19

1K 139 60
                                    

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın ki bir sonraki bölüm erken gelsin 💗

Bu bölümü önceki bölümde yaptığı yorumları beğendiğim kişi'ye armağan ediyorum Connarlouis

Bu bölümü önceki bölümde yaptığı yorumları beğendiğim kişi'ye armağan ediyorum Connarlouis

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.

"Yani kaza mı geçirdi?" Tae, hâlâ yola bakarak başını sallayan Jungkook'a bakarak sordu.

"Ama... Park Amca bize bundan hiç bahsetmedi." Diye mırıldandı tae, şimdi de önüne bakarak.

Jungkook ve Tae annelerinin doğum günü hediyesini almaya gidiyorlardı. Arabayı Jungkook kullanıyordu ve Tae yolcu koltuğunda onun yanında oturuyordu.

"Hmm... ne Jimin'in annesi ne de o evin hizmetçileri, Jimin hakkında onlara açıkça geçmişini sorduğumda bile söylemiyorlar." Jungkook kaşlarını çatarak, hala yola bakarak arabayı sürerken söyledi.

"Ama neden saklasınlar ki?" Dedi tae, jungkook'a bakarak .

Jungkook bu sorunun cevabını kendisi de bilmediği için omuz silkti.

Birkaç dakika daha geçtikten sonra nihayet varacakları yere ulaştılar ve Tae'nin gözleri ve ağzı bir karış açık kaldı.

"Şaka yapıyor olmalısın." Yetimhanenin ön kapısının üzerindeki devasa panoya bakarak söyledi.

Jungkook sadece gülümsedi ve dışarı çıkmadan önce arabayı park etti.

"Kook!" Tae ona seslendi ve arabadan dışarı çıkarak büyük gözlerle ağabeyine bakarken Jungkook yüzünde kendini beğenmiş bir ifadeyle yürümeye devam etti.

Yetimhane binasına girdiklerinde çocuklar etrafta oynuyordu.

"Düşündüğüm şeyi yapmıyorsun, değil mi?" Dedi tae kardeşinin yanında yürümek için acele ederek.

"Ne yaptığımı sanıyorsun?" Jungkook sırıtarak sorarken hâlâ durmamıştı ve idari bloğa doğru ilerliyordu.

"Annemin doğum günü hediyesi için tüm yetimhaneyi satın mı alacaksın?!" Dedi tae neredeyse bağırarak.

Jungkook kıkırdadı ve omuz silkti, "Bunu hep ona hediye etmek istemiştim."

"Bunu sadece annem için yapmıyorsun, değil mi?" Tae neredeyse gözleri yaşararak sordu.

Jungkook sonunda durdu ve kardeşine döndü, "Buranın senin için ne kadar önemli olduğunu biliyorum. Yeterince büyüdüğünde buranın sorumluluğunu üstlenirsen seninle gurur duyarım." Dedi jungkook küçük kardeşinin saçlarını sevgiyle karıştırarak.

"Hyung..." Tae titreyen dudakları ve ağlamaklı gözleriyle mırıldandı ve Jungkook'a sıkıca sarıldı, o da memnuniyetle ona sarıldı.

Sonunda yaşlı, son derece yaşlı ve huysuz bir kadının masada oturduğu ofise girmeyi başardılar.

Jungkook ve Tae içeri girmeden önce birbirlerine baktılar.

" Günaydın hanımefendi." Dedi jungkook saygıyla. "Ben Jeon Jungkook. Bu yetimhanenin mülkiyeti için gerekli evrak işlerini tamamlamak üzere buradayım."

"Oh.... Evet.... Evet... Otur... otur..." Yaşlı kadın titreyen sesiyle her kelimeyi daha da uzatarak söyledi. Jungkook masasının önündeki sandalyeye otururken Tae etrafına bakarken bir köşedeki kitap, albüm ve kağıt rafını fark etti.

