38

179K 13.9K 9.5K
                                    

Günün ikinci bölümü diğerini okumayı unutmayınnn

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Günün ikinci bölümü diğerini okumayı unutmayınnn

Badem - Sen Ağlama

Yanaklarımda kurumak üzere olan yaşları elimin tersiyle silip verdiği iğrenç histen kurtulmaya çalışırken ağlamaktan acımaya başlayan boğazım yutkunurken bana pek kolaylık sağlamıyordu. Göz makyajım aktığı için muhtemelen yüzüm berbat hâldeydi ama şu an bunu umursayacak hâlde değildim.

Derse bile gitmeden eve gidip uyumak istiyordum. Soner de belki de gitmişti, bilemiyordum. Bu konuşmadan sonra okulda kalacağını birbirimizin yüzüne bakacağımızı sanmıyordum.

Ben her zaman onun yüzüne bakardım ama o bakmazdı. Sanırım bir ayrılık konuşması gerçekleştirmişti ve bunu yaptıktan sonra bana umut vermemek için gözlerini saniyelik dahi olsa bana değdirmezdi.

Bu sefer her şey daha berbat olmuştu. Eskiden hiç değilse herkese karşı böyle diyerek kendimi teselli edebiliyordum fakat şimdi o kadar yaşanmışlıktan sonra bu noktaya gelmek fazlasıyla koyacaktı bana. Ona da koyar mıydı acaba?

Tekrardan dolan gözlerimdeki yaşların dökülmemesi için kafamı geriye doğru itip tavana baktım. Kirpiklerimi kırpıştırırken ellerimle yüzüme doğru hava yapmaya başlamıştım. İlk dersin başlarında olmalıydık. En son zillerin çaldığını duymuştum ama pek oralı olamamıştım. Yaklaşık elli dakikadır burada oturuyor olmalıydım. Soner çoktan gitmişti ancak ben onun bıraktığı gibi burada kalmıştım.

Saate bakmak için kolumu havaya kaldırdığımda saatimin ters döndüğünü görmüştüm. Fazla sıkı yaptığımdan çevirmek zorlamış, kemerini çözmüştüm. Buğulu bakışlarımla önümü görmek zorladığı için saati tekrar koluma takacakken yere düşürmüştüm.

"Bir sen eksiktin!" Tüm öfkemi saatten çıkarırcasına saatimi yerden aldım. Direkt cam olan kısmı mermer yüzeyle temas ettiğinden çatlamıştı. "Bir sen eksiktin." diye tekrarladım.

Saatimi avucumun arasına hapsederek ayağa kalktım. Sınıfa gidip çantamı aldıktan sonra direkt eve gidecektim. Bütün gün yorganı kafama çekip ağlayacaktım çünkü başka hiçbir şey yapmak gelmiyordu içimden. Soner beni ne hâle getirdiğini görse hâlâ hiçbir şey hissetmeden durabilir miydi karşımda acaba?

Sahanın olduğu kısımdan çıkıp kapı tarafına döndüğümde yerde olan bakışlarımın odağına bir çift ayakkabı girmişti. Kafamı yavaşça kaldırdığımda görüş açıma Soner'in yüzü girmişti. Spor salonunun kapısına yaslanmıştı, elleri ceplerindeydi. Elaları direkt yüzümü süzmeye başlamıştı.

Gitmemişti.

Sırtını yasladığı kapıdan ayırıp bir, iki adım bana doğru atmıştı. Engel olamadığım bir öfke içime dolarken birkaç büyük adımda yanına ulaştım. Ellerim göğsüyle buluşup onu ittirirken "Geri zekâlı!" diye bağırdım. "Hani benden kurtulmak istemiyordun? Sana demiştim! Beni öpersen benden kurtulamazsın demiştim! Sen ne yaptın? Hemen benden vazgeçtin. İstemiyorum, sensiz bir hayat istemiyorum. Bunu anlamak neden bu kadar zor?"

İZLER KALIR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin