ben de dahildim. Buşra hoca söylemediğini bırakmamış,ardından bana nöbet yazmıştı. Tabi bir de kafeteryada olanlar ve ameliyathanenin kapısında yaşananlar da kulağına gidince olaylar daha da büyümüştü. Buşra hoca bunları da öğrendiğinde beni artık asistan olarak istemediğini söylemiş ve baş hekime göndererek nöbetten sonra bana ceza verilebileceğini, bunu görüşmek için gitmek zorunda olduğumu söylemişti.
Nöbetimin bitmesine yaklaşık iki saat varken,Araf KARAN yüzünden ceza alabilecek olmam gururumu kırıyordu. Aslında sinirlenmekten çok kendimi yenilmiş hissediyordum. Neden olduğu ortadaydı. Kumru'nun dediği gibi ameliyata girmeden önce ona diklenmek yerine fırsatı değerlendirmeyi deneyip ameliyat sırasında bildiklerimle onu yenseydim,şu an çok daha farklı yerlerde olabilirdim. O Türkiye'nin en ünlü ve başarılı beyin cerrahıydı,ne yaparsa yapsın,yaptığı her hareket başarısının gölgesinde kalacağı için göze gelmezdi. Ama benim gibi sıradan bir stajyerinse hayatını etkileyebilir,hayallerinden vazgeçmek zorunda kalmasına sebep olabilirdi.
Cebimdeki acil servis telefonu çalmaya başladığında kapatıp hemen acile koştum. Acile girdiğimde kalabalığın olduğu yere baktım. Yanıma gelen hemşirenin açıklamasını dinlerken oraya doğru ilerledim:
"13 yaşında erkek. Kulak akıntısı,yüksek ateşle birlikte gelen mide bulantısı ve kusma. İlkokuldan beri kulak akıntısı tedavisi görüyor ve 1 ay önce akıntı tekrarlanıyor. Üç gün önce başlayan ateşle birlikte baş ağrısı ve kusma görülüyor. Geceden beri stupor halinde."
