Bölüm 8 "Yeni Strateji"

92 35 135
                                    

Keyifli okumalar 💐

Aslı ne kadar acıktığını çorbadan bir kaşık alınca anlamıştı. Kaşığı birbiri ardına ağızına götürüyor, başka hiçbir şeye dikkat etmiyordu. Savaş karşısında oturmuş, ondan daha sakin  çorbasını içerken arada kafasını kaldırıyor, ona bakıyordu. Mutfağa girip çıkan çalışanlar sıklıkla bir istekleri olup olmadığını soruyor, bardaklarında eksilen suları doldurmak için acele ediyorlardı.

Açlığı biraz geçmiş olan Aslı salataya uzanırken ondan önce davranıp tabağı ona yaklaştıran çalışana mahcup bir halde gülümsedi. Çalışan gözlerini kaçırdı ve az önce durduğu noktaya döndü.

“Burada beklemek zorunda mı?” Hafifçe masaya doğru eğilmiş ve çalışanın kendilerini duyamayacağından emin olduğu bir tonda sormuştu.

“Rahatsız mı oldunuz ondan?”

“Hayır. Yani bu ona haksızlık. Ben oturmuş karşısında yemek yiyorum, o ise öylece dikiliyor. Size normal mi geliyor bu?”

“Bu onun işi ama. Neden böyle düşünüyorsunuz?”

“Bana yanlış geliyor. Onlar sizin yardımcılarınız olabilir ama orta çağda değiliz. Köle ve efendisi ilişkisi gibi...”

“Onlara kötü mü davranıyoruz yani? Bizi neyle suçluyorsunuz?”

“Ben kimseyi suçlamıyorum... Yani şahsi olarak. Off bilmiyorum... Ben sadece... Unutun gitsin.”
Aslı çatalıyla tabağındaki domatesle oynayama başladı.

Savaş bir şey söylemek için ağzını araladı ancak vazgeçti. Yanlarında duran çalışana baktı. Beyaz bir gömlek, siyah bir kumaş pantolon giyiyordu. Boynunda her zaman düzgün durması gereken papyonu canını sıkıyor gibiydi. Kolunun üstündeki havluyu arada sırada düzeltiyor, kırışmaması için özen gösteriyordu. Fazla büyük değildi, hatta hemen hemen yaşıt bile sayılırlardı. Buradaki çalışanlardan bir çiftin çocuğuydu. Öğrendiği her şey malikaneye hizmet etmek konusunda olmuştu. Başka herhangi bir hayale kapılmasına fırsat verilmemiş, bir hizmetçi olarak yetiştirilmişti. Savaş, çatalını masaya koydu.

“Gidip dinlenebilirsin, bir şey istemiyoruz artık,” dedi.

Hizmetçi afalladı ve sahibinin yüzüne baktı. Anlamamış gibiydi.
“Ama efendim, kurallar...” diyecek oldu.

“Annem burada değil ve ben onun kadar katı kurallara sahip değilim. Emir vermem gerekiyorsa gitmeni ve dinlenmeni emrediyorum. Unutma başka bir işle ilgilenmeni değil, odana gidip dinlenmeni. Hemen git.”
Hizmetçi kafasıyla hafifçe selam verdi ve mutfaktan çıktı.

“Gördüğünüz üzere onlara köle muamelesi yapmıyoruz.”

“O yüzden mi o kadar şaşırdı çocuk?”

“Kabul ediyorum bu evin bazı kuralları var. Ancak bunlar gerekli olduğu için var. Hem unutmayın ki biz hem bu malikaneyi hem de adayı yönetiyoruz. Yani eğer düzeni bozarsak karışıklık çıkar.”

Aslı da domatese yeterince zulüm yaptıktan sonra çatalını bıraktı. Kollarını göğsünde kavuşturup Savaş’a baktı.

“Biraz fazla tepki vermiş olabilirim. Sanırım biraz da garipsedim. Daha önce böyle bir malikaneye gelmemiş, bu kadar hizmetçiyle karşılaşmamıştım. O yüzden rahatsız hissettim.”

LUNA ADASIWhere stories live. Discover now