jouska (k. Bakugo x reader)

ꕥöğle yemeğiꕥ

"Sim yala, Katsuki. " Kafeteryaya girerken Bakugou'ya şakacı bir şekilde iterek homurdandın.

"Aptal o, sik yala. Sim değil."

"Ben dediğimi dedim."

Bakugou, yemek için sıraya girdiğiniz sırada gözlerini devirdi.

"Senin gibi bir aptal UA'ye nasıl geldi ki zaten?"

"Çünkü düşündüğünden daha zekiyim." Ellerini beline koydun. Bakugou tek kaşını kaldırdı, yemek tepsisi alarak tabağına pirinç koymaya başladı.

"Bir keresinde bana, koca bir ay çalışmadığın için matematik sınavından kaldığını söylemiştin."

"O-o sadece bir defaydı!"

"Salak. Bana matematikte de kaykay sürmede olduğun kadar kötü olduğunu söyleme."

"Kes sesini."

Sen ve Bakugou yemek sırasından çıktınız. Kirishima'yı görme umuduyla etrafa bakındın.  Bakugou sana bakarak kaşlarını çattı.

"Kimi arıyorsun? Buradakileri daha tanımıyorsun."

"Eijirou'yu arıyorum, kuş beyinli. Onunla oturmak istiyorum." Bakugou dilini şaklattı.

"Ben tam buradayım, aptal, benimle yemek yiyeceğini söylemiştim."

"Biliyorum, salak, Eijirou'yu da davet etmek istiyorum."

"Bana salak deme, salak."

"Kapa çeneni."

Dikenli kırmızı saçlar gördüğünde gülümsedin ve yürümeye başladın. "Merhaba, Eijirou!"

Kirishima sana döndü, seni gördüğünde gözleri parladı. Kollarını açarak sana doğru yürümeye başladı. "Y/N!"

Gülerek ona sarıldın. "Öğle yemeğini bizimle yemek ister misin?"

Ejirou sırıtarak uzaklaştı. "Elbette, bro! Nerede oturuyoruz?"

"Uh..." Cevap vermesini bekleyerek Bakugou'ya döndün. Bakugou omuzlarını silkerek homurdandı.

"Bana bakma, bilmiyorum."

Kaşlarını çattın. "Beni seninle öğle yemeği yemeye davet ettin ama nereye oturacağımızı bile bilmiyor musun?"

"Siktir git."

"Midoriyalarla oturabiliriz, hem böylece onlarla daha iyi tanışırsın!" dedi Kirishima, yeşil saçlı çocuk ve diğerlerinin olduğu büyük bir masayı işaret etti. Bakugou kaşlarını çattı, seni bileğinden tutarak kendine doğru çekti. Göğsüne çarptığında yüzün kızardı.

"Hiçbir şekilde onu Deku'nun yanına yaklaştırmıyorum. Muhtemelen bazı bokluklar yapar."

"Midoriya öyle biri değil! Sorun değil Bakubro, onunla konuşmana gerek bile yok!"

"Hayır."

"Hadi ama, Katsuki, bu kadar götlük yapma! Yani, seksi olduğumu biliyorum ama biraz diğerleriyle de vakit geçirelim!" Dedin hafifçe kıkırdayarak. "Şaka yapıyorum bu arada. Bir şeyler patlatmadan her ihtimale karşı söyleyeyim dedim."

"Kapa çeneni, Frankenshit, oraya gitmiyorsun." dedi Bakugou, gözleri baskın bir şekilde sana bakıyordu. Yanakların biraz ısındı ama kaşlarını çattın ve bileğini onun elinden kurtardın. Yüzünü yüzüne yaklaştırdın, gözlerini meydan okurcasına kıstın.

"İyi izle o zaman."

Arkanı döndün, Midoriyalara doğru yürümeye başladın. Kirishima ve Bakugou, yürüken seni izlediler. Aniden aklına bir düşünce gelince yavaşladın. Masadakilerden biri sana baktığında yüzün bembeyaz oldu ve yemek tepsin sallanmaya başladı.

'Kimi kandırıyorum, bu insanları tanımıyorum bile. Beni öylece kabul etmezler. Ya hepsi, 'ıy, bize yaklaşma, seni ucube' gibi bir şey derlerse? Ah, unut gitsin.'

Arkanı döndün ve hızla iki çocuğa doğru yürüdün.

"Unut gitsin, bunu yapamam."

Bakugou sırıtarak sana baktı. "Amcık."

"Kapa çeneni Katsuki, seni ısırırım." Bakugou eğildi, kıpkırmızı gözleri parlıyordu.

"Isır o zaman."

"Arkadaşlar, nereye oturacağız?" dedi Kirishima rahatsızca kıpırdanarak. İkiniz de omuzlarınızı silkerek ona döndünüz.

"Bilmiyorum."

"Um, Kaminari'yi bulmayı deneyebilirim?" diye önerdi Kirishima, garipçe gülümsedi.

"Hayır."

"İnsanlardan niye nefret ediyorsun?! Arkadaş edinmeye çalışıyorum, Katsuki, Tanrım!" dedin kızgın bir şekilde. O ise çenesini sıkarak sana baktı.

"Ben zaten senin arkadaşınım."

"Başka arkadaşlar, Katsuki." Dedin bıkkınlıkla. "Ne var biliyor musun, unut gitsin, yemeği tek başıma yiyeceğim."

"Hayır."

"Tamam, siktir git, görüşürüz." dedin ve uzaklaşmaya başladın. Bakugou kolundan tutarak seni çekti, neredeyse tepsini düşürüyordun.

"Üzgünüm. Gitme." Bakugo boğuk bir sesle kulağına fısıldadı, kızarmana ve kalbinin çarpmasına neden oldu. İnsanların size baktığını fark ettiğinde yüzün daha da kızardı.

"T-Tamam, kalacağım, bırak beni artık."