Bölüm 2

18.2K 890 131
                                    

2 gün sonra;

Yumruklarımı sıkmaktan tırnaklarım avuç içime batıyor ve kanıyordu.

Şuan arabada bir hastaneye gidiyorduk o iki gereksiz kardeş Bursa'da kalmıştı bende diğer iki gereksizle yola çıkmış ve otobüsten iner inmez de taksi tutup hastaneye yol almıştık.

Yarım saatin sonunda bir hastanenin önünde durduk ve indik ikisi de yüzüme dahi bakmadan içeriye girmeye başladılar gerginlikle eşarbımı düzeltip titreyen ellerimle sırt çantama asıldım.

"Özel Barkın Hastanesi"

Yutkundum. İkisi de koşar adım içeri girdiler kaybolmamak için peşlerinden gittim. Tabi benden kurtulacaklardı, canım çok yanıyordu bu benim elimde değildi.

İkisi de bir kapının önünde durup kapıyı çaldılar ve içeri girdiler bende arkalarından girdim içeride bir aile daha vardı.

Ben yaşlarda bir kız ve benden birkaç yaş küçük bir çocuk vardı.

Anne kişisi güzel kadındı o kız da onun gibiydi mavi gözler siyah saçları dolgun ve keskin yüz hatlarıyla çok çekici bir tipi vardı.

Benden daha uzun gibi görünüyordu. Kadın bana bakıyordu bal rengi saçları vardı aynı benim saçlarım gibi düz kahverengi gözlerim vardı onun da öyle yüz hatları çok güzeldi.

Adam ise sadece yanındaki kıza odaklanmış onunla konuşup saçlarını okşuyordu kız iyi birine benziyordu. Ama hiç bir şey umrunda değildi o da eski aileme odaklanmış parlayan gözlerle onlara bakıyordu.

Çocuk ise babasının kopyasıydı sanki, simsiyah saçları ela gözleri uzun boyu kıvrık burnuyla modelleri aratmıyordu.

Kadın aynadaki görüntüme benziyordu daha büyük haliyle tabi, aile kişileri oturunca bende onlardan uzak bir köşeye oturup ellerimle oynamaya başladım.

Çocuk daha fazla ayakta kalmaya dayanamamış gibi gelip yanımdaki koltuğa oturdu herkesten nefret ediyorum kafasındaydı ya da bu duygunun arkasına saklanmıştı.

Soğuk ifademi takınıp arkamı yaslandım içeri giren doktorla herkes ayağa kalktı doktor içeri girip oturmamızı söyledi ben ve kızdan kan alındı daha sonra babalardan da kan alınınca beklememiz istendi.

Hastane onlara aitti sanırım doktor sonuçlar iki saate çıkar dediği için bende ayaklanmıştım.

Kimsenin umrunda değildim zaten kadın hariç hepsi kıza odaklanmıştı.

Çocuk da telefonuyla oynuyordu.

Yavaşça çantamın içindeki telefonumu çıkarıp kulaklığımı kulağıma taktım bahçeye çıkıp bir ağacın altına oturdum bacaklarımı kendime çekip çenemi bacaklarımın üzerine koyup gökyüzünü izlemeye başladım.

Ne zamandır burda oturduğumu bilmiyordum resmen ağlamamak için kendimle savaşa girmiştim yanımda hissettiğim hareketlilikle o tarafa döndüm.

Diğer taraftaki adamdı bana şefkatle bakıyordu. Gözlerimi kaçırıp oturuşumu düzelttim kulaklıkları da çıkarıp ona döndüm.

"Sonuçlar açıklandı sen bizim kızımızsın Eda da onların kızı" dedi başımı salladım aslında biliyordum ama duymak kötüymüş.

Ayağa kalkıp etrafa bakındım.

"Eda'yı da alıp gittiler hemde hiç beklemeden" dedi gözlerimi ona çevirdim.

"Bu arada ben Hakan Barkın senin babanım bir derdin olursa bana anlatmaktan çekinme seni almadılar gerçi alsalar da izin vermezdim de neyse hadi kalk bakalım evimize gidiyoruz" ben şaşkınca ona bakarken elini sırtıma koyup beni yönlendirerek bir arabaya bindirdi.

İçerde o çocuk ve kadın vardı, onlar da gitmişti böyle defolup gitmeleri iyi bir şeydi aslında ama insan üzülüyordu yine de, kadın bana şefkatle bakıp elini uzattı elini tutup ona baktım.

"Ben Sevim kızım bu da kardeşin Batu" dediğinde başımı sallayıp elimi çektim.

"Batu ablan Ebrar." Dedi aynı sevinçle Batu bana ters ters bakıp annesine döndü.

