Bölüm 4

16.7K 929 138
                                    

"Oğlum niye öyle diyorsun onu daha tanımıyorsunuz bile" dedi Sevim hanım gözleri dolmuştu nedense bu duruma canım sıkılmıştı.

"Anne sakın aptal bir kız için o gözyaşlarını dökeyim deme" dedi Utku dişlerinin arasından boş boş yüzlerine baktım ben alışıktım bu tür şeylere fazla ileri gitmedikleri sürece de konuşmazdım.

"Utku!" Diye uyardı onu Hakan bey hepsi ona döndü hepsinin bakışlarında kırılganlık ve nefret vardı nereye düştüm ya Rabbim!

"Buyur baba! Söyleyeceğin ağır lafların hepsine hazırız" dedi dişlerinin arasından Aras, Hakan beyin gözlerindeki pişmanlık alenen ortadaydı.

"Sakin olun ve kendinize gelin" dedi Hakan bey sesi garip çıkmıştı güçsüz gibi Barlas histerik bir kahkaha attı ve bu yüzden hem çok korkunç hem de sinirli görünüyordu.

"Sakın aptal bir kız yüzünden kardeşlerime kötü bir laf etme baba!?" Dedi Barlas baba kelimesine bastırmıştı.

"Oğlum" dedi titreyen bir sesle Sevim hanım hepsi sinirle ona döndü.

"Anne ağlama ağlarsan hiç iyi şeyler olmayacak" diye bağıran bu sefer Cihan'dı. Bunlar ne yaşadıklarını bilmiyorlar.

"O bu evden defolup gidecek yoksa asla bir daha geri dönmeyiz Batu da dahil hepsini götürürüm" diye bağırdı Barlas o sırada ayağa kalkmış sandalye de yere gürültüyle düşmüştü.

Hakan bey tam konuşacakken elimi kaldırdım sakince ayağa kalkıp hepsine boş gözlerle baktım.

Sırtım kandan ıslanmıştı ve bu beni rahatsız ediyordu. Boğazımı temzileyip konuşmaya başladım.

"Bu aptal kız gidiyor" dedim düz bir sesle hepsi şok içinde bana bakarken telefonumu çıkardım. Sultanım yazan yazıya basıp kulağıma dayadım.

"Alo yavrum" dedi sevecen bir sesle gülümsedim.

"Sultanım ne zaman İstanbul'a geliyorsun" diye sordum hepsi şaşkındı beklemiyorlardı tabi.

"1 haftaya gelirim yavrum neden sordun?" Diye şüpheyle sordu. Gözlerimi sıkıca kapattım ve derin bir nefes aldım.

"Seninle Bursa'ya geri dönüyorum ama onların yanına gitmeyeceğim senin yanında kalırım olur mu kabul eder misin beni" dedim bakışlarımı masaya çevirdim.

"Cadı o nasıl laf kapım sana hep açık" dedi gülümsedim.

"Tamam o zaman geldiğinde buluşalım kimsem yok zaten biliyorsun döneriz" dedim güldü buruk bir gülümseme kapladı yüzümü.

"Tamam" dedi. Derin bir nefes aldım.

"Şimdi kapatıyorum ilaçlarını almayı unutma" dedim vedalaşıp kapattım telefonu ailedeki afallamış yüzler içimi sıkıntıyla kaplarken kaşlarımı çattım.

Sonra Sevim hanıma döndüm gözleri dolu doluydu yanına adımladım.

"Benim yüzümden ailenizin dağılmasına göz yumamam buna dayanacağınızı sanmıyorum Sevim hanım ama ne zaman isterseniz ararsınız konuşuruz" dedim ve gülümsedim.

"Hakan bey 1 hafta burda kalmak zorundayım sonra giderim sizin için de sıkıntı yoksa tabi sadece 1 hafta" dedim hepsinin üzerinde gözlerimi gezdirip afallamış bakışlar yerine boş bakışlar gelmişti ve başlarını salladılar.

"Gitme!" Dedi Hakan bey o da afallamıştı sandalyemi düzeltip boş bakışlarımı abi tayfasının üzerinde gezdirdim.

"Rahatsızlık verdiğim için özür dilerim bu bir hafta içersinde birbirimizi görmezden gelelim kalmazdım ama İstanbul'da kimsem yok ve tanımıyorum da bu yüzden gidemem" dedim sonra Hakan beye döndüm.

ᴇʙʀᴀʀHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin