25

9.3K 1K 936
                                    

Merhabalarr

Taehyung'un günlüğü için küçük bir bilgilendirme: normalde günlüğe konuşmalar eklenmez biliyorsunuz ki ama size olayları aktarmam gerektiği için ekliyorum o yüzden yorumlarda böyle günlük yazılır amk diye sitem etmiyoruz.

Öptüm sizi<3

...

T

aehyung için hayatının en kötü günlerinden biri yaşanmıştı bu perşembe günü, akşamüstü saat yedi civarı. Kaynar suların başından aktığını iliklerine kadar hissetmiş, duyduğu sözler karşısında tüm bedeni karıncalanmış ve görüş alanı buğulanmıştı. En son ne zaman bu kadar kötü hissettiğini hatırlamıyordu bile, babasının onu önemsemeyişi, annesinden annelik göremeyişi, abisinin Kuzey'e geldiğini öğrenişi bile bu kadar mahvetmemişti onu.

Her insan, hayatının belli kısımlarında farklı gerekçelerle birçok yalan söylemişti belki ama Taehyung bunlardan biri değildi. Bunda biraz, ömrünün birçoğunu yalnız geçirmiş biri olması da etkiliydi belki ama o her zaman yalandan kaçmıştı. İnsanların ne düşündüğünü gerçekten fazlasıyla önemserdi geçmişinin ona kattığı bir özellik olarak fakat buna rağmen kendisine gelecek lafları umursamadan dürüst olmayı seçerdi. Şimdi söylemeye devam ettiği yalan ise başına belaların en büyüğünü getirecek olan, tüm hayatının tek ve en büyük kumarıydı.

..

Tarih: 26 Eylül 2017
Yer: Askeriye reviri önü
Saat: 18.49

Sevgili Ben,

Nasıl bu kadar sakin bir giriş yaptığımı bilmiyor ve elim ayağıma dolaşmadan yazılarımı düzgün yazdığıma şaşırıyorum ama böyle kalmak da zorundayım aslına bakarsanız. Öncelikle size bu sayfada anlatacağım her şeyin dün yaşandığını belirteyim, sakinleşmem tahmin edersiniz ki saatleri aldığı için anca yazabiliyorum. Zaten onca karmaşıklığın ve stresin olduğu bir gün sanki hiçbir şey yaşamamışım gibi yatağıma oturup günlük de yazamazdım ama neyse, sabırsızlandığınızı biliyorum o yüzden artık anlatmaya başlayacağım.

Dün revir çok sakindi ve yorgunluktan düşüp bayılan birkaç asker dışında hiç hasta bakmamıştım. Kuzey'e geldiğimden bu yana geçirdiğim en rahat günün keyfini, ayaklarımı küçük tabureme uzatıp kitap okuyarak çıkartıyorken gün sonunda başıma geleceklerden habersizdim tabii. Elimdeki kitap da Albay Jeon'un dün bana birkaç kap yemekle beraber getirdiği kitaptı ve her ne kadar Kuzey'de pek geçerliliği olmasa da gizlenerek okuyabileceğimi söylemişti, güya tam bana göreymiş.

Kitabın konusundan kısaca bahsetmek istiyorum çünkü Albay Jeon'un beni bu kitapla nasıl bağdaştırdığını anlayamadım, muhtemelen siz de anlayamayacaksınız. Hikayenin ana kahramanı küçük bir kaplan ve konu da onun ormanda çıktığı macera dolu gezinti. Doğrusu kitabın arkasını çevirip konusuna ilk kez göz attığımda Albay'a gözlerimi 'siz benimle dalga mı geçiyorsunuz' dercesine çevirmiştim ama bana önyargılı olmamam ve okumam gerektiğini söyleyince el mecbur kabul etmiştim. Açıkçası başladıktan sonra ara vermemiş ve okumaya her boş anımda devam etmiştim, tahminimden daha sürükleyiciydi.

Yani o korkunç akşamı anlatmaktansa burada bir sayfa boyunca kitap hakkında konuşmayı çok isterdim fakat maalesef bu bir günlük ve benden sonrakilere aktaracağım şeyde boş cümleler bulunmasını istemiyorum. Gerçi günlük dediğime de bakmayın, defteri elinize aldığınızda her günümü birebir anlatmadığımı göreceksiniz çünkü sade ve monoton geçen günleri atladım. Neredeyse üç aydır buradayım ve toplasanız otuz günümü anca yazmışımdır, defterim yüz yirmi sayfalık...bu da demek oluyor ki daha çok beraber olacağız. Ah, yani dünden sonra buna ne kadar devam edebilirim bilmiyorum ama.

near here |taekook✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin