9- Kayip Taç

107 18 44
                                    

-Lansman Gecesi-

Zeke, aynada kendine bakıyordu. Aslında bu kendi değildi, yenilmiş bir kimseydi.

Gerçi bu ilk yenilgisi değildi. Çocukluğundan beri babası tarafından yenilgiye ugruyordu.

Göz yaşlarını sildi. Musluğu acacakken içeri birinin girmesi ile o tarafa döndü.

Gelen Mikasa'ydı. Saçını düzeltti ve Zeke'e yaklaştı.

"Ah Zeke... cidden yine mi? o koltuğu hakeden sendin. ama bak şuan kimin elinde."

Mikasa aynada makyajını düzeltirken bir yandan da konuşuyordu.

"Zaten baban hep böyle biriydi. Eren'i el üstünde tutardı. Hep önce Eren gelirdi."

Kırmızı rujunu sürdükten sonra Zeke'e döndü.

"Erenim de Erenim diye gezerdi. Ama sen... Sen pişmanlıktın. Babanın sana bugüne kadar hiçbir yararı olmadı değil mi?"

Mikasa, Zeke'e biraz daha yaklaştı. "Ama Peki Eren? Eren'i baban yıllarca şöhret için kullandı. Eğer başka bir açıdan bakarsan kardeşin ile sana babanın neler cektirdigini görebilirsin."

"Sen... Bana ne demeye çalışıyorsun?"

Mikasa gözlerini Zeke'in gözlerine sabitledi.

"Diyorum ki... babanız ya sizi öldürecek.. ya da... siz."

Zeke güldü. "Sen şuna ben Eren'in kahramanı olmaya çalışıyorum desene. Babandan seni kurtardım Eren. Hadi bana gel. Ahhahaha."

Mikasa göz devirdi. "Tch. Baban ikinizede zerre değer vermiyor. Annen kimin yüzünden canına kıydı sanıyorsun?",

"n-ne?"

"Anneni Carla ile aldattı, daha sonra annen dayanamayıp intihar etti. Bunu Eren sana soyleyecekti ama babanız Eren'i o kadar tehdit etti ki soyleyemedi."

Who Has The Blood?Where stories live. Discover now