Derin gülümseyerek Kevin'a baktı. "Evlenelim o zaman biz." 

Kevin da gülerek "Evlenelim." dedi.

Pamir olanları şaka sanıyordu aslında ama birlikte yaşamaya başladıklarında anlayacaktı. "Hadi o zaman bunu kutlamak için Pamir bize kahvaltı hazırlasın." dediğinde Pamir yataktan kayıp odadan çıktı. Minik bacaklarıyla pıtır pıtır giderken Derin gülmeden edemedi. En büyük aşk oğluna duyduğuydu. O mutluysa her şey güzel demekti onun için.

Kevin Derin'e  "Nereye gitti?" diye sorduğunda Derin gülümsedi. "Pamir sana yumurta yapacak anlaşılan." 

Kevin şaşkın bir şekilde ona bakıyordu. Derin gülümseyerek yataktan kalktı. "Korkma tabi ki kendi yapamıyor. Yardım edeceğim." Kevin gülümsedi. Derin ona gülümseyen adamın sabahın bu saatinde bile nasıl bu kadar çekici olduğunu düşünmeden edemedi. Dağılmış saçları ona fazlasıyla seksi mi gelmişti? Başını hızla sallayarak bu saçma düşüncelerden uzaklaşmasını sağladı. Bu adam sadece çocuklar için bunu istiyordu değil mi? Yani belki de kızgınlıkla söylediği bir şeydi. Emin değildi. 

Mila Derin'in kalktığını görünce kollarını ona uzatıp mızmızlanmaya başladı. Derin "Sen de bize yardım et o zaman prenses." dedi neşeyle. Sonra eğilip Mila'yı kucağına aldı. Kevin'a bakarken "Sanırım altını değiştirmem lazım. Pamir'e yardım etsen olur mu?" diye sorduğunda Kevin başını sallayarak odadan çıktı. Kevin mutfağa ilerlerken Derin'in yüzünde anlamsız bir gülümseme vardı. Belki de farkında olmadan bir aileye sahip oluyordu. Kim bilir.

Derin Mila'nın altını değiştirdikten sonra bir süre havaya neşeyle tekme atan miniği izledi. "Rahatladın mı sen?" Mila ağzı kulaklarında gülümseyince Derin elinde olmadan gülümsedi. Minik bir bebek, oğlunun babası ve aile olmak. Tüm bunlar çok mu fazlaydı? Ya kalbinde uçuşan heyecanlı kelebekler? Onlar yalan söylüyor olamazdı, değil mi? Onlar şahitti mutluluğuna.

Düşüncelerini sonraya saklayıp Mila'yı kucağına aldı ve mutfağa ilerledi. Bir süre mutfağın kapısından oğlu ve Kevin'ı izledi. Kevin  yumurta kırmaya çalışırken Pamir yumurtaları birbirine vurması için ellerini yumruk yapmış birbirine vurarak gösteriyordu. Kevin ise aklı karışmış bir şekilde oğluna bakıyordu. Derin onların bu haline gülmemek için kendini zor tuttu. Bir süre daha onları izlemek istiyordu sessizce. "Belki de sen benden daha iyi yaparsın." diye homurdandığında Derin kahkaha attı. O kadar tatlı görünüyorlardı ki onların bu haline gülmemek elde değildi. Tezgahta birbirine girmiş iki yumurta vardı. Kabuklarıyla birlikte kırılmış bir şekilde tezgahı süslüyordu. Ama gördüğü o dağınıklık değil de birbirine şaşkın şaşkın bakan iki erkekti. Biri hayatındaki en önemli şeydi. Birisi ise... Onu tanımlamak için belki de çok erkendi.

Derin sandalyenin üstündeki oğlunun yanağına kocaman bir öpücük kondurduktan sonra Mila'yı Kevin'a uzattı. Kevin elindeki yumurtaları bırakıp kızını kucağına aldı. Derin gülümseyerek Kevin'a döndü. "İzle şimdi." Oğlunun başına aşçı şapkasını giydirdikten sonra "Hazır mıyız Pamir şef?" diye sordu.

Pamir ellerini çırparak "Eveeet" dediğinde Derin gülümsedi.

"Yumurta mı yapıyoruz?" Pamir başını salladı. Derin süzgeci kabın üstüne koyduktan sonra Pamir'e yumurtaları verdi. Pamir iki yumurtayı ellerinin arasında tokuşturarak kırdıktan sonra süzgecin içine koydu. Yumurta kaba akarken kabuklar süzgeçte kaldı. Kevin ise "Ama ben nereden bileyim bunu istediğini?" diye kendini savunmaya çalıştı. Derin alayla ona bakıp "Oğlundan öğreneceğin şeyler olması ne güzel" dedi.

Derin yumurtaları Pamir'e çırpması için verdikten sonra Kevin'a döndü.

"Mila'ya mama yapalım önce." Kevin oğlu ve Derin'i izlemeye o kadar dalmıştı ki bu aklına bile gelmemişti. Mila bu yüzden Derin'i seviyordu. Her türlü derdini anlıyordu. Asla bir şeyi unutmuyordu. Onunla evlenmek istemesinin bir nedeni de buydu belki de. 

Her Şeyden Habersiz -Tamamlandı-Où les histoires vivent. Découvrez maintenant