jouska (k. Bakugo x reader)

ꕥarkadaştan fazlasıꕥ

Yüzün domatesten bile daha çok kızarmıştı ve kalbin kulaklarında atıyordu.

'Sanırım öleceğim. Buraya kadar. Ölümüm kaçınılmaz.'

"Şey, uh, arkadaş olarak mı yoksa aşk olarak mı?" dedin cevabı bilmene rağmen. Açıklamaya ihtiyacın vardı. Bakugou umutsuz vakaymışsın gibi kafasını sallayarak alnına fiske attı.

"Sana zaten sikik 'arkadaş' kelimesinden hoşlanmadığımı söyledim. Tabii ki senden romantik anlamda hoşlanıyorum."

"Ama, uh, tam olarak ne zamandan beri?"

"İlk tanıştığımızdan beri aptal, senin de aynı şekilde hissettiğini biliyorum."

Kalbin daha da hızlı çarpmaya başladı. "Eh, evet. Bunun hakkında yalan söyleyemem."

Sen ve Bakugou sessizlik içinde durdunuz. Büyük, sıcak elleri hala omuzlarını tutuyordu.

"Ee, peki şimdi?"

"Eh, aptal, sence iki insan birbirini sevse nolur?" Bakugou iç çekti ve cebine koymak üzere ellerini omuzlarından çekti.

"Se-sevişirler mi?"

Bakugou kızardı. "Evet, aptal, ama söylemeye çalıştığım şey o değil! Çıkarlar amına koyayım."

Utançla kızararak kravatınla oynamaya başladın. "Oh."

" 'oh' da ne demek, Benimle çıkacak mısın çıkmayacak mısın?"

"Eh, sence?!" Dedin. Gerginlikten kravatını çektin. "Evet, seni aptal piç!"

"Tamam o zaman, iyi!" Diye bağırdı Bakugou kızararak.

"İyi!" Diye sen de bağırdın, yüzün daha da kızardı.

Tekrardan sessizlik oldu. İkiniz de birbirine baktınız. Gerginliğini ve utancını saklamak için boğazını temizledin.

"Sana sarılacağım."

"İyi."

Gergince kollarını açarak yavaşça ona doğru ilerlemeye başladın. Bakugou milyonuncu kez sıkıntıyla inleyerek sana doğru geldi ve seni kucakladı.

"Çok yavaşsın, Frankenshit." Arkasında başka bir anlam olmasına rağmen Bakugou mırıldandı. Güldün, rahatladın ve ona sarıldın, onun kucağında kendini güvende ve sıcak hissediyordun. Tıpkı onunla gerçek hayatta ilk tanıştığın zamanki gibi.

"Evet, biliyorum."

Bakugou sana daha sıkı sarıldı. Yüzünü göğsüne gömerek memnun bir şekilde içini çektin.

"Bu oldukça hoş."

"Evet," diye mırıldandı Bakugou, gözlerinin içine bakmak için senden uzaklaştı. Elini tuttu ve baş parmağıyla içine daireler çizdi. "Öyle."

"Bakubro! Y/N! İkiniz burada ne yapıyorsunuz, brolarım?" diye bağırdı Kirishima. Şaşırarak arkanı döndün.

"U-uh-"

"Anımızı yaşıyoruz, boktan saç, siktir git." Dedi Bakugou ve kolunu beline sardı. Kızardın ve yüzünü saçlarınla gizlemeye çalıştın. Kirishima'nın ağzı O şeklini aldı ve gözleri büyüdü.

"Anladım, anladım. Uh, iyi eğlenceler?"

Bunu söylemesiyle birlikte Kirishima gitti, ve tekrardan Bakugou'yla sen yalnızdın.

"Niye öyle dedin ki?" Diye sordun sarışına bakarak. Bakugou sana baktı, dudakları sinsi bir gülümsemeyle kıvrıldı.

"Çünkü doğruydu. Anımızı yaşıyorduk. Ve şimdi bir tane daha yaşayacağız."

"Uhhh... şeyy, okulda uygun olan şeyler mi, yoksa uygun olmayan şeyler mi?"

Bakugou gülerek sana baktı. "Eh, hangisi olsun istersin?"

Utanarak yere baktın. "Bilmem, sen hangisi olsun istersin?"

Bakugou sana doğru eğildi, sıcak nefesini yüzünde hissedebiliyordun. "Ne yapmamı istiyorsan, bebeğim, söyle, yapacağım."

'Ananı sikeyim. Bu çok seksiydi. Ama aynı zamanda tatlı. Katsuki, senden nefret ediyorum, seni seviyorum.'

Zilin çalmasıyla sıçradın, kafan Bakugou'nun burnuna çarptı.

"Ah, siktir." Bakugou burnunu tutarak acıyla inledi. Gözlerin genişledi ve nefesini tuttun. Verdiğin hasara bakabilmek için Bakugou'ya yaklaştın.

"Siktir, iyi misin-" aniden Bakugou eğildi, burnunu bıraktı ve yumuşak bir şekilde seni öptü. Şaşkınlıkla gözlerin büyüdü, sen de onu öptün. Bakugou gülerek geri çekildi.

"İyiyim, aptal, ben senden daha iyi bir oyuncuyum."

Kaşlarını çattın, yüzün kızardı.

"Kes sesini, Katsuki, yoksa ısırırım."

"Tamam o zaman, ısır."

"Sikeyim seni."

"Sik beni."

"Göt."

"Seni seviyorum." Bakugou güldü, sen de onu son kez öpmeden önce kıkırdadın.

"Ben de seni seviyorum, Katsuki."