15

61 10 18
                                    

Annem ve babam bahçeye çıkmışlardı ben de resmen beni yemek için hazırda bekleyen Jeongyeon'la aynı ortamda bir başıma kalmıştım...

Annem ve babamın olması da pek bir şey değiştirmiyor aslında ama...

Birkaç dakika sonra Jeongyeon sert bir şekilde bana döndü "O arkadaşların da geliyor değil mi? Sevgilisi de damlar şimdi." 

Bir şey demediğimde kolumu sert bir şekilde sarstı ve kafamı ona çevirmemi sağladı. Bakıp korkuyla yutkunduğumda da göz devirdi "O çocuk ve Junmyeon kavga ederlerken arkadaşın olacak o aptallar ayırmaya bile kalkmadılar. Hala Chanyeol, Kyungsoo diye gez sen."

Jeongyeon böyle başımın etini yerken Kyungsoo ve Chanyeol'ün sesini duymamla ayağa kalktım. Kyungsoo beni görünce sanki yapmayı kafaya koymuş da fırsat kolluyormuş gibi koşup bana sarıldı.

O kadar içtendi ki yanımda birinin olduğunu anlayıp tetikte olan gözyaşlarımı bırakmam gerekirdi ama Jeongyeon "Al işte sevgili değiliz diyorsun bir de siz sevgili değilseniz bu ne şimdi?"

Kyungsoo beni bırakıp sert bakışlarıyla Jeongyeon'a döndü "Sen Nayeon'u rahat bıraksana artık Jeongyeon. Kız yeterince üzülmüş sen hala burada başında dırdır etmeye devam ediyorsun."

"Sanki sadece Nayeon üzüldü bana gelince insanlar teselli etmeyi bırakıyor nedense." dedi Jeongyeon triple. Kyungsoo ise sinirli ses tonunu koruyarak cevapladı onu "Yanına birinin gelip seni  teselli etmemesi de senin suçun o yüzden sal kızı sessiz sessiz otur şimdi"

Kyungsoo'dan böyle bir tepki beklemiyordu tabii Jeongyeon. Sinirle kendi kendine bir şeyler homurdanıp kalktı ve biraz daha uzak bir yere oturdu. 

Chanyeol bana döndü ve merakla sordu "Durumu nasılmış?"

Omuz silktim sadece ve arkama yaslandım "Bilmiyorum, sadece kan kaybettiğini söylediler."

"İyi olacaktır ya." dedi Kyungsoo gülümsemeye çalışarak. Sonra da omzumu sıvazladı "Sen merak etme."

"Sana nasıl?" diye sorduğumda Chanyeol iç çekti "Beni aradı en son çığlık çığlığa bağırıyordu iyidir diye umuyorum kızlar başa çıkmıştır."

"Seokjin olduğundan emin miyiz?" diye sordu Kyungsoo. "Bilmiyorum." diyip sıkıntılı bir yüzle ona döndüm "Başka kim olabilir ki?"

"O saatte sokakta gezen tinercilerden olabilir." dedi Chanyeol de. Alayla güldüm ve ona döndüm "Tüm param bitti diye mesaj atmıştı imkansız."

"O zaman seçenek belli yani." dedi Kyungsoo. 

Belli Kyungsoo belli...

...

Sabah erken saatte Sana da yurttan çıkıp gelmişti. O geldiğinde de Junmyeon ameliyattan çıkalı birkaç saat olmuştu.

Doktorlar sadece beklememizi söyleyip duruyordu.

Annem ve babam eve gitmişlerdi, nasıl bu kadar rahat olabildiklerini gerçekten aklım almıyor. Orada yatan onların da çocuğu...

Tabii onların umrunda olan tek çocuk Jeongyeon.

"Sana artık okula gitmemiz lazım." dedi Kyungsoo saate bakıp. Sana ise sadece omuz silkti "Gitmek istemiyorum."

"Burada kalmak hiçbir işe yaramaz Sana." dedi Chanyeol de "Hem kendini yiyorsun burada okula gidelim en azından."

"Nayeon burada nasıl olsa." dedi Kyungsoo da. Kafamı sallayıp Sana'ya döndüm ve omzunu sıvazladım "Hadi git sen."

"Bir şey olursa hemen ara beni tamam mı?" dedi Sana. Kafa salladığımda bana sıkıca sarıldı ve sonra da kalkıp Chanyeol'le Kyungsoo'nun peşine takıldı. 

let me breathe • kyungyeonNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