"Benim ablam yok anne hiçbir zaman da olmayacak" dediğinde göz devirip arkamı yaslandım o kadar eminlermiş ki kızları olmadığımdan bütün eşyalarımı getirmişlerdi.

Kısa bir yolculuğun ardından vardığımız yere baktım çok büyük bir villaydı en az 5 katı rahat vardır.

Görgüsüz gibi görünmemek için onları takip ettim kapının önündeki bekçi ve şoför iki bavulumu taşıyıp evin içine bizden önce girdiler bende ellerimi kapşpnlumun cebine sokup onları takip ettim.

Kapıyı çaldıklarında kapıyı orta yaşlı bir kadın açmıştı çok doğal bir güzelliği vardı.

Herkesi içeri aldıktan sonra bana bakıp baş selamı verdi ve konuştu.

"Hoşgeldiniz Ebrar hanım" adımı nerden bildiğini boş verip gülümseyerek ona döndüm ilk önce afallasa da o da gülümsedi.

"Hoşbulduk yalnız hanım demeseniz sizden küçüğüm ve saygısızlık yapıyormuş gibi hissediyorum" dedim düz bir sesle kadın başını sallayıp gülümsedi.

"İsminiz" dedim montumu çıkarırken.

"Banu kızım abla de lütfen" dedi sevecenlikle başımı sallayıp gülümsedim.

"Sağol Banu abla" dedim ve içeri girdim.

Sevim hanım ve Hakan bey şaşkınlıkla bana bakıp sonra gülümsediler hafif gülümseyip onları takip ettim.

Tam gidiyordum ki kolumdan tutulmasıyla olduğum yere çakılı kaldım bir kolumu tutan kola bir de Batu'nun suratına baktım.

"Onun gibisin işte herkesin gözünü boyayıp ailemizi mahvedeceksin" dedi dişlerinin arasından kolumu sıkıyordu ama bu benim için hiç bir şeydi ben acıya alışmıştım.

"Ne dediğini anlamasam da, kimsenin ailesini dağıtmam merak etme" dedim kolumu yavaşça çektim ve önüme dönüp yürümeye başladım.

İçeri girdiğimde Sevim Hanım'ın yanına oturup onlara döndüm Batu ise karşımdaki koltuğa oturmuş sinirle bana bakıyordu.

"Kızım öncelikle evine hoş geldin sana söylemem gereken şeyler var öncelikle 4 tane abin olduğunu söylemem gerekiyor yarın gelecekler tatile çıkmışlardı. Geldiklerinde tanışırsınız zaten kimlik işini de yarına kalmadan halletmek istiyorum tabi sende istersen okul işini de yarın konuşuruz" dediğinde başımı sallayıp arkamı yaslandım.

"Sevim hanım Hakan bey akşam yemeği hazır" dedi Banu abla o gittiğinde onlar da kalktı kalkıp onları takip ettim.

Yemek odasının içine girdiklerinde bende Sevim Hanım'ın yanına oturdum Batu karşımda Hakan bey ise baş köşedeydi.

Hakan beyin afiyet olsun demesiyle herkes yemeğe başladı tabi ben iki kaşıktan fazlasını yiyemediğim için yemeği bitirip onlardan izin istedim.

"Batu oğlum ablana odasını göster" dedi Sevim hanım Batu bana kısa bir bakış atıp anne ve babasına döndü.

"O benim ablam değil" dediğinde gözlerimi açıp kapattım. O odadan çıkınca bende onu takip ettim bir odanın yanına geldiğimizde kapıyı açıp bana bakmadan gitti.

Odaya girer girmez ağzım şaşkınlıktan açılmıştı. Bugün yorgun olduğum için bir şey sormamıştım ama yarın soracak bir sürü sorum vardı.

Namazımı kılıp yatağa geçtim. Gözlerimde akmayı bekleyen yaşlarım vardı kalbimde ise deşilmiş yaralarım ben bunca yıl bu kadar eziyeti boşuna çekmiştim.

Ailem sandığım insanlar tarafından hiç sevilmemiş aksine dışlanmıştım.

Ayrıca yeni ailem de anne ve baba hariç benden nefret edecekti buna eminim o kız gibisin demişti. Demekki o kız onlara güzel günler yaşatmamıştı ama en azından birliktelermiş benim gibi yalnız değil.

Düşüncelerim beni boğarken gözlerim ve bilincim kendini karanlığa teslim etmişti bile.

...

Bölüm sonu.

Nasıldı bakem yorumlarınızı bekliyorum arkadaşlar beğenip beğenmediğinizi merak ettim kdmdkdmd neyse neyse iyi okumalar.

ᴇʙʀᴀʀHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin