Bölüm 29

145 7 0
                                    

İstanbul herşeyi ile büyüleyici bir yer

Galata kulesi

Kız kulesi

Çamlıca kulesi

Herşey ve şimdi ilk defa canlı görücektim sevdiğim adamla birlikte

"Geldik" etrafa bakıyordum, o kadar güzel bir yer ki gözümü alamiyordum arabadan indik "ilk önce otele mi yoksa gezelim mi?" Sorduğu soruyu bile gec duymuştum yüzüne baktım bana o kadar güzel bakıyor ki... "otele gidelim dinlenmeye ihtiyaçım var" başıyla onaylayıp otele girdik

Pamir odamızın anahtarını aldı ve çıktık odamıza odamız diyorum ama ev kadar büyük bir oda "buraya oda denilmez saray mübarek" bu dediğime güldü ben odamızdaki camdan dışarıyı seyrediyordum deniz manzaralı çok güzel görünüyordu her yer pamirin gelip arkamdan sarılmasına ürtküm başını boynuma gömdü "çok güzel değil mi?" Diye sordum

"Sen daha güzelsin" tebessüm ettim, o anda karnım guruldadı ve gülmeden edemedım evet son 2 saattır birşey yemedim "açıktın galiba?" Başımı evet anlamında salladım

...

Pamir odamızın kapısını açar acmaz kendimi yatağa attım ayaklarım o kadar çok ağrıyordu ki artık yürüyemiyecektim "o son yere gitmeyecektik" dedi benim gibi yatağa yatarken "içimizde mi kalsaydı, merak ederdim" bana doğru döndü "yarın giderdik nasılsa burdayız artık" kaşlarımı çattım "hep burda mı kalıcaz artık?" Geri düz yattı ve iki elini çapraz halide ensesine koydu "benim baştan beri düşüncem bu... ama tabi yinede sen nasıl istersen zorlamam seni"

Gülümsedim ve yanına biraz daha yaklaştım yanağından öptüm "sen nerde ben orda demiştim"başımı omzuna koyup gözümü kapattım uykuya daldım 

Artık ikinci evimsin istanbul

İlk evim belli şuan omuzunda uyuduğum adam

...

İsmail demirden....

"O kızı ve oğlumu bulmadan gelmeyin anladınız mı!"

Evin etrafında volta atar gibi yürüyordum "ismail!" Diye bir bağırış duydum duymamla yüzüme bir yumruk geldi "allah sizin belanızı versin!" Yerimden kalktım elim burnumdayken "hop hop yavaş gel serdar efendi, anladık sinirlisin foyan ortaya çıktı ama bizim suçumuz değil"

"Abi sen nerelerdesin ya! Merak ettik seni" yiğit içerden salona gelirken onu cağırdım "yiğit! Gel" dedim sadece anında yanıma geldi "ver o telefonu" dedim ikiletmeden verdi "nerdesin sen!, ne demek sanane! Pamir eğer elime gecirirsem seni kimse alamaz nerdesin!"
Yüzüme kapattı peki pamir efendi savaşsa savaş veda et bakalım sevdiceğine belki bir daha göremezsin

...

Gözümü yavaşca açtım karşımda koltukta oturmuş ağlayan pamiri gördüm ayağa kalktım ve yanına gittim "noldu?" Yüzüme baktı perişan halde gözüküyordu "seni çok seviyorum bunu unutma" sarılmasına karşılık verdim ayrıldım ellerimi yüzünün arasına koydum ve baş parmağımla okşadım "biliyorum... ama bir şey olmuş anlat bana" bir süre yüzüme baktı "babam,  bu sefer gerçekten kaybediceğim seni" kaşlarımı çattım "nasıl yani?" Diye sordum " yiğit anlattı, babamla kapattıktan sonra sevdiğinle vedalaş diye"

"Zaten bir kara sevdanın içinde değil miyiz? O karada bizi içine sürükler yaşarız orda''

...

Kara Sevdam | texting Where stories live. Discover now