Bölüm 12 "Kurallar ve Aile Bağları"

56 27 96
                                    

Keyifli okumalar 🧚‍♀️

“Başımıza gelene bak.” Esin'in sinirden elleri titriyordu. Halit onu sakinleştirmeye çalışmanın imkânsız olduğunu bildiğinden kendini koltuğa bıraktı.

“Kızımız büyümüş de bize karşı geliyor. Olanlara inanabiliyor musun?” Odada dört dönüyordu. Kocasının sessiz kalması onu daha da sinirlendiriyordu.

“Bir şey söylesene Halit, orada öylece oturup nasıl bu kadar tepkisiz kalabilirsin?”

“Selma yanlış bir şey yapmadı ki hayatım. Genç işte.”

“Kurallarımızı çiğnedi ve sen onun yanlış bir şey yapmadığını mı söylüyorsun? Bravo sana! Akıl hocalığını sen mi yaptın yoksa?”

“Yok artık. Sen biraz fazla sinirlendin. Sakinleşince bu konuyu tekrardan konuşuruz.”

Esin hızlıca kocasına döndü. Öfkeden kıpkırmızı olmuştu.

“Şimdi konuşacağız. Buna şimdi müdahale etmezsek olabilecekleri tahmin edemiyor musun be adam?”
Halit gözlerini devirdi. “Hadi ama bebeğim, kızımızın saçları kafasına sabitlenmedi diye ne gibi şeyler olabilir? En fazla etrafta birkaç saç teli uçuşur, o da sorun değil. Bir sürü çalışanımız var.”

“Halit?!”

“Acaba bizde bu kuralı yıksak mı ya?” Halit ayağa kalkıp eşinin yanına kadar geldi. Elini beline koyup onu kendine yaklaştırdı. “Senin de saçların omzundan aşağıya salınsa, saçlarına çiçeklerden bir taç yapsam, sen bana gülümsesen, gamzenden öpsem.” Eşinin yanağını okşadı.

Esin sersemledi ancak çabucak toparlanıp eşinin kollarından silkinerek uzaklaştı. “Neler söylüyorsun Halit? Hiç öyle şey olur mu? Bizde kurallara uymazsak o zaman nasıl yaşayabiliriz? Saçmalıyorsun. Kızın yoksa seni ikna edip kendi tarafına mı çekti?”

Halit, Esin’in kendinden uzaklaşmasına alışkındı. Yüzünde acı bir tebessümle ona baktı. “Ben her zaman senden tarafım. Bilmez misin sanki? Ben senden başka bir taraf bilmem ne geçmişte ne şimdi ne de gelecekte. Ama çocuklarımızın giderek büyüdüğünü ve kendi kararlarını almak istediklerini unutmamalıyız.”

Esin aynanın karşısına geçip Halit'e sırtını döndü. Bozulmamış saçını kontrol ederken elleri hala titriyordu.

“Bak ne saçımız ne de kıyafetimiz bizim bu adayı yönetmemizi olumsuz etkileyecek. Üstüne üstlük biz daha rahat edeceğiz...”

Esin tekrardan ona döndü. “Anlamıyorsun.”

“Ben mi anlamıyorum? Ben?” Halit o an bir sürü şey söylemek istedi ama hepsini yuttu. Söyleyeceği şeylerin sevdiği kadını incitmesinden korkmuştu. Yine onun haklı çıkmasına izin vermek istiyordu ama ona dur demenin de zamanının geldiğini biliyordu.

“Ailem burayı kaç kuşaktır böyle özenerek, titizlikle yönetiyor. Sen bana bunları söyleyerek onları küçük düşürmemi istiyorsun. Onların anısına saygısızlık mı yapayım tıpkı kızının yaptığı gibi.”

“O senin de kızın.”

“Zaten Savaş kılık kıyafet kuralını yıktı. İlk saygısızlığı yaptı. Beni hiç dinlemeden adadan ayrıldı defalarca. Şimdi de Selma...”

“Savaş, eğitimini tamamlamak için gitti adadan. Bilgili bir adam olarak da evine döndü. Düşünüyorum da keşke Selma’yı da...”

“Sus!” Esin dehşet içinde ona bakıyordu. “Sen bizi yok etmeye mi çalışıyorsun? Oğlan gitti kız da gitsin. Bizde ölelim malikane kime giderse gitsin. Ailemin emekleri boşa gitsin. Bunu mu isterdin?”

LUNA ADASIWhere stories live. Discover now