Kadın son derece yavaş bir şekilde bir dolabı açtı ve bir dosyayla masaya dönerek dosyayı Jungkook'a verdi.

Jungkook ona sadece göz kırptı ve dosyayı alıp inceledi. Tae ise neyse ki evlat edinilen çocukların kayıtlarıyla ilgili belgelerin olduğu dosyayı bulmuştu.

Tae, bazılarını tanıdığı ve çocukluğunu birlikte geçirdiği çocukların eski resimlerine bakarak gülümsedi. Kağıtları karıştırmaya devam etti ve kendi kayıtlarını aradı.

"Hanımefendi... Um..." Jungkook kaşlarını çatarak kâğıtlara baktı ve bayana biraz tereddütle baktı, "Diğer her şey tamam da... ama adım neden burada yanlış yazılmış?  Benim adım Jeon Jungkook. Jeon Jungcock değil. " dedi Jungkook biraz utanarak.

"Ben.... son...40...yıldır... burada... çalışıyorum.... sizce... Ben.... bir... hata... yapar mıyım...?" Yaşlı kadın boğuk ve yaşlı sesiyle neredeyse hırlayarak sordu.

Jungkook yutkundu ama sonra kardeşinin kıkırdamasıyla sözü kesildi.

"Çok fazla hata yapıyorsunuz hanımefendi." Tae elindeki kâğıtları karıştırırken, "Burada adı geçen Kim Teayang değil Kim Taehyung ." dedi. Bir sonraki isme bakarak tekrar kıkırdadı, "Kang Denial. Kim çocuğunun adını Denial koyar ki?" Tae güldü ve Jungkook kıkırdadı, sonra tekrar kağıtları karıştırdı. Adının geçtiği her yerde aynı şekilde yanlış yazılmıştı.

" Jung Hoesuck." Tae her birine gülerek isimleri okudu.

"Park Seojune"

"Park Hornsick"

"Park Jaemin"

"Bu biraz Jimin'in ismine benziyordu." Dedi jungkook elindeki kağıtlara bakmaya devam ederek güldü.

"O... Bu Jimin..." Tae şok olmuş bir şekilde mırıldandı ama Jungkook onu duymuştu.

Jungkook kardeşine bakarken kaşları çatılmıştı, "Ne?"

Tae ona kocaman gözlerle baktı.
"Bu Jimin, kook." Tae kağıdı Jungkook'a verdi. Jungkook ayağa kalktı ve Jimin'in 10 yaşındayken çekilmiş eski bir fotoğrafının isminin yanına yapıştırıldığını gördü.

Daha da büyük bir şok yaşamasına neden olan şey ise onu evlat edinen ebeveynlerin adını okumasıydı. Gerçekten de Park çiftiydi.

"Jimin onların gerçek oğlu değil mi?" Jungkook kaşlarını çatarak elindeki kağıda baktı ve ne yapacağını bilemez bir halde mırıldandı.

[...]

Gene ben merhaba.

Bolum hakkında fikriniz nedir?

Jimin'in park aliseinin gerçek oglu olmadığı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Jungkook diğer bölüm ne yapacak sizce?

Yani aslında yeni bölümü daha sonra atacaktım ama bu gün okulda gerçekten biri sayesinde mükemmel geçti. yani bu bölüm için ona teşekkür etmeniz gerekiyor bana kalsa dört gün sonra atacaktım yeni bölümü.

Ve bu arada peçetenizi hazırlayın mükemmel bir fic geliyor. Okuduktan sonra etkisinden kolay çıkamayacağınız yani ben hala çıkamadım aklıma geldikçe gözlerim yaşarıyor. Kısa ama güzel bir fic geliyor. Bütün bölümleri bir arada atacağım bu arada inşallah beğenirsiniz 😊

Umarım okul günleriniz mükemmel geçer hepinizi çok seviyorum ve öpüyorum aşklar 😘

Şımarık GüzelDonde viven las historias. Descúbrelo ahora