Bölüm 23

7.1K 468 41
                                    

Geçtiğimiz son dersten sonra zil çalmış ve öğrenciler sınıftan çıkmıştı.

Başını masaya koymuş uyuyan Cihan'a kısa bir bakış atıp ayağa kalktım ve telefonuna mesaj yazdım.

'namaza gidiyorum'

Mesajı attıktan sonra cebinde titreşse de başını bile kaldırmamıştı.

Sabahın köründe ben de uyanırsam böyle olurdu tabi.

Sınıftan çıkıp okulun tuvaletine girdim ve kapıyı kilitleyip abdestimi güzelce aldım.

Daha sonra ise en üst katta olan mescide doğru yürümeye başladım.

Büyük mescide girdikten sonra kadınlar için olan bölmeye girip askılıkta olan ferace ve şallara bakıp gülümsedim. 

İçerde birkaç kişi vardı bu bile beni mutlu etmeye yetmişti.

Feraceyi üzerime geçirip seccadeyi serdikten sonra namazımı kıldım.

Seccadeyi katladım ve yerine koydum feraceyi de üstümden çıkardığımda ayakkabılıktan ayakkabılarımı alıp paspasın üzerine bırakıp giydim.

Daha sonra kapıyı açıp çıktığımda kapının önünde toplanmış erkeklerle hiçbirine bakmadan yanlarından geçiyordum ki tanıdık sesle bütün vücudumu bir öfke esir almıştı.

"Ooo ablamız da buradaymış şansa bakın" sırıtarak konuşan çocukla sinirle güldüm.

O an yerde iki büklüm olmuş kardeşimi görmemle kaskatı kesildiğimi hissettim, hem içim acımış hemde tarifi olmaz bir sinir bütün bedenimi ele geçirmişti.

"Batu " gözlerimin dolduğunun farkına vardığımda  kendimi toparlayıp Batu'nun yanına adımladım.

O sıra üst sınıflardan iki çocuk alayla bana bakıp önümü kesince gözlerimi sabırla kapatıp bir adım geri çekildim.

Burun kemerimi sıkıp derin bir nefes alıp konuştum.

"Önümden çekilin" sinirle konuşmam onların gülmelerini sağlarken bende gülerek onlara baktım.

"Çekiliyor musunuz yani" çekilmeyeceklerini biliyordum sadece emin olmak istiyordum.

"Kıt mısın kızım bizimle başa çıkabileceğini mi sanıyorsun." Tuğra alayla konuşurken kardeşimin karnına attığı tekme ile Batu inlemiş ve bana bakmıştı.

O an dünyam başıma yıkıldığı için hiç beklemeden karşımdaki çocuğun bacak arasına sert bir tekme atıp diğerinin sol gözüne sert bir yumruk indirmiştim.

Acısa da umursamadan diğer darbeyi de bir diğer çocuğa indirdim.

Tuğra ile birlikte dört çocuklardı ve hepsi de üst sınıflardandı.

"O kadar korkaksınız ki.." hırsla bacak arasını tutan çocuğun sırtına ayak tabanımla vurup yere yığılmasını sağladım.

Bir diğerinin diz kapağına sertçe vurup kulağına tokat attım sendelemesi için.

"Kardeşimin üzerine dört öküz olarak gelmişsiniz ve kendinize adam diyerek ortalarda dolanıyorsunuz." Dediğimde Tuğra bir adım gerilemiş diğer çocuk da bana yaklaşmaya başlamıştı.

Hepsi uzunlardı fakat sinir kontrol bozukluğum vardı ve şuanda kendimi tutmak işten bile değildi.

Ayağımla ona çelme taktığımda sendelese de düşmedi.

Arkamı dönüp karnına sert bir dirsek attım inleyerek karnını tuttuğunda yüzüme inen darbeyle ağzıma kan tadı doldu bu tada alışkındım.

ᴇʙʀᴀʀHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin