Selvi, "Yok, canım. Olur mu öyle şey? Kız iş bulmuş sevinmekte haklı." demişti bizim yasal soyguncu kedi gibi. Gerçek yüzünü göster sen, ne bu ayaklar!

Pelin, "Bunu bir kenara yazdım Leyla. Aynısını aptal bir çalar saat yapmayacağına göre, ses sistemi üzerinden saldırı yapacağım ben de." Hodri meydan ulan!

"Elinden geleni ardına koyma!" diyerek hırlamıştım odamı terk eden Pelin'in ardından. Senden korkan senin gibi olsun!

İpek, "Uyandığına göre demli bir çaya ne dersin Leyla'm?" dedi neşeyle.

Şaşırarak, "Hazır mı?" dedim aşkla. En tatlı sabahlar benim için çayla başlar...

"Tabii ki hazır. Hadi gel, gidelim." dediğinde peşinden gitmiştim Uğur böceğimin. Mis gibi tavşankanı çayımı yudumlarken İpek'in gülümsediğini fark etmiştim. Yalnız bunu telefonuna bakarak yapıyordu. Ulan yoksa? Gülümseme, aptal gibi bakışlar, yerinde duramayan insan hareketleri... Lan yoksa, yoksa...

"İpek!" diye adını dillendirdim yüksek sesle.

"Ay, ne oldu?"

"Sen neye gülüyorsun öyle tek başına?"

"Şey, şey... Yok, bir şey agresif belam."

"Ne demek yok? Var, var..." diyerek hızla ardında bitmiştim. "Kiminle yazışıyorsun sen?"

"Hiç kimse ile." dediğinde bir mesaj gelmişti telefonuna. Bildirim panelinde Eros Doruk'un adını görünce ağzım açık kalmıştı. Ulan bu ne ara virüs gibi yayılmıştı Çeyrek milyarderimin telefonuna? Hangi ara ya? Hangi ara! Elden gidiyor lan Uğur böceğim, elden gidiyor resmen!

"Hiç kimse öyle mi?" dedim kaşımın tekini havaya doğru kaldırınca.

"Sandığın gibi bir şey yok. Sadece arkadaşız." dedi utanan İpek.

"Ne lan o?"

"Ne, ne Leyla?"

"Yanakların pembeleşti." dediğimde istemsizce ellerini yüzüne kapatmıştı İpek.

Tedirgin bir şekilde, "Sıcak... Evet, evet. Hava çok sıcak. Bir de çay içiyoruz ondan oldu." dedi eli ayağına dolanmaya devam ederken İpek'in.

Selin, "Ama sen çay içmiyorsun ki İpek?" diye yanımıza gelmişti.

"Ben daha önceden içtim. Hararet yaptı sanırım." diyerek hızla çıkmıştı mutfaktan Çeyrek milyarderim. Ulan resmen kaçtı ya bu!

"Acilen Hacker olmayı öğrenemem gerek." dedim Bombacıya bakarken.

Selin, "Senin bilgisayarlarla işin yok ki. Hacker olup ne yapacaksın Leyla?" dedi kendine de çay doldururken.

"İnsan hackerleyeceğim."

"İnsan mı?"

"Evet. Eros Doruk'u bütün öldürücü virüsleri yükleyip ortadan kaldıracağım. Nasıl fikir?"

"Çıldırmış olmalısın."

"Erkek koğuşu atağa geçmiş lan! Etrafımızı kuşatıyorlar. Savunma modunu aktif etmemiz gerek. İşe İpek ile başlamışlar baksana."

"İpek ne alaka?"

"Doruk. İpek'in. Telefonuna. Sızmış." dedim üzerine basa basa. "Acilen kurtarma ekiplerimi devreye sokmam lazım."

"Gördük nasıl kurtulma çalışması yaptığını!" dedi çayından bir yudum alan Selin.

"Kurtulma değil, kurtarma diyorum ya sana." dediğimde hemen çakmıştım ne demek istediğini Selin'in. "Selvi..."

BAYAN AYKIRI [TAMAMLANDI]Where stories live. Discover now