40. Bölüm

191 13 20
                                    

BAYAN AYKIRI •
Mahi Nehar




Keyifli okumalar!




BÖLÜM 40: KEHRİBAR HARELERİN YEŞİL DÜNYASI






En yüksek noktası yerden tam 4634 metre yükseklikte olan İsviçre Alplerinin zirvesine ulaşan bir dağcı gibi hissediyordum Yaman'ın kollarındayken millet. Zira yaşadığım hayatın kaçak-göçek çabası, işi en uç noktada yani zirvesinde bırakmış, uslu uslu köşesinde inzivaya çekilmişti. Hint dizilerine taş çıkarttıracak bir bakış atma sahnesi yaşarken hâlâ birbirimize bakmayı sürdürerek, ömür boyu rekor bizde kalsın diye inatla devam ediyorduk birbirimizi kesmeye. Hayat tam yüzüme gülmeye başladı diye düşünürken, meğer olan tek şey halime gülüyor oluşuydu aşkofişkolar; yoksa şu arazi olma çabasının başka bir izahı yoktu. Göz devirme...

Kehribar hareleri neye uğradığını şaşırırken, delici sessizliği Serhan'ın sesi bölmüştü. "Siz ikiniz, ayrılmayı düşünüyor musunuz?" deyiverince Yaman'ın kolumu tutan parmakları gevşemiş, kenara çekilerek bana yol açmıştı. Ayrılık, ayrılık aman ayrılık.
Her bir dertten ala yaman ayrılık.
Ayrılık, ayrılık aman ayrılık.
Her bir dertten ala yaman ayrılık.
KESTİK! Kim ulan bu tuzağı bana kuran? Derhal ortaya çıksın. Tiz kellesini vurduracağım! The flamboyant Hürrem is coming canlar...

"İyi misin Leyla?" dedi gözlerini sanki suç işlemiş bir çocuk gibi kaçırarak. Bu sorunun cevabını artık ben de bilmiyorum karşı komşum...

"Merhaba komşu kızı." diye araya girmişti Serhan. "Nereye böyle?" Cehenneme! Sen de gelecek misin? Nereye böyle de ne demek ulan?

"İşe gidiyorum." diyerek merdivenin son basamağından sahanlığa doğru adım atmıştım. "Siz nereden böyle?" Söz uçtu, yazı falan da kalmadı sayın seyirciler...

Melih de birdenbire çıkagelince hepimiz birbirimize bakmıştık. İşler iyice sarpa sarmasa iyiydi millet. Kibar Feyzo bana dikkatle bakarak, "İnanamıyorum, bu sen misin Leyla?" diye sordu hayretle. Niye sen kimi bekliyordun tele voli?

"Evet, benim." dedim görüş alanımı kapatarak firar eden bir tutam saçımı kulağımın ardına geri sıkıştırırken. "Bana neden öyle bakıyorsunuz?" Bu soru şöyle sorulmalıydı: Bana neden öyle Uzaylı Zekiye görmüş gibi bakıyorsunuz lan taş arabaları? Siz hayırdır? Tebrike hiç gerek yok arkadaşlar. Teşekkürler...

"Hiç de bugün çok hoş görünüyorsun. Biriyle randevuya mı çıkacaksın yoksa?" diye soran patavatsız Melih'ten bakışlarımı çekmiştim çabucak. Yaman bana hâlâ tuhaf tuhaf bakarken, içerden kekelememek için dualar ediyordum aynı zamanda. Birileri gelip beni derhal alsın buradan. Uzaylılar neredesiniz gardaşlarım neredesiniz? Aağğğ...

"Randevudan kastın ne senin?"

"Anlarsın ya," dedi Melih başını sallayıp kaş göz işareti yaparak. "Enişte işleri falan filan mı?" Bu çocuğun ayarları ile oynayanın ben ecdadını... Hop, hop ne yapıyorsun Leyla demeyin sakın arkadaşlar. Zira yedi cedde methiye dizgisi yapacağım birazdan. Başka itirazı olan? Göz devirme...

Birden Yaman ve Serhan'a bakıp, "Sizin çanak anten çarpıldı mı ne?" diye sordum hiçbir şey yokmuş gibi davranmaya çalışırken. Melih şok!

"Çanak anten mi?" diye kahkaha atmıştı Serhan. "Derslerden başka bir şey çarpmıyor bizim çanak anteni Leylacım. Neyse bana müsaade, bayağı yorgunum evim ve yatağım beni bekler." diyerek ağır ağır çıkmaya başlamıştı merdivenlerden ikinci Baytar bozuntusu. Azı gitti çoğu kaldı demek sizce nasıl olurdu şu saatten sonra millet? 'ÇARESİZ BİR ADET VİKİNG LEYLA' adlı neon yazılar tansiyonuna tansiyonuma yükseliyor sayın seyirciler. Göz devirme...

BAYAN AYKIRI [TAMAMLANDI]Where stories live. Discover now