20. Bölüm

213 19 25
                                    

                • BAYAN AYKIRI •
                       Mahi Nehar




Keyifli okumalar!




BÖLÜM 20: PAİNTBALL OYUNU





17 yıl hasta olarak kaldığı akıl hastanesine yönetici olarak geri dönen kadın, Marie Balter'in izinden bendeniz Viking Leylanız da adım adım ilerliyordu millet. Bana sormadan yerime karar vermekte ne demekti? Baytar iyice sınırlarını aşıyordu ve ben bunu artık görmezden gelemezdim. Kendimle olan kavgam bitince hepsinin hayatı ile oynayacağım net! Erkek koğuşunun tam karşımızdaki daireye taşınması yetmemişti, bir de Paintball oyununu mu çıkarmışlardı başımıza? Bunlar ufaktan ne yapmaya çalışıyordu acaba? Hayır, bu durumdan bir tek rahatsız olan ben miydim ne? Kızlar nasılda sevinçliydi oyun oynayacakları için. Bana sorsanız gitmemek için bir ton sorun dizerdim bu saçmalık yüzünden de neyse... Zaten kızların kafa dağıtmak istemesini görünce insan bir şeyde yapamıyordu. Özellikle de ben...

"Leyla üzerimdeki kıyafet nasıl olmuş?" diye sormuştu Selvi. Kimin içindi acaba bu süslenme telaşı? Göz devirme...

"Ayna sana söylüyor zaten. Bana neden soruyorsun?" dediğimde yerinde sayan yeni ev arkadaşımın yanına gitmiştim. "Bak, ne yazıyor orada."

Selvi dudaklarını aralayıp, "İyi görünüyorsun hacı yazıyor." dedi şaşkınlıkla. Fosforlu kalemle, büyükçe ben yazmıştım bu motive edici yazıyı millet. Mükemmel yazımı her gördüğümde kendimi harika hissediyordum da. Yo... Ne kafayı yemesi?

"Başka sorun?"

"Bunu sen mi yazdın?"

"Evet, ne olmuş?"

"Değişik cidden." dedi Selvi aynanın önünden geri çekilirken. "Acayip bir kızmışsın harbiden Leyla." Nesli tükenmek üzere olan bir canlıydım. En acilinden müzeye kaldırın beni!

"Nesi değişik? Mis gibi işte. Kimseye minnetinin olmadığı söylüyor. Daha ne istiyorsun?" dediğimde odadan çıkıp banyoya yürümüştüm. Selin de hemen ardımdan banyoya girmişti.

"Leyla?"

"Hı?"

"Bugün sadece eğlenmeye bak olur mu? Sorun çıksın istemiyorum hayatım."

"Tamam." diyebilmiştim isteksizce. Ellerimi yıkadıktan sonra havluyla kurulamıştım. Selin'in yanından geçerek mutfağa gitmiştim. O da hemen ardından beni takip etmişti. Bu halin nedir Leyla demeyin sevgili dostlarım. Ben, isteksiz bir şekilde yaptırılan her şeye karşı böyle kapı duvar olabiliyordum!

"Bu halin çok garip." dedi sandalye çekip karşıma oturan Selin.

"Ne varmış halimde?" diyerek kahvaltımı etmeye başlamıştım. Ne yok ki? Ayıp oluyor, ama...

"Sesin soluğun çıkmıyor." dedi araya giren Pelin. "Neden itiraz edip sorun çıkarmıyorsun?" Sizi sahada kurşunlayacağım da ondan. Asıl sesim orada yükselecek benim!

"Fırtına öncesi sessizlik!" dediğimde Selvi de mutfağa gelmişti. Pelin, Selin ve İpek ses etmeden kahvaltı etmiş, ara ara gözlerimin içine bakıp durmuşlardı. İpek'in telefonuna gelen mesajla bize dönerek, arabanın hazır olduğunu söylemişti.

"Ne arabası?" dedim anlamaya çalışarak.

İpek boğazını temizleyip dudaklarını aralamıştı. "Doruklar bir servis ayarlamış hepimiz için. Paintball sahası şehrin dışına doğru uzak bir yerde olduğu için birlikte gidip gelelim diye böyle ayarlama yapmışlar."

BAYAN AYKIRI [TAMAMLANDI]Where stories live. Discover now