ALHAYA

Bölüm 29

Selamünaleyküm.

Nasılsınız?

!Önceki bölümü okumayanlarınız var! Bildirim gitmemişti en son, bi bakın derim:'*

8553 kelime...

Okumadan atıyorum saçma gelen yer olursa söyleyin, düzenleyerek tekrar atayım.

Şimdiii size keyifli okumalar, bana iyi bölüm yazmalar♡
___________________________________

1 ay sonra;

"Alkaan..."

Bir yandan üzerimi giyinirken diğer yandan beni takmadan hâlâ uyuyan kocama sesleniyordum.

Bu adamın uykusu der susardım... Resmen hiçbir güç kuvvet -sabah ezanı hariç- onu yataktan kaldıramıyordu.

"Hıımm..."

Bonemi güzelce takmış, başörtümün ön kısmını kıvırmıştım. Uykulu mırıldanmasıyla gözlerimi devirerek ona baktım.

Yatarken asla tişört giymeyi sevmediğinden üstü çıplaktı ve yüz üstü yatıyordu. Kafasını bana doğru çevirmişti. Dudakları büzülmüş, her hâlinde bağımsızlığını ilan eden saçları alnına dökülmüştü. O kadar tatlı duruyordu ki...

Aslında hiç kıyamıyordum kaldırmaya lakin bugün cumartesi olmasına rağmen özellikle biraz erken kalkmalıydı. Zira Bolu'ya gidecektik!

Yarın Elif'in nişanı vardı. Bugün gidip özlemlerimizi gidermemiz ve yol yorgunluğumuzu üzerimizden atmamız gerekiyordu.

"Uyanır mısın artık hayatım?"

Sabah namazının ardından ben son eksiklerimize bakıp onları tamamlarken Alkan, tabiri caizse uçarak yatağa atlamış anında uykuya dalmıştı.

Yaklaşık bir saattir de koca yatakta yayıla yayıla uyuyordu.

"Uyanamam hayatım..."

Bıkkınca bir nefes verdim. Örtümü başıma yerleştirmeden boy aynamızın yanındaki tek kişilik koltuğa kırışmasın diye serip ellerimi belime yerleştirerek Alkan'a yöneldim.

Bir kaç saniye bekledim. Tık yoktu adamda.

Yaklaşıp, sağ dizimi yatağa koydum ve elbiseme de dikkat ederek yanına yanca yattım. Tam önüme denk gelen yüzüne bakıp sağ elimle önce alnına düşen saçları geriye attım ardından da yavaş yavaş yanağını okşamaya başladım.

Güzellikle çözmeyi deneyelimdi bir de.

"Bir tanem..."

Yine hiç tepki vermeyince okşadığım yanağını hafif hafif sıkıp bırakarak uyuyan beyninin uyanmasını ve bana odaklanmasını sağlamaya çalıştım.

Yüzünü şekilden şekle soksam da gram bir hareketlilik yoktu başta. Nasıl dayanıyordu anlam veremedim. Öyle ki bir yerden sonra resmen koparmadığım kalmıştı yanaklarını. Sıkıca tutuyor, ileri geri sallıyordum bir de.

Kendi kendime bir nevi ona işkence etmeye devam ettim bir süre. Daha fazla dayanamamış olacak bi birden ben ne olduğunu kavrayamadan, benden tarafta olan sol kolunu üzerime attı. Gözlerini açmadan tek atışta kavradığı belimle beni kendine çekti.

Ağzımdan "Hii!" diye bir nida çıkarken o hiç umursamadan çoktan beni yanına çekmişti.

"Ya Alkan ne yapıyorsun? Elbisem kırışacak! Ooof of..."

Söylene söylene beni koala gibi saran kollarını ittirmeye çalışıp ona sırtımı döndüm. Koca yatakta sürünüp kalkmaktı amacım. Ancak o da yüz üstü hâlinden bana doğru dönmüş, arkamdan daha da sıkı sarılmıştı.