31 +18

4.3K 175 164
                                    

Dün gece yorgun bedenimi Akın Efe güzelce yıkamış vücudumda bıraktığı izleri tek tek öpmüştü. Giyinmeye bile dermanım olmadığı için kendi elleriyle giydirip bedenimi kucaklayarak yatağa götürmüştü. Her ne kadar devamını istesemde, Akın bir uzmana danışmamız gerektiğini söylemiş beni göğsüne çekerek koynunda uyutmuştu.

_

Aralanan gözlerim bir müddet nerede olduğumu anlamaya çalışsada dün gece evlendiğimi hatırlayıp gülümseyerek iç çektim. Yan tarafıma doğru döndüğümde Akın Efe'nin olduğu tarafın boş olduğunu görmemle kaşlarım çatılsada alt kattan gelen sesler hâlâ evde olduğunu gösteriyordu. Biraz yatakta keyif yaptıktan sonra artık kalkmanın vakti olduğunu düşünüp yatakta oturur pozisyona gelerek gerindim. Yavaşça ayağa kalktığımda kasıklarım da hafif bir sızı hissetsemde canımı yakacak kadar büyük bir acı olmadığını düşünüp dikkat ederek odadaki büyük pencerenin yanına gittim. Perdeler kapalı olduğu için odaya gün ışığı girmiyordu. Büyük perdeyi yavaşça açtığımda güneşin parlak ışınları yavaşça odayı doldurdu.

Pencereden dışarıdaki bahçemize doğru baktığımda yüzümdeki geniş gülümsemeyle, odanın içinde bulunan giyinme odasına doğru yöneldim. Üzerimde bulunan dün geceki bitkinlik sanki hiç olmamış gibi yoktu hatta daha fazlasını ister gibi bir halim vardı.

'Bu kız evlenince daha da mı azdı ne?'

Giyinme odasına girdiğimde üzerimde dün gece Akın Efe'nin giydirdiği beyaz tişörtü çıkarıp önce içime zümrüt yeşili renginde dantelli bir iç çamaşır takımı giyerek üstünede bugün evde olacağımızı düşündüğüm için sportif bir takım giydim. Köşede bulunan makyaj masasının önüne geldiğimde benim eşyalarımın yanındaki Akın'ın eşyalarını görmemle yüzümdeki gülümsemem gittikçe büyüdü hatta bir ara gülümsememin gözlerime kadar çıktığını düşünmüştüm.

'Azdıkça aklıda gidiyor bunun.'

Elimdeki vanilya kokulu parfümü tam üzerime sıkarken arkamda hissettiğim sertlikle derince yutkundum.

"Günaydın karıcığım."

Akın Efe kollarını bedenime sardığında hızla ona dönerek bende ellerimi ensesinde birleştirdim.

"Günaydın kocacığım."

Yüzümdeki gülümseme onun yüzüne de bulaşmış gibi anında gülümsemesiyle başını aşağı indirerek boynuma doğru sokulup derin bir nefes aldı.

"Cennetim... Yuvam..."

Boynumda hissettiğim nefesler beni huylandırdığı için omuzlarına ellerimi götürüp itmeye çalıştığımda milim oynamıyordu.

"Akın yapma, huylanıyorum!"

Kahkahalarım giyinme odasında yankılandığında o da başını gülerek geriye doğru çekip pür dikkat yüzüme baktı.

"Seni uyandırmaya kıyamadığım için kahvaltı hazırladım hatunum. Hadi, gel kahvaltıya inelim."

Kafamı onaylar anlamda salladığımda sırıtarak ellerimi tutup dudaklarına götürerek derince öptü. Gülümseyerek onu izlediğimi görünce gözlerime doğru yaklaşıp iki gözümüde öperek geri çekildi. Ellerime kenetlediği elleriyle yavaş yavaş yürümeye başladığımızda beni kolunun altına çekip hedefimiz olan mutfağa doğru götürdü.

_

Mutfak masasını incelediğimde dudaklarım benden habersiz 'o' şeklini almıştı.

"Noldu yavrum, eksik bir şey mi var?"

Akın Efe endişeli gözlerle masayı incelediğinde ellerimle masayı gösterip şaşkınlığımı belli ettim.

"Madem böyle şeylerin vardı niye söylemiyorsun lan köpek?"

KALBİMİN KOMUTANIWhere stories live. Discover now