19. Bölüm

204 18 19
                                    

BAYAN AYKIRI •
Mahi Nehar




Keyifli okumalar!




BÖLÜM 19: BELA GELİYORUM DEMEZ




İçimdeki ses, bazen al başını git diyor. Öte yandan gitsen ne olacak? Müge Anlı sonunda buluyor diyor! Şanssızlık burcuyum, yükselenimde bahtsızlık millet. Delirecek olmam kesinlikle içten değildi. Bunu sürekli dile getiriyorum farkındayım; ancak bu manyakların arasında huzurla yaşamak mümkün değildi. Sanırım şimdi Ferdi Tayfur'dan huzurum kalmadı şarkısını açarak, bağıra çağıra sokağın öte ucundan diğer ucuna gidebilirdim. Şu genç yaşımda sinir hastası olup beyin nöronlarıma savaş açtıran hayat, size neler yapmazdı canlar... Hayat mıydı beni çıldırtan? Yoksa dost görünümlü post olan Selvi ve Pelin miydi? Ah ulan! İçten içe kudurmama zemin hazırlıyorlar haberleri yok...

Evimden olduğum yetmedi, odamdan da olmuştum artık. Selvi'nin gelip yerleşmesi, bir de üzerine yetmezmiş gibi Pelin'in onunla birlik olması ve koruyucu melekliğini üstlenmesine ne demeliydi? Hele o maske neydi öyle? Kahvaltı etmemiştim vicdansızlar, kusacaktım neredeyse. "Ulan daha geleli kaç gün oldu da bizi şimdiden evimizden etti be!" diye çemkirdim Selin'e kıstığım gözlerimle bakarak.

"Evimizden olduğumuz falan yok." diyerek bıkkınlıkla konuşmuştu Selin. "Yapılacak işlerim vardı öyle çıktım evden ben. Asıl sana sormalı." Külahıma anlat sen Bilge kız!

"Sabah sabah mı? Hadi oradan Bombacı. Sen şuna kaçtım desene?"

Selin yürümeyi bırakıp, "Lanet olsun! Direnmeyeceğim, tamam. Kaçtık..." dedi kaşlarını çatarken.

"Kaçtık?" diye yüzüne baktım gözlerimi olabildiğince açarak. Yo... Ne kaçması? Dedektifiniz asla sıvışmaz! Aksini iddia eden? Sessizlik...

Selin, "Hadi, ama Leyla. Biz bizeyiz söyle gitsin." dedi yürümeye devam ederken. Haklılık payı arayan? Sessizlik...

"Tamam, ben de direnmeyeceğim. Kaçtık..." diye eşlik etmiştim yeniden kâküllü yârime. "Phantom - Operadaki Hayalet filminde oynayan Hayalet Erik'ten bir farkı yoktu o ikisinin."

Selin birdenbire bana dönüp güldü. "Komik duruyorlardı." dedi.

"Komik mi? Şebek gibi bir halleri vardı." dediğimde aklıma gelen şeyle olduğum yerde kaldım. "Allah! İpek kurban gidecek desene onlara? Evde bıraktık biz onu." Yok artık!

"İpek bizim gibi tabanları yağlamaz Leyla bunu biliyorsun?"

"Haklısın sanırım. İpek seviyordu böyle şeyleri."

"Aynen. O ve Pelin'e göre hayat bakımlarından ibaret." dediğinde unutmuş gibi yaparak işaret parmağını bana doğrulttu. "Ve anlaşılan Selvi'nin de öyle..."

"Hayat buysa, üstü kalsın diyeceğim, ama diyemiyorum."

Selin, "Neden?" dedi gülerek.

"Çünkü öğrenciyim lan. Bozuk para lazım oluyor." dediğimde Selin kahkaha atarak elini midesinin üzerine doğru götürmüştü.

"Acıktım ben."

"Sanırım ben de."

"Ne yapalım?"

"Simit alıp parka doğru yürüyelim biraz. Sonra bakarız."

"Olur." diyerek bir yerden simit almış, parka doğru yürümeye başlamıştık Bombacım ile. Ben dayanamayıp ucundan keserek ağzıma atmıştım simidin bir parçasını. Selin kızarak oturmam için sabretmemi söylese de ben yerimde duramamıştım. Birlikte bir banka oturduğumuz da derin bir nefes almıştı dostum. Düşünceli bir hali vardı ve bu hareket kabiliyetini etkiliyordu. Ağzımda lokma varken bir şey diyemedim; ancak onu gözlemlemeye devam etmiştim.

BAYAN AYKIRI [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin