Bölüm 31

37 6 35
                                    

Bölüm Şarkısı : Guns N' Roses - This I Love

Başımdaki ve sırtımdaki ağrıyla inleyerek derin bir nefes verdim

Oups ! Cette image n'est pas conforme à nos directives de contenu. Afin de continuer la publication, veuillez la retirer ou télécharger une autre image.

Başımdaki ve sırtımdaki ağrıyla inleyerek derin bir nefes verdim. "Ananın amı artık yeter bıktım da." Kirpiklerime sanki beton dökülmüş gibi gözlerimi aralayamadan sızlanmaya devam ettim. "Ben kaçırılmaktan bıktım, siz kaçırmaktan bıkmadınız amına koyayım." Gözlerimi açmadan hareket etmeye çalıştığımda yere kaynak yapılarak sabitlenmiş demir bir sandalye de oturduğumu fark ettim. Bileklerimdeki acıya bakılırsa ayaklarımda iki, ellerimde üç kelepçe vardı ve kelepçelerde sandalyeye kaynak yapılarak sabitlenmişti. Güzel prodüksiyon.

Patlama anını hatırladım. Onun üzerine kapanmıştım. Tüm vücudunu kapatmam imkansız olduğundan özellikle başını korumaya çalışmıştım. Patlayan camlardan sıçrayan cam parçalarının kollarıma açtığı kesikleri hatırlamamla kollarımın acımaya başlaması bir oldu. Vücuduma herhangi büyük bir parça girmemişti ancak Ege'nin durumunu bilmiyordum. O burada mıydı? Vücudumdan akan yoğun kan nedeniyle kanın kokusu dışında hiçbir koku alamıyordum.

Sersem gibiydim. Bu kadar büyük sarsılmama sadece patlama neden olmuş olamazdı. Büyük ihtimalle bana ilaç da vermişlerdi. Kelepçeleri çekiştirmeye çalıştığımda gücümün yerinde olmadığını fark ettim. Kesinlikle ilaç vermişlerdi.

Zorlukla da olsa gözlerimi araladım. Küçücük cızırtılı ışık sayesinde çevreyi görebiliyordum ve Ege tam karşımda sandalyeye bağlı bir şekilde oturuyordu. Başı önüne düşmüştü. Gözlerimi kapatıp sese odaklanmaya çalıştım. Zorlukla da olsa nefes seslerini duyduğumda derin bir nefes aldım. Sadece bayılmıştı.

"Ege!" Fısıldadım ancak uyanmadı. Ses çıkarırsam uyandığımı fark edip sıradaki hamlelerini yapabilirlerdi. "Ege!" Sesimi biraz daha yükseltip tekrar adını söylediğimde göz kapakları aralandı. Bir süre ne olduğunu anlayamasa da kendine gelmesiyle gözlerini sonuna kadar açıp gözlerime bakması bir oldu. "Lâl!" Bakışlarım anında vücuduna indi. Görünürde bir şey yoktu ancak sırtından yaralı olabilirdi.

"Yaralı mısın?" Sorduğum soruyla başını iki yana salladı. Bakışları kollarıma, ardından da vücudumdan akan kandan dolayı ayaklarımın altında oluşmuş ufak kan gölüne düştüğünde gözleri irileşti. "Sen-" Yutkundu. "Sen yaralısın. Çok kan kaybetmişsin." Başımla onayladım.

"Hayati bir şeyim yok. Patlamadan sonra arabaya bindirilirken uyandım. Başımın arkasına vurdular hafif onun sızısı var, yüzümde acıyor sanırım sağ gözümün altı, elmacık kemiğime yakın şiş, sol kolumda on üç sağ kolum da da sekiz tane yara var patlayan camlardan dolayı,  yaklaşık bir litre kan kaybetmiş olmalıyım, bir beş yüz mililitre daha dayanabilirim ama sonrası tehlikeli. Gerçi iyi oldu zaten büyük bir miktarı zehirliydi kan nakli işe yara-"

"Dur." Sözümü kesmesiyle duraksadım. "Üzgünüm ama artık seni tanıyorum." Ne dediğini anlayamadığım için çatılan kaşlarıma bakıp güldü. Gülüşü acı doluydu ancak bu acı fiziksel değildi.

%2Où les histoires vivent. Découvrez maintenant