41

183K 14.6K 7.4K
                                    

Skapova - Son Arzum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Skapova - Son Arzum

Uyanır uyanmaz bedenimde bir uyuşukluk hissi baş göstermeye başlamıştı. Kendimi hem hareket edemeyecek kadar halsiz hem de başımdaki ağrı yüzünden kafamı kaldıramayacak kadar ağır hissediyordum.

Ağrıya karşı dayanıksız bir yapım olduğu için hissettiğim bu baş ağrısıyla cebelleşmek oldukça zor geliyordu. Anneme göre fazla çıt kırıldım bir yapım vardı, iğne acısına dahi katlanamadığımı, fazla abarttığımı ileri sürerdi. Haklı sayılırdı.

Yastığım üzerindeki başımı yavaş hareketlerle sağa sola doğru döndürürken yüzüm buruşturmuş, dişlerimi sıkıca birbirine bastırmıştım. Bu, bu zamana kadar çektiğim en şiddetli baş ağrısıydı. Kafamı kökünden koparıp atmak istiyordum ve mümkün olsaydı bir saniye beklemeden yapacak kadar gözümü karartmıştı.

"Uyanıyor galiba." Duyduğum tanıdık sesle bulunduğum ortamda tek olmadığımı anlamıştım. Gerçi neredeydim ve ne yapıyordum bilmiyordum, ilk uyandığımda hep kısa süreli bir unutkanlık yaşardım. Bu yalnızca birkaç saniye sürer ve sonrasında her şey birer birer aklıma gelirdi.

"Beste, anneciğim?" Annemin sesini duyar duymaz gözlerimi aralamak için kendimi zorlamıştım. Göz kapaklarımla girdiğim savaştan galip gelerek gözlerimi araladığımda tam yüzüme vuran beyaz ışık görmemi engellemişti. Gözlerim kısılırken kaşlarım mümkünmüş gibi daha da çatıldı. Birkaç saniye sonra gözlerim ışığa alıştığında bakışlarımın odağı annem oldu. Üzerime eğilmiş, endişeli bir şekilde yüzüme bakıyordu.

Kolumda bir baskı hissettim bilincim tam anlamıyla kendine geldiğinde. Annemin yüzünden ayırdığım bakışlarım koluma indiğinde beyaz kazağımın sıyrıldığını ve serum taktıklarını görmüştüm. İğnenin baskısı canımı yakar gibi olmuşsa da aldırış etmedim. "İyi misin kızım? Çok korkuttun beni."

Bir hastane odasındaydım. Emre ve Seray buradaydı, Seray'ın neden burada olduğuna şu an hiç kafa yoramazdım. "Ben doktora uyandığını haber vereyim." dedi Emre ve oturduğu koltuktan kalktı.

"Değilim." diye cevap verdim anneme, dürüst bir biçimde. Yalan söylemenin manası yoktu, iyi değildim işte. Hiç bu kadar kötü olduğumu da hatırlamıyordum. "Doktora neden haber veriyor?" diye sordum yattığım yerde doğrulmaya çalışarak.

"Kalkma, yorma kendini." Annem ellerini iki omzuma yerleştirip beni yatağa doğru ittirdi. Anneme karşı çıkacak gücüm olmadığından kafamı yastığa yaslamış ve direnmemiştim.

"Bayılmışsın." dedi annem. Yatağın biraz ilerisindeki sandalyeyi yakına çekip üzerine oturdu annem. "En son sakinleştirici vermişlerdi, uyumuşumdur." dedim elimi alnıma götürürken. Bunu yaparken serum takılı olan kolumu kullandığım ve bunu unuttuğum için ani hareketim sebebiyle iğne canımı acıtmıştı.

"Ondan sonra," Seray konuştuğunda bakışlarım ona döndü. Yatağın ayak ucu kısmında durmuş ve elini oradaki küçük masaya dayamıştı. "Önce terlemişsin epey, sonra midenin bulandığını söylemişsin. Emre seni lavaboya götürürken bayılmışsın."

İZLER KALIR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin