0.2 ✅

230 84 12
                                    

Mültimedya : Küçük Bir Yol

__________

Gözlerimi kapattıktan sonra ne kadar vakit geçti bilmiyorum ama yağmur damlaları artık yüzüme değmiyordu . Kaşlarımı istemsizce çatarak açtım ,açmaz olaydım sosyopatın başı başımın önündeydi ve gözleri gözlerime kenetlenmiş bir şekilde bana bakıyordu. Neden böyle durduğunu anlamaya çalışırken sanki o değilde ben onun üstüne abanmışım gibi kaşlarını çattı ve bir hışımla üstümden kalktığı gibi bağırmaya başladı .

"Burda uzanma ,hasta olacaksın ? Bide senin sümüklü halinle uğraşamam !"
Yerimden kalkmadan bezgin bir tonda konuşmaya başladım ,uzun zaman konuşmadığım için sesim çatallanmış bir şekilde çıkmıştı.

"Uğraşma banane, uğraş diğenmi oldu sanki .. ben kendime bakarım"
Dediğim şeye inanmamış gibi bana baktı ve sonra yeniden konuştu .

"Belli oluyor ,kendine nede güzel bakmışsın öyle! Hayran kaldım gerçekten !!" Diyip kaş göz işaretiyle yüzümdeki yaraları işaret etti , zaten etmese de onlardan bahsettiğini anlamıştım. Bezgin bir şekilde ona bakıp yine gözümü gökyüzüne diktim .

Bulutlar ayrılmış gökyüzü bütün maviliğini gözlerimin önüne sererken ,sürü halinde uçuşan kuşlar kadrajıma girdi, onlara hayran hayran bakarken birden gözlerim istemsizce kapandı..

Olamaz ama yaaa! Ama malesef oldu yüzümde hissettiğim sıcaklık ve kulağıma dolan kahkaha sesi beni resmen çileden çıkartacak şekildeydi . Resmen kuş yüzüme sıçtı yaaa! Sinir hastası nasıl gülüyor. Kendimi tutamayıp bir hışımla yerimden kalkarken bir yandan da ona bağırıyordum .

"Ne gülüyorsun be ,susana pis sosyopat!"

Hâlâ katıla katıla gülüyordu ama hiç komik değildi hemde hiç. Tamam biraz komik olabilir ,şahsen eğer kuş benim yüzüme değil de sosyopatın yüzüne pisleseydi ben daha çok gülerdim orası kesin. Ama yani bununki gülmek değil ki bildiğin anırıyor. Daha fazla gülmesine dayanamayıp yanağımdaki pisliği işaret parmağıma alıp onun üzerine fırlattım, tişörtüne ve boynuna öyle bir yapıştı ki bu defa ben gülmeye başladım .

Üzerindeki pisliği görünce gülmesi anında kesildi ve çatık kaşlarla bana bakmaya başlamıştı. Bir yandan kahkaha atıp bir yandan konuşmaya çalışıyordum ben de.

" Ohh canıma deysin ,ne demişler gülme komşuna gelir başına , sana daha çok yakıştı. " Bu defa o kızgın sinirli bir şekilde konuşmaya başladı .

" Gülme yoksa çok fena olur !!"

"Hiçte bir şey olmaz "
Daha ben cümlemi bitirmeden elini bana doğru uzattı bende refleks ile geriye doğru sürükledim kendimi ama hâlâ gülüyordum. Baktım bana ulaşamıyordu ayağa kalktı ve üstüme doğru gelmeye başladı. Korkudan bende yerden kalkıp kaçmaya başladım. Yerdeki çukurlar yağmur yüzünden su ile dolmuş ve benim her adımda ise oradaki bütün çamurlar üstüme sıçrıyordu ama şu an bunu düşünecek hâlde değildim. Sonuçta gerçekten beni yakalasa bir kaşık suda boğabilecek bir boğa vardı arkamda.

Ben kaçmaya başlayınca o da arkamdan kovalamaya başladı 'ne tuhaf bir şey ama' sen sus iç sesim keyfimi kaçırma . Ben çok hızlı olmasada hızlı bir şekilde kaçarken arkamdan söylenişlerini duyuyordum .

"Sakın durayım deme ,eğer seni elime geçirirsem durduğuna pişman ederim haberin olsun!"
"Eğer durursan seni köpeklerime eğelence yaparım !!" Son sözüne kadar gayet eğlenceliydi her şey ama son sözü içimi ürpertmişti. Kısa bir süre acaba yaparmı diğe düşünerek koştum sonra hafifçe arkama baktığımda yüzündeki o kızgın ifade bana gerçekten yapabileceğinin garantisini verince sesli bir şekilde yutkundum ve bütün gücümle koşmaya başladım . Bu adam harbi harbi beni hiç çekinmeden yem yapardı köpeklerine , 'manyak sosyopat ne olucak' iç sesimi kovalarken evin etrafını turlamama az bir şey kalmıştı. Köpeklerin önüne yaklaşırken az ilerde ki mavilik dikkatimi çekmişti. Havuzu bile varmış buranın ama benim işimi görmez ki ben yüzme bilmiyorum ,gerçi köpeklerin önünde parçalanmaktansa diğe düşünüp yönümü havuza doğru çevirdim .

TUTSAK (Ölümün Eşiği Seri 1) Where stories live. Discover now