18- final

5.6K 763 578
                                    

günlüğümün sonuna hoş geldiniz. biliyorum, daha önce günlük kelimesini hiç kullanmadım ama bunca zaman seslendiğim bir siz vardı, yani birilerinin beni dinlediğini falan hayal ettim ve hala öyle hayal ediyorum. işte, son kez konuşacağız. bağlanmış gibi hissettiğim için biraz üzücü, neye bağlandığımı bilmediğimden biraz kafa karıştırıcı ve son şaka yapma şansım olduğundan da baya bir ürkütücü gerçekten. ama sanırım, vermek istediğim her şeyi verdim. bir mesaj değildi, biliyorsunuz ki ben öyle biri değilim, yalnızca başımdan geçenlerdi, yine de tanıdık hissettirdiğini biliyorum. 

şimdi sizi çok sıkmamaya çalışarak taşındıktan sonra neler olduğunu, hayatımızda neler değiştiğini anlatmaya çalışacağım. önce taehyung'un ehliyet almasıyla başlamak istiyorum çünkü kendimi övmek gibi olmasın, ben gencecik yaşımda kasaba hayatından şehir hayatına geçivermiş, yalnız yaşamış, çalışmış ve çokça şey başarmış bir insan olarak aşığım ve dostum taehyung'un bu genelinde başarısız ehliyet hikayesinden çokça zevk alıyorum. bundan ne zaman bahsedecek olsam gözlerim falan parlıyor, omuzlarım heyecanla titriyor ve taehyung benim bu duygu durumuma en yakın yüz ifadelerimi sevişirken gördüğünü söylemişti, düşünün. 

taehyung'un pek ulaşım araçları kullanıcısı olmadığını dikkatli biri fark edebilir diye düşünüyorum. bisikleti yoktu, otobüsün gitmediği yerlere yürüyerek gidecek kadar kafayı yemişti ve tanımadığı insanların arabasına da çok binmezdi. ciddi olmasa da ortada bir korkunun olduğu aşikardı ve o beni telefonla arayıp ehliyet kursuna yazıldığını söylediğinde çok şaşırdım, sesi o kadar da heyecanlı ve kendinden emin gelmediği için işkillendim, sebebini sordum.

mırın kırın etti, tekrar tekrar fobisinin olmadığını savundu, kendime güveniyorum elbette sesimle ne alakası var gibi bir ton söz söyledi ve en sonunda, yanına gelmek için sürekli başkalarının arabasını ayarlayamam, diye bir itirafta bulundu. çok tatlısın dedim, tabii ki öyleyim kaçov dedi o da. güldük baya.

aldığı derslerden sonra girdiği ilk sınavdan kaldı. ikincisinden de. bir gün beni aradı, bil bakalım ben ne yaptım dedi. sesi o kadar derbeder geliyordu ki kavgaya falan karıştığını düşündüm, meğer sınavdan kalmış. üçüncü kez. sınava başlamadan önce  görevli ona iki stop hakkının olduğunu söylemiş, o da arabayı iki kere stop ettirebileceğini düşünmüş ve bilinçli olmasa da öyle yapmış, ikincisinde sınavını durdurmuşlar, üstelik görevliyle madem ikincisini yapamayacaktım bir tane hakkım var demek olur bu diye de kavgaya tutuşmuş. bilemiyorum, bence çok da haksız değil, kelime seçimleri hayatın her noktasında önemlidir.

namjoon hyungla pratik yaptılar, onu hayatım boyunca sinirli gördüğüm nadir anlardan biriydi. ''ben böyle bir insan görmedim, ehliyet falan alamaz bu. arabayı sürmüyor ki, savaşıyor arabayla. aklımı kaçıracağım, sürekli kaçov deyip durması yok mu bir de.'' neyse ki dördüncü seferinde sınavı geçti. kutlama yaptık, namjoon hyung taehyung'un elinde gururla salladığı ehliyetine gözünün ucuyla bile bakmadı, oturup tüm bu süreçte derslere ve sınavlara kaç para harcadığını hesapladık. tutarı söylemeye dilim varmıyor bile. 

şimdilerde iyi araba kullanıyor, fobisini yendi yani, merak etmeyin. 

benim de öyle çok araba kullanmak gibi bir hevesim yoktu ama şehir hayatı kerpareyle yokuşlarından indiğim ve küçük taşlarını solladığım kasaba hayatına hiç benzemiyordu. fritözle birçok kaza atlattık ve bu benim gibi bisiklet konusunda uzman birisi için gurur kırıcıydı, bisiklet yolundan geçen insanlara laf anlatmaktan vazgeçtiğim noktada bisiklet yoluna park eden arabalarla uğraşmak zorunda kaldım, birilerine çarpmamak için verdiğim onca uğraşa rağmen duvara tosladığım anlar çok oldu ve sonunda ben de ehliyet aldım. merak ediyorsanız, ilk sınavda geçtim. ve yine merak ediyorsanız, hayır arabam yok, etrafımdaki kişilerden otlanıyorum. 

pagsamo xxx vkookWhere stories live. Discover now