22

3.1K 141 21
                                    

Mete'den
__________

Gözlerime vuran ışıkla, yavaşlıkla harelerimi araladım. Burnuma gelen hastane kokusuyla yüzümü buruşturdum.

Kendime geldiğime emin olduğumda kafamı yana çevirerek koltukta bana doğru dönük kadına, yüzünü aklıma kazıyormuşcasına baktım.

"Elif..."

Zorlukla çıkan sesimle beraber koca bir yumru boğazımda takılı kaldı.

"Ne Elif'i Mete bey? Beni biriyle karıştırdınız sanırım."

Olumsuz anlamda kafamı sallayarak delici bakışlarımı tekrar gözlerine sabitledim.

"Şşş... Seni kimseyle karıştırmadım, sensin Elif."

Şaşkın bakışlarıyla bana baktığında çapkın bir şekilde gülümsedim.

"Polat Alemdar ve Elif'i bilir misin?"

Onaylayarak bana baktı.

"Orda ki Elif sensin."

Hâlâ anlamamış bakışlarla bana bakınca gülümsedim ve yatakta oturma pozisyonuna geçerek ona doğru yaklaştım.

"Kurtlar vadisi bizim dizimiz güzelim. Ben oradaki Polat'ım sende canımdan çok sevdiğim Elif."

Delici bakışlarıma benzer bakışlarını duygusuzca gözlerime indirince gül dudaklarından sert kelimeler yuvarlandı.

"Ne diyorsunuz Mete bey? Ben ne Elif'im ne de siz Polat'sınız."

Mızıkçı bir tavırla kaşlarımı çatıp onaylamaz bir şekilde yüzüne baktığımda 'deli heralde' bakışıyla beni izledi. Bu konuyu sonra açmak için rafa kaldırdığımda komutanımın ne halde olduğunu merak ettim. Çünkü en son kucağında iki bayılmış bedenle birine doğru bağırıyordu.

"Elif'im, beni komutanıma götür onu özledim."

"Akın Efe'ye mi götüreyim?"

Soru dolu sesiyle derin bir iç çektim. Siyah saçları, karanlığı andıran bakışlarıyla beni nefessiz bırakıyordu.

"Evet, Elif'im götür beni."

Gözlerini devirdi ve bir anda ayağa kalktı.

"Ehhh, yeter be! Elif'im, Elif'im. Ben Elif değilim Mete bey! Daha fazla saçmalamayın. Buyrun çıkalım artık burdan."

Dudaklarımın kıvrılmasına engel olmadan ona 'yaklaş' işareti yaptım. Hafif yaklaşınca kulağına hizaladığım dudaklarımla bilerek boynuna doğru fısıldadım.

"Beni ayağa kaldırır mısın?"

Bedenimi saran ellerinin titrediğini hissettiğim de benden etkilendiğini anlayarak yüzümde bir zafer gülümsemesi oluştu.

Ayağa kalktığımda Elif'ime doğru tekrar fısıldadım.

"Haşin kızları sevdiğimi söylemiş miydim?"

Kafasını olumsuz anlamda sallayınca kıkırdadım.

"Sen yeterince haşinsin ve ben sana tüm benliğimle aşık oldum."

Put gibi kaldığında odadan seri hareketlerle çıkarak onu odada tek bırakmıştım.

Adını bile bilmediğim kadına bayılmama sebep olacak kadar çok aşık olmuştum. İlk görüşte aşka inanmayan ben, bugün ilk görüşte aşık olmuştum.

'Acaba yengemin akrabası falan mı?'

'İnşallah Akın Efe komutanımın akrabası çıkmaz.'

'Ya akrabasıysa?'

'Kaçırırım'

"ABARTMA LAN!"

İç sesime bağırdığımda bana dönen bakışlarla iç çekip insanlara gülümseyerek baş selamı verdim.

Asansörün önüne geldiğimde tuşa basarak bulunduğum kata gelmesini bekledim.

Gelen asansöre binip yengemin yattığı odanın kat numarasına bastığımda içeri giren diğer bedenle kafamı otarafa doğru çevirdim. Gelen Elifim'di. Asansörün kapısı kapanınca ona iyice dönüp kıkırdadım.

"Elif.."

"Efendim?"

Soru dolu bakışlarını gözlerime hapsetti.

"Asansör de kalmamız lazım."

"Ne?"

"Asansörde diyorum, kalmamız lazım."

"Neden?"

"Burdan dışarı çıkarsak benden utanıp kaçağını biliyorum çünkü."

Asansörün titreyip bir anda durmasıyla gülümsedim.

"Ve kaldık..."

Dehşetle asansöre baktığında hızla bana döndü.

"Nesin sen müneccim falan mı?"

Gülen bakışlarımla ona döndüğümde kafamı olumsuz anlamda sallayarak yere çömeldim.

"Ayakta kalma güzelim, buyur."

Gösterdiğim yere doğru bakınca derin bir iç çekti.

"Böyle bekleyecek miyiz?"

Gözlerimi devirip cevap verdim.

"Yok güzelim, niye bekleyelim? Tavana delik açıp çıkarız belki."

Oda bana gözlerini devirince sinirli ve mızmız bir şekilde gösterdiğim yere oturdu.

"Adımı nerden biliyorsun?"

Sorduğum soruyla omuzlarını silkip cevap verdi.

"Pelin söyledi."

'Demek ki Akın Efe komutanımın akrabası değil.'

"Benden adımı Pelin'e soracak kadar çok mu etkilendin?"

Derin bir iç çekip, sinirli bir şekilde sorumu yanıtladı.

"Diğer bayılanlar uyanınca bir tek kış uykusuna yatmış gibi olan sen vardın. Diğerleri Pelin'e bakmak için odada kalınca bende senin yanında kalmak için görevlendirildim."

"Mecburiyetten yani?"

"Mecburiyetten..."

İçimde olan sızlamanın neden olduğunu kavrayamıyordum.

Bir anda ayağa kalktım ve asansörün kapısını iki elimle ayırmaya çalıştım. Belki de Elif'in peşini bırakmalıydım, belki de kendimi çok kaptırmıştım.

Kapıya çok fazla güç uygulamış olmalıyım ki kapı iki yana ayrılarak açıldı. Ensemde hissettiğim ve asansörü tamir etmek için uğraşan ustaların bakışlarını umursamadan hızlı hareketlerle orayı terkettim.

______________________________________

Bu bölümde Mete'nin neden bayıldığını öğrendik.

Sizce Mete Helinden vazgeçebilecek mi?

Öbür bölümde görüşmek üzere, hoşçakalın ✋








KALBİMİN KOMUTANIWhere stories live. Discover now