1 - Kan Kimin Elinde?

223 26 42
                                    

"Karar! Erwin Smith kasten adam öldürme suçundan 25 yıl hapis cezasına çarptırılmıştır."

O an mavi gözlü adam anladı ki suçsuz olduğunu ne kadar uğraşsa da kanıtlayamayacaktı.

Polisler onu götürürken bir ses duydu. Hange'nin sesiydi. Son kez vedalaşmak için seslendiğini düşünüyordu ki..

"Erwin.. ben sana inanıyorum. Merak etme seni oradan çıkarmak için elimden geleni yapacağım."

İşte herşeyin başlangıcı böyleydi...

♤♤♤

25 yıl... buradan çıktığında 55 yaşında olacaktı. Tabi çıkabilirse. Babasının tüm emeğini boşa çıkarmıştı, suçsuz olduğunu anlatamamıştı bile. Birileri suçu ona atmıştı.

Babası muhtemelen mezarında ters dönmüştü. Etiyle, tırnağıyla kurduğu bu şirketi Erwin'e bırakmıştı. Tam en önemli günde ise adam öldürme suçundan tutuklanmıştı.

Sahiden ne olmuştu?

Şirketler aralarında bir lansman gecesi oluşturmuştu. Yılın en çok kâr yapan şirketi ödül alacaktı. Erwin'in şirketi 1. olamasa da 2. olmuştu. Bu bile iyi bir sıralamaydı.

Ama o gece ödül verildikten sonra arka bahçede yerde kanlar içinde bulunan Grisha Jaeger'ı Erwin'in öldürdüğü ispatlanmıştı.

Erwin ispatlar karşısında o kadar şaşırmıştı ki mahkemede konuşamamıştı bile.

Ispat neydi peki? Kamera kayıtları.

Nasıl olduğunu bilmiyordu. Tek bildiği şey buranın geri dönüşü olmadığıydı.

düşündü.. düşündü.. 2 günü düşünmekle geçti. En sonunda ise buldu.

Hange suanki bilgiyle hiç birsey yapamazdı. Ama Hange'ye yardim edecek, eski bir dostu vardi.

Ackerman.

♤♤♤

Hange, kapıdan heyecanla Erwin'in gelmesini bekliyordu. Erwin saygın ve tanınan bir iş adamı olduğundan bir şekilde istediği zaman istediği kişiyle görüşebiliyordu. Koridorda, Hange'nin yanına giderken burda bile adaletsizlik olduğunu farketti.

Hange saçlarıyla oynuyor, stresten tırnaklarını yiyordu. Ama sarı saçlı adamın gelmesi ile bunu kesti ve telefonu bir hışımla kulağına koydu.

Erwin sandalyeye oturdu ve telefonu aldı. Bitmis görünüyordu. Sakalları çıkmış yüzü çökmüştü.

"Erwin! Nasılsın!?"

"Hange, onu bunu geç. Bir yol buldun mu?"

"Ah.. hayır Erwin. çok düşündüm ama ben lansman gecesi orada bile değildim. Ayrıca Eren ve Zeke'e durumu anlatmaya çalıştım."

"Ne dediler?"

" Ne kadar bana inanmak isteselerde şu anki durumun böyle olduğunu söylediler. Ayrıca... o gece biri daha ölmüş!"

"Ne!? Kim!?"

"Historia Reiss. İntihar etmiş. Kendini lansmanın yapıldığı binanın çatısından atmış.

"Ne!? niye ki?"

"Rod onu zorla evlendiriyordu hatırlasana hani?! Jaegarlarla daha yakın olmak için Eren ile evlendirilecekti. Hatta düğün arifesindeydiler. İnsnalar bu yüzden olduğunu söylüyorlar."

"Anladım. Hange. Bana yardım edebilecek birini tanıyorum. Ve eğer ona ulaşırssan, durumu anlatırsan bana yardım edeceğine eminim."

"Kim o kişi?"

"Levi Ackerman. Eski dostum."

"Mikasa'nın kuzeni değil mi o?"

"Evet duymuşsundur. Levi ile nereden baksan 8 senedir görüşmüyorduk. Tabi lansman gecesine kadar. onlarda oradaydı."

"Tamam anladım o halde. Mikasa aracılığıyla Levi'a ulaşabilirim. Ayriyeten bana yardım edebilirler."

"Kimler?"

"Eren, Zeke, Mikasa, Armin.. Ve birde eğer bulursam Levi."

"Eren ve Zeke için az önce.."

"Yinede bana inandıklarını söylediler. onlarda gerçek katili bulmak istiyorlar. Merak etme. Neyse ben vakit kaybetmeyeyim! Görüşürüz!"

Hange koşarak ayrıldı oradan.. Erwin'in içine ufak bir umut serpilmişti. Belkide kurtulabilirdi..

♤♤♤

"Yani Mikasa... Kuzenin bize lazım."

Hange az önce saydıkları isimleri evine toplamıştı. Şuanda konuşuyorlardı.

"Tamam ama hâlâ niye Erwin'in abimi istediğini anlamadım. Levi hiç bahsetnemisti madem bu kadar yakın dost-"

"Mikasa şuan konumuz bu değil. Sen Levi'ın adresini ver gidip konuşsun Hange." Zeke, Mikasa'yı böldüğü icin ondan ayrıca özür diledi.

Mikasa adresi Hange'ye söyledi. Gözlüklü kadın daha sonra Eren'e döndü.

"Eren.. Historia icin çok üzüldüm. Keşke böyle bir yol tercih etmeseydi."

"Evet. zor oldu ama ben kabullenmiştim. demekki o cidden babası tarafından daha çok zorlandı."

Hange ile birkaç dakika daha konuştuktan sonra kadın evden gitti.

♤♤♤

Hange evi bulana kadar hava kararmıştı. Çünkü arabasında ariza çıkmıştı. Müstakil bir ev tahmin etmişti ama burası Lüks bir apartmandı. Sitede filanda değildi.

Erwin'in hala niye bu adamın ismini verdiğini bilmiyordu. Ama suan önemli olan bu değildi.

Apartmana girdi ve dairenin önüne geldiğinde şaşkınlıktan birkaç saniye durdu.

Kapı açıktı?

"Hey!? Levi!?"

İçerisi karanlıktı ama yinede içeri girdi.

"Hey! Kimse yok mu-"

Sözünü bitiremeden bir el onu tutup boğazına kolunu dayayıp, Hange'nın sırtını gogusune bastırmıştı.

"Kıpırdama."

----

katili bulmaca yazalım biraz PSNSOWBWOWN

fikirlerinizi belirtirseniz sevinirimmm

Who Has The Blood?Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon