Soner; Sen olacaksın

Beste; ;)

Beste; İyi geceellerrr

Beste çevrimdışı.

Soner; İyi geceler

Soner çevrimiçi, 23.35.

Soner çevrimdışı, 23.47.

***

Sabah her zamanki gibi erken uyanmıştım. Bu aralar dersleri fazlasıyla aksattığımın bilinciyle bugün sabahın köründe birkaç saatlik verimli çalışma yapmıştım. Annem uyandığında odamın açık olan ışığını fark edip yine erkenden ders çalışmak için uyanılır mı diye bana kızmıştı. Bir sene mezuna kalsam sorun etmeyeceklerini, yeter ki kendimi fazla yormamamı söyleyip sabah sabah nutuk çekmişti ama ben bir yılımın boşuna gitmesini istemiyordum.

Geçen hafta itibariyle sayısal çalışmaya başlamıştım. Bunun için birkaç test kitabı alıp tamamen sayısala yönelmiştim. Hemşirelik okuma fikrine kendimi iyiden iyiye kaptırmıştım sanırım.

Bu yüzden çalışmalarımın daha da yoğunlaşması gerekiyordu. Sınava beş ay gibi bir süre kalmıştı ve hiç bilmediğim konuları iyice öğrenmem lazımdı. Matematiğimin iyi olması beni şu durumda kurtaran tek şeydi.

Ders çalıştıktan sonra okul için hazırlanmıştım. Dün akşam yemeği için annemle yaptığımız sarmalardan tencerede kalanları Soner'e götürmek için saklama kabına dolduruyordum şimdi de. Bunu hallettikten sonra hızlı bir şekilde evden çıkmam gerekiyordu yoksa derse geç kalacaktım ve ilk ders Tarih'ti. Kaçırmayı hiç istemiyordum.

"Babaannen şu halini görse kadın dayanamaz ağlardı," Mutfakta yanımda bir diktatör edasıyla dikilmiş beni izleyen annem durup durup bana laf atıyordu. "Bu tembellikle evde kalacağını söylüyordu hep."

"Kadın beni en son üç yıl önce gördü anne," O zamanlar daha liseye yeni başlamıştım. "Ve haliyle tembeldim, ne var bunda?" O dönemlerde okuldan geldiği gibi odasına kapanır, evdeki işlere pek yardım etmezdim. Yemek yaparken annemi hep izlerdim ancak bir katkım dokunmazdı.

"Tamam işte anneciğim ben de ondan bahsediyorum. Geldiğinde çok şaşıracak."

Babaannem iki halamla birlikte Almanya'da yaşıyordu ve Ocak tatilinde kuzenlerim de dahil olmak üzere hepsi birlikte Türkiye'ye geleceklerdi. Birkaç gün de bizde kalacaklarını dün telefonda konuşurken söylemişti babaannem.

"Ayrıca," derken az önce annemin kurduğu cümle kafama takılmıştı. "Tembellikle evde kalmanın ne ilgisi var? Ev işi yapmak için mi evleniyorum ben ya?" Bu düşünceye çok sinir oluyordum.

"Hayatım onu ben değil, babaannen söylüyor."

"Ortada yapılacak bir iş varsa bir zahmet evlendiğim bey de yapsın. Hizmetçi miyim ben?" İçindeki tüm sarmaları boşalttığım tencereyi suyun altına sokarken kaşlarımı çatmıştım. "Neyse ki Soner öyle birisi değil." diye devam ettim hayranlıkla.

"Nereden biliyorsun Sonerle evleneceğini?"

"Anne," dedim gülerek. Kafamı yana çevirip anneme baktım. "Bu çocuk benim kaderim. Evleneceğim ben Sonerle."

Annem olmayan terliğini eline geçirmek için yere eğildiğinde gülüşüm büyümüştü. "Kız alacağım şimdi seni ayağımın altına! Tamam sevgilin olmasına karışmıyorum, anlatmana bir şey demiyorum diye abartma sende. Bir de evleneceğim diyor. Kaç yaşındasın daha sen?"

Baştan sona sahtelik barındıran ses tonuna karşılık omuzlarımı silktim. "Bana ne ya, evleneceğim."

"Okulun bitmeden evlenmek falan yok."

İZLER KALIR Where stories live. Discover now