Bölüm 15

11.9K 684 107
                                    

Selamünaleyküm.

Lütfen oy verin, lütfen... bir bölümü 150den fazla kişi okuyor ama oy sayısı bazen 20 bile olmuyor. Lütfen bir yıldızı çok görmeyiin<3

Keyifli okumalar...

💐Madrigal
|Seni Dert Etmeler|
___________________________________

Zühre'den;

Sevgili dostum;

Canım yanıyor. Yüreğim acıyor. Sanki bir el kalbimi tutmuş acımasızca sıkıyor.

İnsan neden sever? Sevdiğin şey seni tamamladığı için mi, ya da sana benzediği için? Yoksa bir ihtiyaç mı da her insan da görülüyor bu illet?

Google amcaya yazdım. Bana cevap veremedi. Hani sözde herkese göre her şeyi biliyor ya, bence işine geldiği gibi davranıyor. Bazen istediğini veriyor, bazen vermiyor.

İnsan sevgiye aç bir varlık. Hiç kimseyi bulamazsa var olmayan bir arkadaşı oluyor hayali, onu seviyor.

Benim de var biliyor musun? Sana daha önce hiç söylemedim ama bir hayali arkadaşım var.

Adı yok ancak her zaman benimle. Bir bakıyorum benimle konuşuyor. Hastalık mı bu, bilemiyorum ama rahatsız değilim. Önemli olan da bu.

Sevgiye aç değilim, yanlış anlama. O kadar şanslıyım ki beni sevgi denen kavramdan asla yoksun bırakmayan bir ailem ve dostlarım var ama yetmiyor biliyor musun? Bir şeyler eksik içimde.

Ben bir şey yaptım dostum. Birini istemeden üzdüm ve şimdi onun pişmanlığını iliklerimde hissediyorum.

Bir kaç gün önce Zeynep beni aradı. Dışarı çıkalım mı dedi, onun bana bağırıp çağırdığı günün ertesiydi. Yorgundum, pek dışarı çıkmak istemiyordum.

Sonra ne oldu anlamadan konu ona geldi. Kızlar bizi hep yakıştırıyorlardı ve inkâr edemeyeceğim, aklıma da girmişti bu düşünce. Belki de o gün bu yüzden bu kadar kırılmıştım bilmiyorum ama onunla olabilme ihtimali aklımdan geçmişti.

Olmaz dedim... neden bilmiyorum onu zor gördüm. Sanki her zaman tek suçlu o olacakmış gibi konuştum... bilmiyordum, telefonun ucunda onun da olduğunu. Beni dinlediğini. Hatta, hatta onun arattığını...

Önce bir ses geldi. Ne olduğunu bilmiyorum, sanki bir şey düştü gibi. Ne oldu diye sordum Zeynep'e. Cevap vermeden sert bir kapı sesi işittim.

Zeynep sadece, "Duydu!" Dedi. "Ağabeyim her kelimeni duydu, abla." Dedi. Önce duyduysa ne olmuş dedim içimden. Anlayamadım ne söylediğimi. Sonra şöyle bir düşününce, kırıcı sözler söylemişim.

Bir yanım, "O da seni üzdü! Umursama." Derken, diğer yanım, "Ne zamandan beri kısasa kısas yapıyorsun? O veya başka biri, birinin kalbini kırdın!" Diye bağırdı.

Canım yandı. Normal bir sızı değil bu. Bir hocam, cehennem ateşini bir milim bile hissetmek isterseniz, çakmağı tek parmağınıza tutmayı deneyin demişti. İnanır mısın belki bir saniye tutamadım. Şu an kalbim, sanki o ateşe atılmış da cayır cayır yanıyor gibi.

Dün karşılaştık biliyor musun? Her zaman üzerimde olan gözlerini, bir kez olsun bana değdirmedi. İnadına ben baktım bu sefer ama o kaçtı. Benimle konuşmadı.

Yüreğim yüreğine akan bir adamı üzdüm ve şimdi ne yapacağımı bilemiyorum.

İkimizde kırdık geçtik birbirimizi. Bundan sonra olur mu? İşte onu hiç bilemiyorum...

ALHAYAحيث تعيش القصص. اكتشف الآن