17'

1.4K 137 19
                                    

!!! Hafif Cinsel İçerik !!!

 

 

Tekrar yollardaydık.

Sabah kahvaltıyı Eunwoo ve Minho ile beraber yaptıktan sonra onlara her şey için teşekkür etmiştik, şimdiyse sevgilime ısrar ediyordum. "Söyle, söyle, söyle, söylesene ya!"

Gülerek kafasını iki yana salladı. Sorduğum şey belliydi. Evden ayrılmadan önce kardeşimi bir kenara çekmiş, onunla bir şeyler konuşmuştu ve sonrasında Eunwoo onu odasına götürüp kapısını kapatmıştı. Bir dakika kadar sonra ikisi de odadan çıkarken kardeşim bana ne olduğunu anlamadığım bakışlar atıyor, sevgilimse yalnızca gülüyordu. Meraktan ölüyordum ancak canım sevgilim cevaplamıyordu sorularımı.

"Ne dedin ona? Odada ne yaptınız?"

"Nereye gitmek istersin?" Sorumla alakasız bir cevap verdiğinde düşündüm, "Çiçek istiyorum. Hiç kocaman bir çiçek tarlasına gittin mi?"

"Bu bir meydan okuma mıydı?" dedi tek kaşını kaldırarak. "Aslında aklımdaki bu değildi ama kulağa eğlenceli geliyor. Evet, bu bir meydan okuma."

"O kadar çok çiçek tarlasına gittim ki çiçek türü bile seçebilirsin." İddialı cevabı beni güldürürken en yakını hangisiyse ona sürmesini söyledim. Uzaktakine gitmekte bir sakınca yoktu aslında, zaten tüm hayatımız yollarda geçecekti ancak aklımdaki şeyi bir an önce uygulamam için otoyoldan uzaklaşmamız gerekiyordu.

"Buralarda bir lavanta tarlası var, tahminimce bir saate orada oluruz. Uyar mı?"

"Uyar." Onaylamamla karavanı ana yoldan çıkarırken alt dudağımı ısırdım, etraf yeterince sakin görünüyordu. "Ne yaptınız kardeşimle odada?"

"Bebeğim, söylemeyeceğim dedim ya." Zaten söylememesini istiyordum ancak bunu ona söylemedim. Onun yerine iki şeritli tenha bir yola girdiğimizde emniyet kemerimi çıkarıp ona döndüm tamamen, bunu fark edip sorguladı hemen. "Bir şey mi oldu sevgilim?"

"Yok, olmadı. Sürmeye devam et sen." Kaşları çatılsa da onaylayıp devam etti yola, ben de ellerimi pantolonuna yerleştirdim. Parmaklarım düğmesini açarken sonunda ne yaptığımı fark edip direksiyondan çektiği tek elini omzuma koydu, "Uslu dur Taehyung."

Omuz silkip fermuarını da indirirken fark ettiğim gerçekle suratımı astım, o izin vermeden çıkaramazdım ki pantolonunu. Geri çekileceğim zaman hafifçe kalkan kalçası bana izin verdiğini gösteriyordu. "Uslu durmayayım, öyle mi?" dedim gülerek.

Onun da yardımıyla pantolonunu ve iç çamaşırını çıkarıp penisi serbest bıraktım. Gözlerimizi buluşturup yüzümdeki gülümsemeyi silmeden tehdit edercesine konuştum, "Kardeşimle ne konuştunuz Jeongguk?"

"Şu saatten sonra siksen söylemem Taehyung."

Cevabına gülüp dudaklarımı önümde duran organa değdirdim. Henüz sertleşmemişti, kökünden başına kadar ufak öpücüklerimle gelip ucunu ağzıma aldım. Dışarıyı göremiyordum ancak yavaşladığını hissedebiliyordum. Durmamalıydı, durursa eğlencesi kalmazdı.

Bir yandan ucunu emerken ellerimle de onu çekmeye başladığımda sertleştiğini hissedebiliyordum, gittikçe ağzımın içinde büyüyordu. Yeteri kadar erekte olduğuna karar verdiğimde ellerimi ve ağzımı geri çektim, bir kez boydan boya dilimi üzerinde gezdirdim ve tekrar ağzıma aldım onu. Ağzımı ileri geri oynatırken arada dişlerimi hafifçe sürtüp inlemesine neden oluyordum.

Geri çekilip başımı biraz eğdim, toplarından birini ağzıma alıp emerek çekiştirdiğimde arabanın hakimiyetini kısa bir an kaybetmiş, ardından tekrar toparlamıştı. Yükselip penisinin ucuna bir dil darbesi attım, "Tae-Taehyung-" geri çekilip alay ettim onunla, "Ne oldu, yoksa kardeşimle ne yaptığınızı mı anlatacaksın?"

Lavenders || TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin