18

38 10 7
                                    

"Şimdi sen ciddi ciddi." dedi ve güldü Junmyeon "Kyungsoo'dan hoşlanıyorsun öyle mi?" 

Kızaran yanaklarımı ovuşturup kafa salladım gülerek. Sonra da kafamı kaldırdım "Ama sence de çok aşık olunası değil mi?"

"Buna ben ne dersem yanlış anlaşılırım yorum yapmayacağım." dedi Junmyeon ve güldü tekrar. Ama benim somurttuğumu görünce ciddileşti "Yani bence de okuldaki en iyi insanlardan biri."

Oflayıp ayaklarımı yere vurdum ve üstümdeki kazağın boğazını iyice yukarı çektim. Junmyeon ise sırıtışını bozmadan sordu "Kızlara söyledin mi bunu?"

"Hayır tabii ki!" diye yükseldim heyecanla "Sana kesin gidip Kyungsoo'ya bir şeyler anlatır o yüzden hiçbir şey söylemedim."

"Anlatsa daha iyi olmaz mı?" diye sorduğunda da kafamı iki yana salladım "Saçmalama Jeongyeon buradayken öyle bir şey olmaz."

"Sen saçmalama Nayeon." dedi Junmyeon ve doğruldu yarasını  tutarak "Kızım zaten onu taktığımız yok şu an sevgilin olsa ne olacak?"

"O yarığın aynısından bende de açar öyle bir şey olursa." dedim ve önüme dönüp iç çektim. Junmyeon boş boş baktı ve iç çekti "Kyungsoo'nun da senden hoşlandığını düşünüyorum ben."

"NE?" diye yükseldim heyecanla. Junmyeon sırıtarak kolyeyi işaret etti "Ben Sana'ya bakarken önüme geçip aldı onu."

Kolyedeki kalbe baktım ve sonra Junmyeon'a döndüm tekrar "Cidden öyle mi ki?"

"Yani mesela gidip de Jihyo'ya arkadaşım diye hediye olarak kalpli kolye almam." dedi Junmyeon sinir bozucu bir sırıtışla. Tam ağzımı açmıştım ki kapı sesiyle birlikte duymayı isteyeceğim en son ses eve doldu "Ben geldim!"

Göz devirip koltuktan çantamı aldım ve odama gitmek için merdivene yöneldim. 

Jeongyeon'un arkamdan adeta taramalı bir makine gibi konuşmasını bile takamamıştım mutluluktan...

...

Sabah sınıftan yine çıkmamayı planlıyordum ki sınıfın kapısının hızla açılmasıyla yerimde fırladım.

Sınıfa Jihyo ve Chanyeol kavga ederek girince kıkırdamadan edemedim. Jihyo, Chanyeol'e tüm gücüyle vuruyordu ama Chanyeol'ü pek de etkilemiyordu.

Ben gülünce durup bana döndüler. Chanyeol kahkaha attı ve yanıma gelip kolumdan hafif çekiştirdi "Kaçabileceğini sandıysan yanılıyorsun Nayeon."

Çantasını sırasına koyarken de laf attı Jihyo "Biz de daha gelmedin sanıyorduk."

Sonrasında da durup bize döndü. Aynı saniye içinde de çantasını yanıma doğru fırlattı "Zaten yanımda oturan çocuktan nefret ediyorum ben neden seninle oturmuyorum ki?"

"Olur mu ki?" dedim cılız bir sesle. Chanyeol, Jihyo'nun çantasını sandalyeye asarken bana baktı ve güldü "Olur olur, zaten Junmyeon gelene kadar."

"Haftaya geliyor değil mi o?" dedi Jihyo. Kafa salladım ve stresten yolduğum tırnaklarımı bıraktım "Doktor bu hafta da dinlensin dedi haftaya gelmeli ama Junmyeon bu güvenmiyorum."

"Perşembe günü burada o." dedi Chanyeol "Yarın da zorla dayanır da perşembe kaçar gelir artık."

"Bence de." dedi Jihyo ve kafa salladı "Evde duruyor mu ki?"

"Pek sayılmaz." dedim ve güldüm hafifçe "Habire bir bahaneyle yürüyüp duruyor."

"Şaşırmadık." dedi Chanyeol ve koridora bakıp göz devirdi "Bu işin suçlusu da baya sessiz."

"Bir de konuşacak mıydı?" dedi Jihyo ve beni kolumdan koridora çıkmak için çekiştirdi. Aslında karşı çıkacaktım ama o kadar kötü bakmışlardı ki...

"Resmen çocuğu sokağın ortasında çekip bıçakladı." dedi Jihyo ve yüzünü buruşturdu "Neyse ki Sana'ya yapmaya kalkmadı Sana'nın bünyesi en ufak kesiği kaldırmaz."

"Sana hasta falan oldu mu en az bir hafta yatak döşek yatıyor da." dedi Chanyeol beni bilgilendirircesine. Anlamış gibi kafa salladım. Fakat sonra karşımızdan el sallayan Sana ve Kyungsoo'yu görünce gerginliğim bir anda tavan yaptı.

Aslında Junmyeon'a anlatmasaydım ben bir şekilde unuturdum ya...

Sana, Kyungsoo'yu da ışık hızında yanımıza çekiştirdi ve sonra da beni kolumdan tutup çekti "Baylar ve Jihyo, birkaç dakika bir şey konuşmamız lazım az sonra burada olacağız."

Sana beni zorla bahçenin bir köşesine çekiştirdi ve çığlıklarla gülmeye başladı "Sen Kyungsoo'dan mı hoşlanıyorsun!?"

"Ne!?" diye yükseldim gerginlikle "Junmyeon hemen yumurtlamış anlaşılan."

"Yani biraz öyle oldu." dedi Sana ve omzuma elini attı "Ama merak etme tamamen aramızda."

Kyungsoo'ya kaçak bir bakış attığımda onun da bana baktığını fark ettim ve kafamı çevirdim hemen "Emin misin?"

"Hiç olmadığım kadar." dedi Sana ve sonra yanaklarımı sıktı "Ama Kyungsoo'nun senin gibi biriyle olması için nelerimi vermezdim!"

"Teşekkür etmeliyim galiba." diye güldüm. Keyfim gerçekten yerine gelmişti ki...

"Vay be." dedi Jeongyeon arkadan "Baya da sıkı fıkı arkadaş olmuşsunuz."

"Olmasa mıydık?" dedi Sana imalı bir sesle. Jeongyeon dudaklarını büzdü ve "Olun." dedi. Sonra da bana baktı aşağılayarak "Ama ben pek iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum size eskilerden bahsetmeye çalıştım ama-"

"Bence gayet iyi bir fikir." dedi Sana ve kolunu omzumdan alıp sinirle birleştirdi "Yakın arkadaş olacak başka birini göremiyorum."

"Bende gerçekten kafası çalışan birini göremiyorum." dedi Jeongyeon alayla. Sonrasında da güldü kısaca ve Sana'ya baktı acıyarak "Bir tanecik sevgilin bence senin de beynini yıkamış, hem Seokjin varken Junmyeon saçma bir tercih bence."

"Sana fikrini sorduğumu hatırlamıyorum." dedi Sana. Sonrasında da biraz Jeongyeon'a yaklaşıp ekledi "Kendi karakterinde birini beğenmen de çok normal ama bu hastalıklı kafayı toplamak için bence doktora git."

Sana onun kadar manyak olabiliyorum dediğinde haklıymış...

let me breathe • kyungyeonWhere stories live. Discover now