"Hey! O benim arkadaşım. Tabii ki benim yanımda oturacak!" İnat eşittir ben millet... "Sen en iyisi en uç kısma otur. Oraya geçen Allah'a daha çok yakın oluyor." demiştim burnumdan solarken. Seni ben hak yoluna göndermeden kendin hık diye git çabuk Hacker bozuntusu...

"Kusura bakma, ama benim de sevgilim Leyla. O yüzden İpek yanımda olmalı ve elimi tutup beni sakinleştirmeli." Fırsatçı orangutan! Pis kokular geliyor burnuma millet...

"İpek senin bakıcın mı lan moloz yığını?"

"Dediğin gibi bunca insan bir an önce ne zaman dırdırını kesip karar vereceğini düşünüyor Leyla. Başka bir fikrin var mı?" dedi Doruk sinsi bir gülüş attığında. Kafası yalnız böyle şeylerde zehir oluyor bu çocuğun farkında mısınız? Göz devirme...

"Sen benim sözlerimi bana geri mi satıyorsun Kızıl kafa?" Ölümü kesinlikle benim ellerimden olacak arkadaşlar. Netlik kazandı!

İpek, "Şu işkenceye bir an önce son vermezsek, işler sarpa saracak agresif belam." dedi yanımdan kalkmadan önce biricik dostum. "Yamanla otur sen bu seferlik. Bir dahakine birlikte bineriz tamam mı?" Gel de hayır de şimdi... Lunaparkı senin başına yıkmak vardı şu an lan Eros! Yat kalk İpek'e dua et sen, ama alırım bunun intikamını ben senden bekle sen...

"Söz ver!" diyerek elimi uzatmıştım serçe parmağımı tutması için.

"Söz Leyla."

"Mühür?" dediğimde İpek gülerek, mühür işaretimizi de yapmıştı. Serçe parmaklarımızı birbirine kenetledikten sonra ayırmadan başparmaklarımızı tokuşturmuştuk ve böylece sözümüz söz olmuştu. Bozulmaz yemin dedikleri bu olsa...

Yaman yanıma gelip gülümsemişti. "Yalnız prensesin gökyüzüne doğru yükselebilmesi için, yanında cesur bir prensin eşlik etmesi gerektiği haberini aldım." dedi gözlerimin içine bakarak.

"Çok eğleniyorsun bakıyorum Yaman Bey?"

"Sayende..." dediğinde birbirimize bakarken yavaş yavaş hızlanan Gondol' un etkisi ve heyecanı yerini hızlanan kalbime bırakmıştı şüphesiz. Bu da neyin nesiydi böyle? Neler oluyor? Kalbin 32. kata kan pompalıyor Leyla bir şey olduğu yok. Ha? Ağzı açık kalan bir adet Viking Leyla şoku...

Gondol macerasından hemen sonra Lunaparktaki diğer oyuncakları gezmeye başlamıştık. Boks makinesini gören Doruk koşarak yanına doğru gitmişti. "Leyla, bence bir denemelisin." dedi para atarken. "Gel..."

"Önce sen denemeye ne dersin?"

"Olur." diyerek sert bir yumruk atmaya çalışmıştı Eros. "A-a, hadi, ama nasıl bu kadar düşük olur skorum?" diye yakınmıştı küçük enişte kılıklı.

Yaman gülerek, "Dur bir de ben deneyeyim." dedikten sonra o da birkaç bozukluk atmıştı. Aynı şekilde sert bir yumruk atınca makinede beliren skor Doruk'un yaptığından daha fazlaydı.

"Vay, canına! Harikasın Yaman." diyerek alkış tutmuştu İpek. "Ben de denemek isterdim, ama bileğim çok değerli. O yüzden incitmek istemem şimdilik."

Doruk, "Narin bir yapın var senin meleğim. Ayrıca bu sanat eseri yaratan ellerin zarar görmemeli." diyerek Uğur böceğimin parmaklarına ufaktan bir buse kondurmuştu. Sanat eseri diyerek göz boyamak mı? Ulan Eros...

"Sen de denemek ister misin Leyla?" diye sormuştu Yaman.

Gözüm Kuleye iliştiğinde, "Benim daha iyi bir fikrim var." dedikten sonra arkadaşlarıma bakmıştım gülerek. "Kuleye binmeyi teklif ediyorum." dedim çocukça bir sevinçle kuleyi işaret ettiğimde.

BAYAN AYKIRI [TAMAMLANDI]Donde viven las historias. Descúbrelo ahora